45.bölüm

282 25 14
                                    

~Düzenlendi~~


1 hafta sonra -Sınav günü geçmiştir-

Yaprak'tan

Bir hafta geçti. Koca bir hafta ve ben bu sürede Ali'nin yanına gitmedim. Daha doğrusu gidemedim. Yüzüne nasıl bakacağımı bilemedim. Ama çocuklarla konuşmama göre onunda benden pek bir farkı yokmuş. Ben bu bir hafta içinde odamdan ihtiyaçlarım dışında hiç çıkmadan sürekli ağladım. Çünkü sevdiğimin canını acıtmıştı sözlerim. O ise sürekli içip içip ağlıyormuş. Soruyormuş bizimkilere ' Neden beni bıraktı ?' diye. İşte tam olarak o sorunun cevabını bende bilmiyorum. Ama onun gönlünü nasıl geri kazanacağımı biliyorum. Sadece bizimkilere ihtiyacım var o kadar.

O yüzden toplu arama yaptım. 

'' Alo, efendim hemşire?'' 

'' Biz de varız Oğuz.''

'' Varsan varsın götkuş bizi ilgilendirmez. ''

'' Ulan sizin sayeniz de kız konuşamadı. Konuş güzelim.''

''Öncelikle teşekkürler Sinankuşum. Konuya gelicek olursak, Ali'yi nasıl geri kazanacağımı buldum. Ama sizin yardımınıza ihtiyacım var. Hepinize bazı şeyler söyleyeceğim onları alıp akşam saat 7'de parkta olun. Anlaşıldı mı? ''

'' Anlaşıldı komutanım.'' 

''Oğuz bir cıvıma ya. ''

'' Lan götkuş sen beni mi kıskanıyorsun lan. ''

''Ben sana akşam gösteririm Oğuz kıskanmayı.''

Bizimkilerin konuşması devam ederken ben yüzlerine kapayıp hepsine alacaklarını whatsapp'tan yazmaya başladım. Planım umarım işe yarardı. 

Ali'den 

Bugün çocuklar gelmemişti bende kiminle dertleşsem diye düşünürken aklıma Emre geldi. Hemen telefonumu elime alıp açtım. Bir haftadır telefonu elime aldığım yoktu. Tabii ben ekranı açınca Yaprak ile olan fotoğrafımız geldi önüme. Onu düşününce yine gözlerim dolmuştu. Daha fazla oyalanmadan Emre'yi ardım.  

-Aradığınız kişi şunda başkası ile görüşm-

Tele sekreterin sesini duyduğumda telefonu kapattım. Şimdi ne bok yiyecektim gerçekten bilmiyordum. Halbuki Yaprak yanıma gelse onu affederdim. Sadece Yaprak'tan bir adım bekliyordum. Zaten  o bana bir adım gelse ben ona bin adım giderim. 

Emre'yi aramamdan 15 sonra bana geri dönüş yaptı.

 '' Alo, Ali kardeşim ne yapıyorsun?''

'' Emre ben hiç iyi değilim''

" N'oldu Ali. Birine bir şey mi oldu? '' İçkimden bir yudum daha aldıktan sonra konuştum.

'' Keşke birine bir şey olsaydı o en azından normale dönüyordu.'' Bu sefer sesim ağlamaklı çıkmıştı.

" Ali sen içip ağlıyorsan ne olmuş olabilir? Sen bu kadar dağılmazdın Ali?''

'' Yaprak. Yaprak benden ayrıldı. 1 hafta oldu Emre. Onun yüzünü görmeyeli, sesini duymayalı tam 1 hafta oldu. Dayanamıyorum ama o beni karşısında isteyene kadar da onun karşısına çıkmak istemiyorum. Ne yapacağım gerçekten bilmiyorum 1 haftadır şu beynimi de kullanamıyorum. Hiç bir halta yaradığı yok lan.  Bir bok yaptığı yok.'' Ağlamaya başlamıştım bir yandan da içiyordum. Zaten şu 1 Hafta yaptığım en çok şeylerden birisi içmek birisi ise neden böyle olduğumuzu düşünmek. 

Saat 19.43 

    Emre ile yarım saat konuştuktan sonra yine kendi düşüncelerimle baş başa kalmıştım. Gelen mesaj sesi ile telefonuma baktım. Mesaj Yaprak'tan gelmişti. 

Kimden: Yaprağ'ım

'Hikayemizin başlayıp bittiği yerdeyim. Gel. İstersen hikayemizde ikinci bir cilt yaparız, istersen o cildi başlamadan bitiririz. Karar senin. '

     Mesajı okuduğum gibi hemen üstüme bir kapşonlumu alıp çıktım. Nereye gideceğimi biliyordum. O parka gidecektim. Hikayemiz'in başladığı parka. 


4n1k 3 [kendimce]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin