Artık oyun bitmişti. Onu son kez görmek için kulise yeniden uğradım.
Atlas: -"Deniz?"
Deniz: -"aa, merhaba. Çiçeklerini aldım. Teşekkür ederim. Çok incesin ama gerek yoktu aslında. Bu size moral olması için yapılan bir oyundu."
Atlas: -" O halde bunun bir teşekkürü olarak kabul edersin. :) Bu zamanda moral yükseltmekte epey zahmetli bir şey ne de olsa. "
Deniz: -"Peki, sen öyle diyorsan. Ama yanlış anlamazsan ben seni hala tanımıyorum."
Atlas: -" Çok özür dilerim. Hep ben sordum kabalığımı affet. Ben Atlas Saygın, burada öğrenciyim. 21 Yaşındayım. Okul için Ankara'ya yerleştim. Ailem İstanbul'da yaşıyor. Aslına bakarsan buraya gelmeden önce hiçte iyi fikirler beslemiyordum oyunla ilgili ama sizin gibi yetenekli ve istekli genç arkadaşlarla tanışmak bana da iyi geldi doğrusu."
Deniz: -" Önyargılıydın yani."
Atlas: -"Evet öyle duruyor. Ama yapmamam gereken bir yargıydı. Kendime kızıyorum şu anda."
Deniz: -"Aslında pekte haksız sayılmazdın. Yani bende tıp okusam açıkcası lise öğrencilerinden bir gruba pekte sıcak bakmayabilirdim belki. Bilemiyorum. Ayrıca gitmeliyiz. Arkadaşlarım beni bekliyor bile."
Atlas: -"Evet sohbete daldık. Gitmek zorunda mısın? İstersen bi kahve içelim eğer senin içinde uygunsa ve vaktin varsa?"
Deniz: -"Bilemiyorum. Gitsem daha iyi olacak sanki."
Atlas: -"Lütfen bu güzel sohbeti bölmeyelim. Eğer istersen ben de seni bırakabilirim eğer bunu dert ediyorsan?"
Deniz:- "Yoo, babam gelip beni alır. Zaten oyundan sonra toparlanırken sen birden seslenince ben babamı aramayı unuttum. Oyundan çıktığımı bile bilmiyor. Onu arayayım, gelene kadar kahve içebiliriz."
Atlas: -"Olur, ben kahveleri alayım. Nasıl içersin?
Deniz: -"Sütlü ve bol köpüklü"
Artık Okul kantininde karşılıklı olarak güzel bir sohbetin başındayız.
Deniz: -"Tıp okumak zor mu? Neler yaptın kazanmak için sınava nasıl hazırlandın. Bizde seneye sınava gireceğiz, ben şimdiden çalışıyorum."
Atlas: -"Evet, doğru olanı yapıyorsun. Ben lise hayatım boyunca sürekli düzenli ders çalışırdım. Aslına bakarsan ben okula başladığım günden beri düzenli ders çalışmaya programlanmış gibi büyütüldüm. Bu da bi yerden sonra alışkanlık oldu. Hala çalışma prensimi ayarlar ve ona göre yaşarım. Yani hayatımı yaptığım programa göre uyarlıyorum diyebilirim."
Deniz: -"ooww, anladımm. Yani hayatın sana ayak uydurmuyor, Sen yaptığın programa ayak uyduruyorsun. Öyle mi?
Atlas: -"Yani bu açıdan bakarsan evet. :D Peki sen nasıl çalışıyorsun? Ne okumak istiyorsun?"
Deniz: -" Aslında bende düzenli çalışıyorum. Genelde programlarımı babam kontrol eder. Sanırım o da başarıyı düzenli çalışmaya bağlıyor. Ama ben çoğu zaman saatlerce ders çalışmak yerine kitap okumak istiyorum. Bu beni zorluyor. Ama hukuk kazanmak için babam bunun gerekli olduğunu söylüyor. Tıp düşünmüştük aslında ama beni kan tutuyor ve yapısal olarakta dayanıklı biri olduğumu düşünmüyorum. Ben yara görmeye bile dayanamıyorum bu benimde canımı acıtıyor bilemiyorum benim yapabileceğim bir meslek gibi gelmedi hiç. Gerçi hukukta da başarılı olabilir miyim bilmiyorum. Ama babam bunun bana uygun bir meslek olduğunu düşünüyor."
Atlas: -"Peki sen?"
Deniz: -"Ne? peki sen? anlamadım.?
Atlas:-"Peki sen sana uygun bir meslek olarak düşünüyor musun? Yani sence sana göre yapmak istediğin meslek ne?"
Deniz: -"Ben bunu uzun zamandır düşünüyorum aslında. Ama sanırım aileme söyleyecek cesareti henüz bulamadım. Ailemi üzmek ya da hayal kırıklığına uğratmak istemiyorum. Onlar benim için çok çaba sarfediyorlar."
Atlas: -"Hala soruma cevap alamadım. Ailen senin mutsuz olabileceğin hiçbir şeyi yapmanı istemez. Bu düşüncenden kurtulup gerçekten mutlu hissettiğin şeylere yönelmelisin. Meselaa örneğiiinnn...?"
Deniz: -" örneğiiinnn.. Tarih'e :). Yani aslında tarihe özellikle arkeoloji'ye büyük ilgim var. "
Atlas: -"oww, bu harikaymış benimde dünyayı gezmek gibi bir hayalim var."
Deniz: -"Bu aynı şey değil ama yine de sen bilirsin :)"
Atlas: -"Biliyorum tabi ki koskoca arkeoloji bilimini dünyayı gezmek olarak tanımlamadım tabi ki ama dünyayı bilerek daha önce oralara kimlerin ayak bastığını, şehrin isimlerinin hikayesini ve eski çağ medeniyetlerinin günümüze neler bıraktığını, görerek ve en önemlisi anlayarak gezmek benim hayalim :)"
Deniz: -"Benim de öyle, düşünsene bilmem kaç yıl önce yapılmış, inşa edilmiş bir yapının taşlarına senden önce milyarlarca insan dokunmuş bence bunları keşfetmek büyüleyici. Ayrıca geçenlerde bir belgesel izliyordum. Mısır piramitleriyle ilgiliydi ve orada ki arkeolog, kazının ilk başladığı yıllardan bu yana görev alıyormuş yaklaşık 20 30 yılllık bir süreçten bahsediyorum. Ve bulunan bir mumya'ya en son mumyalandıktan sonra, ilk kez dokunan arkeologmuş. Bu çok heyecan verici değil mi? Her neyse babam gelmiş olmalı, beni arıyor, Gitmeliyim. Sohbet ve kahve için teşekkür ederim."
Atlas: -"Zaman çok çabuk geçti. Seninle sohbet etmek çok güzeldi. Bence burada böyle bitmemeli. Tekrar görüşmeliyiz."
Deniz: -"Anladım. :)"
Deniz çantasından kalemini çıkartır. Peçeteye numarasını yazar. Ve " Görüşmek üzere" der ve arkasını dönüp gider.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PUSULA
Novela JuvenilAynı evde arkadaşını ne kadar tanıyabilirsin... Ya da gerçekten arkadaş olduğunuzu... Birbirinden farklı hayatlar, esrarengiz duygular, aşk, sır ve daha fazlası... Kuzey ve Atlas'ın eğlenceli ev arkadaşlığından, birbirlerinden sakladıkları sırların...