Chapter Three: Hogwarts'a Hoşgeldiniz

2.6K 138 127
                                    

" Famous and dumb at an early age"

Harry'nin son hatırladığı yeşil bir ışık ve çok ağrıyan bir baştı. Evet, en son bunları hatırlıyordu. Peki ya sonra?

 Harry gözlerini açabileceğini fark etti ve açılmaları için göz kapaklarını zorladı. Açtığında hastanede olduğunu ve beyaz bir yatakta olduğunu anladı. Kalkmak ve oturur pozisyona gelmek için kendini zorlayarak kalktı. Baş ağrısı en son hatırladığı gibiydi ve alnına ellemek için elini uzattı ama orada bir sargı vardı. Kendi kendine ne olduğunu düşündü ve o sırada babası içeri girdi. Harry'nin uyanık olduğunu görünce koşarak yanına gitti. 24 saattir uyuyan oğlunun uyandığını görünce sevindi ve ona sımsıkı sarıldı. Sarılması bitince Harry'nin yatağına oturdu ve meraklı görünen bir Harry'e önce ne söyleyeceğini düşündü. Ama bunun için kafa yormasına gerek kalmadı çünkü önce Harry konuştu.

''Bana ve Voldemort'a ne oldu? Öldüğümü sanmıştım ama şimdi buradayım.''

James derin bir nefes alarak başladı.

''Voldemort sana bir öldüren lanet gönderdiği halde senin ölmeme nedenin, Dumbledore'un dediğine göre Lily'nin sevgisi. Bunun sayesinde sen ölmedin. Lily fırlatılıp kemiklerini kırmadan önce-''

''Ne? Annemin kemikleri mi kırıldı? O canavar suratlıya gününü göstereceğim!'' Harry yumruklarını sıktı ve birden suratı düştü. ''Peki annem, şimdi iyi mi?''

''İki oda ileride dinleniyor. O senden önce uyandı ama durumu kötü. Yani bir sürü kırığı var. Bu yüzden hemen Hogwarts'a dönemez.''

''Ya Voldemort? O nerede?''

''En büyük gizem de o zaten. Voldemort kayıp. Nerede olduğunu bilmiyoruz. Zaten kayıptı ama geri döndü ve şimdi... Yine kayıp. Çok ilginç gerçekten. Ama daha ilginç olan şey ise senin öldüren lanetten kurtulan ilk kişi olman. Hem de sadece küçük bir yara iziyle.''

 Harry alnına dokundu. Başının hala sızladığını fark etti ve yüzünü buruşturdu.

'' En iyisi ben bir şifacı çağırayım. Gelirken de annene uyandığını haber veririm. Kendini yorma ve dinlenmeye çalış. Ben sonra tekrar geleceğim.''

 Harry kafasını olur anlamında salladı ve James dışarı çıktı. Aradan birkaç dakika geçtikten sonra şifacı odaya girip kapıyı kapattı. Harry'i düzgünce muayene ettikten sonra alnındaki sargıyı çıkardı. Harry yara izine ellemeye çalıştı ama eller ellemez acı içinde parmağını geri çekti. Sanki kızgın bir demir alnına değmiş gibi hissediyordu. Harry'i izleyen şifacı bunu gördükten sonra ona bir tane acı dindirici iksir verdi ve daha sonra ona ayna getirdi. Harry daha önce hiç böyle bir şey görmemişti. Şimşek biçimliydi ve çok inceydi. Canı acımasa neredeyse güzel durduğunu bile söyleyebilirdi. Şifacı aynayı alıp Harry'nin dinlenmesi için dışarı çıktı. Harry iksiri bir dikişte bitirdi ve uyumak için gözlüğünü yanındaki komodine koydu ve tekrar yattı. Ne kadar uyuduğunu bilmiyordu ama uyandığında yanında babasıyla Sirius vardı ve onu izliyorlardı. Harry kalkıp oturdu ve gözlüğünü taktı. Babası çok yorgun görünüyordu ama hala gülümsemeyi beceriyordu.

''Öldüren lanetten kurtulan birisi için bayağı iyi görünüyorsun Harry.'' Sirius şakayla karışık söyledi.

''Evet, öyle sanırım.'' Harry gülümsedi. Biraz daha dikleşince yanında duran kutuyu gördü. Paketi eline aldı. Üstünde ''Harry için'' yazıyordu. Harry paketi yırtıp açtı. İçinde Bertie Botts'un Her Lezzetten Fasulyeleri'nden vardı ve yanında da bir mektup vardı:

'' Sevgili Harry,

 Ben ve Ron senin için çok endişeleniyoruz. Duyduğumuza göre öldüren lanetten kurtulmuşsun, bunu nasıl yaptığını bilmiyorum ama büyük bir tehlike atlattın. Kendine dikkat et. Umarım en yakın zamanda iyileşir ve okula geri dönersin. Seni dört gözle bekliyoruz.

Carmen | Harry Potter AUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin