11. Bölüm

51 11 5
                                    

Üzerimdeki şaşkınlığı atmam birkaç dakika sürdü. Ev, gölge, Toygar, hançer, günlük... Bir akşama nasıl bu kadar şey sığdırabilmiştim. Doğum günüm yarındı. Demek ki çoktan yarın olmuş, saat gece yarısını geçmişti.

Toygar yavaş adımlarla yanıma yaklaştı. Olduğum yerde donakalmıştım. Ne hareket edebiliyordum ne de ağzımdan tek bir hece çıkabiliyordu. Yanıma oturup küçük kutudaki hançeri eline aldı. "Bu Aydilge'nin hançeriydi. Ailemizin kadınları arasında en son anneme ulaştı. Benim bir kız kardeşim yok, o yüzden hançeri kuzenime vermem gerektiğini düşündüm." Cümlesini bitirirken elini omzuma koymuştu. Kafam gittikçe daha çok karışıyordu. "Toygar, ben hiçbir şey anlamıyorum."

"Anlıyorsun Almila, her şeyi. Sadece reddetmek sana şu an daha kolay geliyor." Toygar ile aynı kanı taşıyor olamazdık. Ama aynı kanı taşımıyorsak Gölge beni buraya göndermezdi." Mantıklı düşünmek için bir kaç dakika boyunca sakinleşmeyi bekledim. Babam Kayra Han'ın kanından geliyordu ama asıl ailenin kanı daha önce bozulmuş olabilirdi. Ama Kayra'nın babası kanı bozanın annem olduğunu düşünüyor olmalıydı ki onu ölüme terk etmişti. Annemin kardeşleri var mıydı, anneannem ve dedem kimdi bilmiyordum. Toygar'ın yüzüne baktım. Anlatmamı beklediğini anlamıştı, konuşmaya başladı.

"Aydilge bir günahkardı, Sencer ise bir avcı. Sana her şeyi en başından anlatacağım. Hikayenin bu kısmını biliyor musun bilmiyorum. Tarikatın pelerinliler ve avcılar olarak bölünmesi çok da eskiye dayanmıyor." Kayra buna benzer bir şeyler söylemişti. " Kurban etme görevi avcılara, diğer tüm görevler ise pelerinlilere verildi. Ama avcılar bunu kabul etmek istemedi. Tüm pis işi kendileri yaparken pelerinliler tarafından yönetilmenin onur kırıcı olduğunu düşündüler. Bunun üzerine içlerinden birkaç avcı seçtiler, pelerinlilerin neler yaptığını gözetlemesi için. Bunlardan biri de Sencer'di. Sencer'in görevi mavi pelerinlilerin günahkarları nasıl tespit ettiğini öğrenmekti. Tüm işlerin nasıl yapıldığını öğrenirlerse pelerinlilere gerek kalmazdı."

Anlattıklarını sindirmem için bir süre bekledi. Sonra konuşmasına kaldığı yerden devam etti. "İnsanların arasına karışması gerekiyordu. Ona şu an içinde olduğumuz evi tahsis ettiler. Her gün sıradan insanlar gibi sokağa çıktı, hatta bir ara bir işe bile girdi. Çalıştığı yerde bazen görüler gören, sesler duyan insanlar olduğunu fark ediyor; bunları haftada bir kez diğer avcılarla paylaşıyordu. Onlar da bu isimlerin daha önce pelerinliler tarafından bildirilip bildirilmediğini kontrol ediyordu. İsimlerin çoğu bildirilmiş oluyordu ama mavi pelerinlilerin tespit edemediği kişiler de oluyordu Sencer'in listesinde. Bir iki yıl boyunca böyle devam etti. Bu süre içinde pelerinliler ile avcılar arasındaki gerginlik bitmişti. Avcılar, pelerinlilerin aldığı sorumlulukların ağırlığını fark edince sadece öldürme kısmını üstlenmek onlara daha kolay gelmişti."

Toygar'ın anlattığı her şeyi büyük bir dikkatle dinliyordum. Hiçbir cümlesini kaçırmak istemiyordum. Buradan ayrıldıktan sonra belki de kütüphaneye gitmeli, aklımdakiler tazeyken biraz araştırma yapmalıydım. Kafamdaki düşünceleri bir kenara attım, şimdi düşünmenin değil dinlemenin vaktiydi.

"Sencer'in insanların arasındaki işi bitmişti. Ama dönmesine engel olan bir şey vardı. Çalıştığı yerde gözlerini üzerinden alamadığı, gördüğünde başını döndüren bir kadın vardı: Aydilge. Aydilge için yanıp tutuşuyordu, ama bir türlü onunla konuşamamıştı. Onsuz dönmek istemiyordu. Biliyorsun ki avcılar veya pelerinliler normal insanlarla evlenebiliyordu. Kızagan ve Mergen soyunu bu şekilde devam ettirmişti.

En sonunda Sencer cesaretini topladı ve hislerini Aydilge'yle paylaştı. Aydilge de onu seviyordu, ilk gördüğü andan beri. Çok mutluydular. İkisi de günlerini aşklarından başka hiçbir şey düşünmeden geçirdi. Ama biliyorlardı. Sencer Aydilge'nin bir günahkar olduğunu biliyordu. Aydilge Sencer'in bir avcı olduğunu biliyordu. Av zamanı gelene kadar bunun hakkında hiç konuşmadılar. Ama büyük gün gelip çattığında Sencer, Aydilge'yi nasıl koruyacağını düşünüyordu."

Kızıl Kurban #Wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin