Kumral saçları hazin rüzgara eşlik ediyor ve dalgalandıkça dalgalanıyordu. Gözünden akan yaşları silmeye mecali bile yok. Tam o sıra ayağının dibindeki o masum, o yanlız çiçeği gördü. Tam koparmaya yelkenirken birden duraksadı çünkü o çiçekte kendini gördü. İkiside yalnız ve tek istedikleri bu hayatta kendileri olabilmekti. İkiside hayatın onlara sunduğu zorluklar karşısında büyük başarılar elde etmiş lâkin Çise "buraya kadar" demişti. Şimdi ayaklarının altında alabildiğine mavi ve gizemli, olabildiğince büyük yeni evini "selamlıyordu". Rüzgarı sırtına almış o hareler tam da şu an gökyüzünü seyrediyordu. Birden kulakları kendi ismini duymaya başladı. "Çise,Çise,Çise" Sesin geldiyi yöne bakınca tamda az önce atladığı o yerde şimdi bir başkası vardı. Ona bağırıyordu Çise o adamı tanıdı ve buruk bir bakış attı. Şimdi herşey için çok geçti çünkü Çise yeni evine kavuşmuştu ve dalgalar Çiseyle dans etmeye başlamışlardı bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇİSE...
General FictionAnka kuşunu hepimiz biliriz; küllerinden doğan muazzam bir yaratık. İşte bizim Çise'mizde aynen böyle, kaderin hain planlarına karşı ayakta durmaya çalışsa da. Size bir sır vereğim mi? o da insan, ve artık çok yoruldu. Ya kadere kafa tutup hayalleri...