seni özledim sehun•°

182 14 15
                                    

Gözlerim uykusuzluktan acımaya başladığında saatin kaç olduğundan haberim bile yoktu. Saatlerdir tek yaptığım şey oturduğum sandalyede hastane tavanına bakmak ve elimdeki kimin getirdiğini dahi bilmediğim soğumuş kahveyi tutmaktı. Uykusuzluk yetmezmiş gibi beyaz ışık da gözlerimin kapanmasına sebep oluyordu ancak direniyordum.

Yanımda kafayı yemek üzere olan Chanyeol oturuyordu. Onun yanında ayakta dikilerek hem Chanyeol'ü hem de kendini sakinleştirmeye çalışan Chen vardı. Karşımızda neyin nasıl olduğunu dahi anlayamadan olayın gelişmesi karşısında şok olan Jongin ve başını yasladığı Suho duruyordu. Muhtemelen şu anda hiçbir şeyden habersiz kendini suçlayan beyinsiz Kyungsoo ise bahçedeydi. Yanımıza gelmeye çalışması üzerine Chanyeol'den iyi bir dayak yememek için bahçede duruyordu.

Hepimiz Baekhyun'u bekliyorduk.

Yanımda dururken birden bire yere yığılışı, Jongin ve Soo'nun yanımıza koşması, Baekhyun'u kucağıma alıp koşturmam, hastaneye gelişimiz, diğerlerinin gelişi hepsi bir film şeridi gibi gözümün önünden geçip duruyordu. Beynim düşünmeyi durdurmamak için mücadele veriyordu sanki.

Onu buraya getirişimizin üzerinden kaç saat geçmişti bilmiyordum. Kimse kimseyle konuşmuyordu, göz göze bile gelmiyordu. Koridora iğne atsan bomba etkisi verecek gibiydi çünkü kimse çıt dahi çıkarmıyordu. Doktor bir kez çıkıp Baekhyun'un çok kötü bir şeyinin olmadığını ancak dediklerinin hiçbirini yapmadığı için her an meydana gelebilecek bir komplike durumunda hemen müdahale etmek için onu müşaade altında tutacağını söylemişti.

Şükürler olsun ki şu anki suskunluğumuzun sebebi aslında ona kötü bir şey olması değildi.

Asıl sebebi hepimizin doktor çıkıp açıklama yapana kadar onu kaybetmiş olduğumuzu düşünmesiydi. Hepimiz o korkuyu iliklerimize kadar hissetmiştim. Biliyordum, çünkü hepsinin gözündeki titremeye görmüştüm. Kimimiz onu dinlediği ve o kimseyi umursamazken ses çıkarmadığı için, kimimiz ise ona söyleyemedikleri için ağlayıp duruyordu. Ben ikincisiydim. Kim bilir daha diğerlerinin aklından neler geçiyordu. Ben kendi açımdan düşünüyordum sadece. Hastaneye geldiğimizde bu yana hepimiz kilitlenip kalmıştık. Gözlerimizden yaşlar akıp duruyordu. Jongin'in titrediğini görebiliyorum. Tek yapabildiğimiz şey çaresizce beklemekti. Camı olan bir odadaydı ancak perde kapalıydı. Daha sabah yanımda uzanan adamla aramda sadece cam vardı ama ne yaklaşabiliyordum ne görebiliyorum. Artık nefes alamaz hale gelmiştim, bahçeye çıkmalıydım ama ya doktor çıkıp başka bir şey söylerse ya Baekhyun'un olduğu odanın perdesini kaldırırlar diye düşünmekten hareket edemiyordum.

"Hadi." dedi Suho, "Hadi artık toparlanın saat gece yarısını geçiyor. Kendinize gelin! Burada böyle aptal gibi oturmamız Baekhyun'un işine yaramayacağı gibi bizi daha kötü bir hale getiriyor, onu için güç toplamak zorundayız."

Kimsedwn ses çıkmadı, tek yaptığımız şey öylece Junmyeon'a bakmaktı. İlk önce hepimizi birer birer süzdü. Sonra gözleri Chanyeol'e ve Kai arasında mekik dokunmaya başladı. En sonunda da kimseden ses çıkmayınca dayanamayıp sert bir şekilde konuştu." Chanyeol ve Jongin sizi eve götürüyorum."

Junmyeon hyung çok ciddiydi. Chanyeol ve Jongin anında itiraz edecek oldular ancak tek hamleyle onları susturdu. "Sakın olaki çenenizi açayım demeyin. Sizi benim evime götürüyorum, ikinizde şu an ayakta duracak güçte bile değilsiniz. Güzelce birkaç saat uyuyacaksınız ve sabah olmadan geri dönmüş olacağız." Arabasının anahtarını Chanyeol'e attı. "Arabaya gidin ve Chanyeol Soo'dan uzak dur! Geliyorum ben birazdan."

Onlar kafalarını sallarken Junmyeon Chen ve bana döndü. "Chen sen Baekhyunlara gidiyorsun ancak büyükanneye bir şey çaktırmıyorsun. Bizim bu gece birlikte olacağımızı söyleyip birkaç parça eşya alıp geliyorsun." Chen koşar adım dışarı çıktı.

04 • SeBaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin