On Üçüncü Bölüm

2.9K 193 52
                                    

Herkese merhabalar ☘️

Ben tekrar geldim. Baya uzun bir zaman oldu farkındayım çok özür dileyerek başlayayım söze. Zamanım hiç olmadı. Mimarlık gerçekten zormuş denendi ve kanıtlandı 🤦🏻‍♀️

Ama ben bu bölümü sizin için yazdım. Umarım hala okuyan birileri kalmıştır. Arada gelen yeni bölüm yorumlarının gazıyla bulduğum her boş anda kesit kesit yazdım ve sonunda tamamladım.

Sarı kalpleri size armağan ediyorum 💛

Keyifli okumalar 🎗

Hayatımın en güzel dönemlerinde yaşadıklarımın altında ufak ufak ezilirken sağlam kalacağına inandığım bir kalbimi bıraktım ortaya. Ufak bir ışıltıyka çarpıyordu bana yavaş yavaş. Anlını anlıma dayamış sıcaklığı soğukluğuma karışan Uğur kalbimi attırıyordu.

"İnanıyorum sana." diye fısıldadığımda eli yavaşça yanağıma bulmuştu o anda arkadan babamın sesini duydum.

"İnanmanı bölüyorum kızım ama ayrılın." dediğinde irkildim babamın burada olduğunu unutmuştum.

"Ah baba!" diyerek yerimden yalpalayarak kalktım. Uğur'da kalkıp babama selam verdiğinde babam çatık kaşlarlarıyla selamını aldı. "Gidelim mi baba?" diyerek topallayarak ona doğru ilerledim. Babam ses çıkarmadan koluma girip ilerlememe yardımcı oldu.

"Ben konuşun demiştim kızım." dediğinde utançla yüzümü eğdim. "Neyse." diyerek eğdiğim başımı diğer eliyle kaldırdı. "Başını eğme güzel kızım."

"Kapatabilir miyiz bu konuyu?" dediğim anda duraksayıp bana döndü.

"Sen aşık mı oluyorsun?" dediğinde gözlerim yerinden fırlayacak gibi ayrıldı ve şaşkınca babama baktım. Yüz ifadesiyle dalga geçtiğini anladım.

"Baba!" diyerek güldüğümde o da sesli şekilde güldü.

"Sustum." diyerek gülmeye devam etti. Babamın benimle bu konu hakkında yorum yapması beni utandırmıştı. Aslında böyle şeylerden hoşlanmazdı ama benim kötü hissetmem için dalgaya vurduğunu düşüyordum. Babamı gerçekten her şeyden çok seviyordum. Ona sahip olduğum içim gerçekten çok mutluydum.

-

İlerleyen zaman içinde tek başıma yürümeye çalışmış ayağımdaki metal yığınına alışmaya çalışıyordum. Adım atmam konusunda gerçekten yardımcı olsa da üzerimde bir fazlalık gibi hissediyordum. Hiç bir zaman böyle bir aparatla gezineceğim aklıma gelmezdi. Benim istediğim bale yapmaktı. Bu hayalim aklıma geldikçe gözlerim doluyordu. Çünkü zaman geçtikçe aleyhime ilerliyordu. Hissediyordum, yaşıyordum.

Kapının tıklanması ile irkildim. Annem biraz halsiz düştüğünden babam onu eve götürmüştü. Burada şimdilik tektim ve sorun etmemiş. Tıklanan kapıdan babamın girmesini umarken babaannemi gördüm. Dolu gözleriyle yavaş adımlarla içeriye girdi ve yüzünde zoraki bir gülümseme yerleştirip bana yaklaştı.

"Kuzum?" diyerek yanıma yaklaşıp yatağın kenarına oturup elimi tuttu. Ona karşı mahçupluk almıştı içimi. "İyi misin?" dedi titreyen bir sesle.

"İyi." diyebildim sadece.

"Ben..." dedi ve gözlerini benden çekip tuttuğu ellerime indirdi. "Belki bana bir şey anlatmak istersin diye geldim." dediğinde yüzündeki gülümseme silinip yaşlar yanaklarını buldu. "Yalvarırım bana bir şey söyle Hayat. Oğlumu anlat bana." dediğinde dudaklarım aralandı.

Hayat'ın YangınıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin