-12.-

273 15 5
                                    

-Draco-

Arkamı dönemedim. Gözlerimi sıkıca yumdum. Sevdiğim kız acı çekiyordu ve boynumda beni her an öldürebilecek gizemli bir asa vardı. Hermione de benim gibi gözlerini yummuştu. İkimizde bir mucize bekliyorduk. "Herm-" diye bağırmaya kalktım. Arkamdaki kişi ağızımı tutup "Shh, sessiz ol." diye mırıldanıp küçük bir kahkaha attı.

İçim ürperdi. En sonunda kolumu kaldırıp asayı tuttum. O kadar sert tutmuştum ki asa kırılabilirdi. Hızlıca döndüm. Weasley'di. İşte buna şaşırmıştım. Bir kere onun götü yemez ki böyle birşey yapmaya. Tımarhaneden kaçmış gibi görünüyordu. Rengi solmuş, saçları yağlanmış, giysileri kirlenmişti. Yasak ormandan kaçtığını tahmin ettim. Onun asasını hızlı bir hamleyle indirip kendiminkini ona doğrulttum. "Embesil kanı bozuk!" diye tısladım. "Sersemlet!" yere yığıldı. İçimden keşke öldürseydim diye düşüsem de azkabanın canımı yakacağı kesindi.

Kapının önüne çömeldim. Pansy'nin yanında birkaç kişi daha vardı. Ve hepside yapılı iri erkeklerdi. Ve kötü yanı da hiçbirini tanımıyordum. Hogwarts'dan olmadıkları o kadar netti ki. Onları nasıl buraya sokmuştu bu aptal. Tırsmadım desem yalan olurdu ama sevdiğim kadına işkence edilmesini daha fazla izleyemezdim.

-Yazar-

Hermione yerde yarı baygın halde yatıyordu ve heryeri kan içindeydi artık. Bin bir türlü lanet yiyordu. Hermione Draco'yu gördü o kadar halsizdi ki ağzını açtı. Parmağını dudağına kapatarak sessiz ol işareti yaptı. Gözlerini sıkıca yumdu. Bir elin omuzuna dokunduğunu hissetti Weasley sanmıştı ama Harry olunca çok rahatladı.

-Draco-

"Harry yardım et. Çok kalabalıklar beni mahfederler." diye fısıldadım çömeldiğim yerden. "Ayağa kalk bak ne getidim." ayağa kalktım ve onun eline baktım. Görünmezlik pelerini. Sanırım bir planımız var. Harry pelerini bana verdi. "Ben onları oyalayacağım sen Herm'i çöz sonra bana yardım et." dedi. "Bir dakika neden ben oyalamıyorum?!" "Derslerin ortada." dedi ve sırıttı. Gözlerimi devirip pelerini taktım. Sonunda durmuşlardı lanet yağdırmaya.

Bir tane adam Hermione'nin yanına yaklaştı. "Hey çocuklar bakın bizim hırslı kraliçemiz ne halde!" Hermione gözlerini açmadı bile.Baygın haldeydi kafasını kaldırmadı. Adam Hermione'yi çenesinden yukarı kaldırdı ve "Fena da değilmiş aslında?" dedi. Sinirden asamı sıkmaya başladım, dişlerimi gıcırdattım neden Herkes ona aşık oluyordu ki? Tamam güzeldi ama.. O benim!" Bir hırsla atıldım. Hayır.. Plana sadık kalmalıyım onun hayatını riske atamam!. Hemen görünmezlik peleriniyle Hermione'nin arkasına geçtim. Onun elini yavaşça kaldırıp o yapıyormuş gibi adamın yüzüne güzel bir tokat attım. Adam eliyle yanağını tutarken diğer ikisi sohbet ediyor, Pansy de kahkahalar atıyordu. Adam bir sinirle Hermione'yi yakasından tutup sarsmaya başladı. Tam pelerinin altından çıkıp büyü yapıcaktım ki Harry geldi. O kadar rahatlamıştım ki..

-Yazar-

"Sersemlet!" dedi Harry adam yere yığıldı. Hermen Hermione'nin elindeki ipleri çözdü Draco Pansy ve diğerleri Harry ile uğraşıyordu. Lanetler dışında sağlam dayak da yiyordu ama iyi dayanıyordu. Hermione'nin ayağındaki kör düğümü çözmek çok zordu. Keşke bununla ilgili bir büyü bilseydim. diye düşündü Draco. Sonunda düğümü açtı. Hermione'yi kucağına aldı. Gözleri kapalı "Draco sen misin-" "Her şey geçti güzelim.. Sakın buradan ayrılma." Hermione'yi orada bıraktı içi hiç rahat değildi ama Harry'nin cesedini görmek hoş olmayacaktı. Ron'u aradı gözleri neredeydi? "Ah tanrım!" koşarak odaya girdim. Harry çok zor dayanıyordu dörde tekti. Bir adam baygındı neyse ki. Ron da ayılmış ah ne hoş!

Arkalarından gelip diğer iki adamı da sersemlettim. Harry'nin gücü kalmamıştı yere yığıldı. Ron ve Pansy bana döndüler. Kendimi önce havada sonra yerde ve sonra da duvarda buldum. Sürünerek yere yapıştım. Kafamı kaldırdığımda yoktular. Kaçmışlardı. Hermione o neredeydi? Hemen kapının önüne gittim yerde sürünerek ayağa kalkamıyordum. Onu görünce rahatladım. Her yeri kan içindeydi bilincinin açık olmadığına emindim. Ona sarıldım son gücümle. "Herşey geçecek sevgilim.."

*****

-Hermione-

Gözlerimi açtım ve hastane kanadındaydım. Madam Pomfrey yanımdaki bardağa birkaç iksir koyuyordu. "Bayan Granger ayılmışsınız demek.." "Harry nerede peki ya Draco?!" hatırladığım son şey Draco'nun beni kucağına alıp kapının önüne koymasıydı. Sonra ne oldu. Madam Pomfrey karşıdaki yatakları gösterdi. "Bay Potter birçok darbe almış. Bay Malfoy da öyle ama onun birkaç kesiği de var ama hemencicik ayılacaklardır, iksirlerini verir vermez." Başımı aşağı yukarı salladım.İstediğim tek şey uykuydu gözlerimi yumdum.

-Yazar-

Hermione uyandığında McGonagall'ı Profesör Snape'i ve Dumbledore'yi gördü. Çok hararetli konuşuyorlardı. Draco ve Harry ayılmıştı. "Merak etmeyin adamlar yakalandı." Harry atladı "Pansy'yi buldunuz mu Profesör?" "Peki ya Weasley bozuntusunu?" diye atladı Draco. "Çocuklar olay yerini araştırdık Bay Weasley ile Bayan Parkinson'un orada olduklarına dair hiçbir kanıt yok. Maalesef böyle birşey yapamayız.." diye açıkladı Dumbledore. "A-Ama Profesör-" "Kanıt yoksa, suçlama da yok ,Bay Potter." dedi Snape en iğneleyici ve soğuk ses tonuyla.

Draco ve Harry kafalarını öne eğip yüzlerini ekşittiler. "Size iyi dinlenmeler." Draco onlar gidince sesini inceltip "KaNıT YoKsA SuÇlAmAdA yOk BAY PotTeeeerrr ewewewe." Hermione'nin ayıldığını görünce ayaklanmaya çalıştı ama ağrıyı en ufak hücresine kadar hissetti Draco. "Uyanmışsın Herm!" dedi Harry. Draco doğrudan mavilerini ona dikmişti hevesle. "Ağrın var mı?" dedi en şefkatli ses tonuyla. "eh." dedi Hermione. "Ben bayıldıktan sonra ne oldu?" "Şöyle anlatiyim güzelim, ben seni sexy kaslı kollarımla kucağıma aldım ve hayatını kurtardım. Bu kadarı yeterli mi?" dedi Draco tek kaşını havaya kaldırarak. "Heyy!! Ben burada neyim?" gülüştüler." Bak ben onları oyaladım Draco seni çıkardı. Sonra bana yardım etti. Ve adamlar bayıldı ama ben bilincimi kaybettiğimde BAY MALFOY Pansy ve Ron'un kaçmasını sağlamış!" "Ya beni duvardan duvara vurdular ölebilirdim!" Harry gözlerini devirdi. "Çocuklar aslında onların yakalanmasını sğlayabiliriz!" "Nasılmış bayan zeka bombası?" "O adamları bulup-" "Azkaban'dan mı?" "Onlar zindandalar aptal ne olduğu belirsiz bir olay için Azkabana atılmazlar." "ee.." "Onlara sizi kim getirdi diye sorarız ve Dumbledore da duyunca bir kanıtımız olur, canlı kanıt." "Üzgünüm sevgilim ama o sapık adamlarla senin konuşmana izin vermem." "Dumbledore yanımızdayken bana hiç birşey olmaz sersem." "Sen sevgiline sersem mi dedin?" "Başka yerde cilveleşir misiniz arkadaşlar? Biz bu işi Draco ile hallederiz merak etme onları bulup soruşturaağız." "Harry ben de gelmeliyim" "Hayır Herm!" Hermione gözlerini devirdi.

*****

Ertesi sabah kahvaltı ederlerken Draco Gryffindor masasına geliyordu. Harry ve Hermione'ye eliyle işaret yaptı. 'Benimle gelin.' der gibi ağıznı oynattı. Hemen onun peşine takıldılar." Hadi Dumbledore'nin ofisine gidip planımızı anlatalım herkes buradayken daha iyi bir fırsat olmaz!"

*****

Dumbledore çocukların hiç bir şey söylemediğini bildirince üçü de hayal kırıklığına uğramıştı. İşkence falan yapsalardı keşke. Draco bu fikrini saklamayı tercih etti. Hermione hemen kütüphaneye gitti. Harry Ginny'nin yanına gitti. Derslerin başlamasına daha yarım saat vardı.

Hermione arkasından birinin geldiğini hissetti. Onu birinin kolları sardı. Burnuna gelen baştan çıkaran kokuyla Draco olduğunu anladı. "Beni korkuttun sersem!" Hermione'nin kütüphanedeki gizli yerine gelmişlerdi. "Ben sana kaç kez diyeceğim daha? Sevgiline sersem deme." "Öylesin ama kocacım.." Hermione Draco'yu göğüsünden işaret parmağı ile dudağını büzerek itti. "Ben bir sersem olsaydım hayatını kimse kurtarmazdı ve ölürdün!" "Teknik olarak sen olmasaydın Pansy başıma bela olmazdı!" "Ya öyle mi? Ben yokum o zaman." Draco Hermione'nin kolunu bıraktı ve kapıya gitti. "Granger bazen haksız olduğunu kabullenmen lazım biliyor musun? Sevdiklerini bu şekilde kaybetmeyi göze alabiliyorsan tabi. Sana benden bir tavsiye. Hoşça kal." dedi ve tam kapıyı arkasından kapatacakken "Draco," genç adam kıza döndü "gitme."

Draco yaklaşık bir dakika Hermione'ye baktı. Hızlı hızlı onun üzerine yürüdü. Hermione ne olduğunu anlamamıştı. Draco kızın ensesinden yakalayıp dudaklarını bastırdı. Şömine çıtırdarken öpücükleri daha da derinleşiyordu. Ayrıldıklarında Draco Hermione'ye sarılıp "Ben hep buradayım.." dedi.



BİR AŞK HİKAYESİ---DRAMİONEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin