-21.-

239 12 20
                                    

"Ne dedin sen?!" diye panikle fısıldadı Hermione. "Hayır ölebilirsin-" "Sessiz ol sana birşey olmasına İzin veremem." "Draco bizi nereden buldular." "Hiç bir fikrim yok. Ama babamın başlarında olduğu apaçık." "Harry Ginny! Onlar.. Onlara birşey yapabilirler!" Draco dudakları ile kızı susturdu kısa bir öpücükten sonra "İyi olacağız." Draco'nun kapıya yöneldiğini gördüğünde
"Ne yapıyorsun!" Hermione'nin gözünden bir damla yaş süzüldü. Draco fermuarı indirdi. "Bana güven. Onlardanmışım gibi olacak. Harry'ye söyle siz arkadan kaçın ters bir yol söyleyip onları oyalayacağım. Koskoca orman sizi kolay bulamazlar çadırın arkasını kes," Hermione ona donuk gözlerle baktı "Hadi!" Diye onu şoktan çıkardı Draco. "Draco onları kandırman o kadar kolay değil sana zarar verecekler." "Sevgilim beni dinle." "Hayır Draco bizimle birlikte kaçacaksın." "Beni dinle!" diye fısıldayarak ne kadar olabilecekse sesini yükseltti sesi titriyordu "Seni seviyorum." "Hayır..!" Draco asasını kaptı vr dışarı fırladı içeride kimse yokmuş gibi fermuarı panikle geri kapattı. Hermione sevdiği adamın dediklerini uyguladı. Ağlayarak kesip çıktı. Hıçkırıklarını duymamaları için elini ağızına kapatıyordu. Yapmak zorundaydı iyi olacaktı, iyi olacaklardı.

Arkadan çıktığında Harry Ginny Ron da konuşuyorlardı "Herm sessiz ol!" dedi Harry "Gel buraya!" dedi Hermşone'nin ağladığını ve bacaklarının titrediğini görünce endişelendi. Draco ölüm yiyenleri uzaklaştırmaya çalışıyordu. Hermione Harry'nin koluna atladı. "Hadi gidelim burdan." "Draco.." "Hermione beni dinle." "Harry Lucius geliyor! Onu yalnız bırakamam!" dedi Hermione ve öne atıldı. Hiç düşünmeden. Bildiği tek bir şey varsa Draco olmadan yapamazdı.

"Draco?" Draco Lucius Malfoy'u görünce titrek sesiyle "Baba" diyebildi. Draco tiksindiğini belli etmemeye çalışarak adama bakıyordu.

Ondan nefret ediyordu. Hermione'ye zarar verecek diye. Kendisine işkence ediyor diye ve onun istediği gibi kendisini parmağında oynattığı için o adamdan tiksiniyordu.

"Nerelerdeydin? " adam bu soruyu merakından değil boğuk ses tonunu ve oğluna karşı olan umursamazlığını ona hissettirmek için söylemişti. Draco sessiz kalıp kafasını önüne eğdi. O adama saygı göstermezse olacakları biliyordu hem kendisine hem de arkadaşlarına zarar verirdi.

Diğer ölüm yiyenler etrafı arıyordu. Bellatrix arkadan belirdi çığlık çığlığa hoşgeldin diyerek kahkaha atıyordu "neredeler?" Dedi Bellatrix "kimler?" dedi Draco hala kafası hafif eğik bir halde "Lordumuzun baş düşmanı ve aptal arkadaşları!" diye gürledi Bellatrix. Duraksadı. Kesik kesik güldü daha sonra.

Lucius oğlunun mimiklerine dikkat kesilmişti. Draco'nun gözleri hiç bir şey anlatmıyordu. Mavileri gri olmuştu. "Evet Draco?" Dedi Lucius yavaşça ve soğuk bir ses tonu ile. "b-ben bilmiyorum.. Gittiler." dedi Draco. Babası aylardır eve gelmeyen mektulara cevap vermeyen Draco'yu merak bile etmemişti. Hala Voldemort'un takdiri için uğraşıyordu. Ama Draco annesinin çok meraklandığına emindi. O babası gibi şerefsiz değildi.

Lucius tek kaşını havaya kaldırdı. Bir ölüm yiyen çadırların içini arıyordu. "Kaçmışlar." dedi. Bunu duyduğunda belatrix ağızını açtı asasını Draco'ya doğrultup onu işaret etti "YALANCI!" diye çığırdı. Lucius Draco'ya döndü. Bastınunu sertçe yere vurdu ve hızlıca asasını çıkardı. "Ben sana yalan söylemek yok dememiş miydim Draco?" dedi boğuk ama daha canlı bir ses tonuyla. Draco'ya bir lanet fırlattı hiç düşünmeden her zaman yaprığı bir rutinmiş gibi. İki,üç git gide katlanıyordu lanetler. Draco yere çömeldi daha sonra dayanamayıp yere yığıldı her yeri kan içindeydi. "Neredeler!" diye böğürdü Bellatrix tekrar yarı baygın Draco'ya. "Karanlık Lorda onları teslim edersek-" diye devam etti Bellatrix Lucius'a akıl vermek istercesine "Sessizlik!" dedi Lucius. "O bize ihanet etmenin cezasını-" Bellatrix Lucius lafını bitiremeden Draco'ya bir lanet daha fırlattı. Hiç acımıyordu hem de hiç. "Yeter!" diye bağırdı Lucius Bellatrix'e "Potter'ı bulun!"

BİR AŞK HİKAYESİ---DRAMİONEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin