2.Bölüm "Kuyunun dibindeki taşları toplayan adam"

355 191 47
                                    


§

Δ - Birileri | Halledebilirdik
Δ - Yüzyüzeyken Konuşuruz | Kazılı Kuyum

§

Oturduğun sandalyeden kalkıp, camın önüne ilerledim. Bir beklediğinin olmadığını bile bile kapının açılmasını beklemek o kadar aptalcaydı ki bu rezalete daha fazla devam etmeyip kafamı gökyüzüne sabitledim. Bulutlar yıldızları bir battaniye edası ile kaplamış, ışıklarını sadece kendine saklıyordu. Yarın yağmur yağacaktı belki de.

Odamın, eski ahşap kapısının açılması ile arkamı döndüm. Elinde bardaklar ile içeri giren Duygu'nun açık bıraktığı kapıyı kapatıp, kalktığım sandalyeye geri oturdum. Akşam sırf benimle biraz daha vakit geçirebilmek için bize gelmiş, hiçbir zaman düzgün olmayan moralimi düzeltmeye çalışmış, sözde adı komedi olan bir filmi açmış, kahkahalarla boğulmuştu. Filmi onunla birlikte izlememe rağmen tek bir yerde bile dudaklarım kıpırdamamıştı.

Kupalardan birirni bana uzatınca sandalyeden hafifçe doğrulup kupayı aldım. Papatya çayı demlemişti. Dudaklarına götürdüğüm kupadaki çayı yudumlarken içim ısınmıştı. Sağa sola kıvranan Duygu'nun bir şey demeye çalıştığını hissettiğinde gözlerimi yüzüne dikip,

"Dökül." dedim. Derin bir nefes verip, odayı doldurdu. Oturduğu yatağından kalkıp odada bir iki tur attı ve,

"Zehra, ben-" dedi. Kekeliyordu, ya da korkuyordu.

"Zehra, ben aşık oldum!" dedi. Kafamı gömdüğüm, desenini ezberlediğim halıdan kaldırıp yüzünde sabitledim bakışlarımı, söylediklerinin gerçekliğini sorgularcasına.

"Artık detay verir misin?" dedim sitemli ve soğuk bir sesle. Ne ara bitirdiğini bilmediğim kupayı masanın üzerine bırakıp onu dinlemeye başladım.

Bir Bahar AkşamıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin