Still a pig

3.5K 293 34
                                    

Uzuuuun bir aradan sonra tekrar merhaba! Tekrar çok özür dilerim fakat ben bu bölüm yazma işlerinde biraz fazla üşengecim :/ Keşke olmasam fakat eh işte :/// Neyse umarım tatmin edici bir bölümdür çünkü doğrusunu söylemek gerekirse bu bölümden en az bir ay sonra yeni bölüm gelebilir diye düşünüyorum çünkü bu sene girecek sınavlarım var ve onlar üzerinde yoğunlaşıyorum daha çok :/ Aman neyse ben elimden geleni yapacağım ve unutmadan; önceki bölümlere gelen oy sayıları falan çok yüksek yani cidden mutlu oluyorum görünce :D Onları öyle tutarsanız, emin olabilirsiniz ki yeni bölüm daha sık gelecek çünkü o oyları gördükten sonra yazasım geldi :d İşte öyle :dd Sizi çoooook seviyorum, mutlu kalın, umarım bu eğitim-öğretim yılınız iyi geçer ve şimdiden sınavlarınızda başarılar&iyi şanslar! :D Mesaj atmaya çekinmeyin :3 Oy ve yorumlarınızı bekliyorum ^-^ sonsuz mutluluklarrrr,

nilü ! 

   Maggie her hafta içi olduğu gibi, alarmının sesiyle uyandı. Artık alarmını, cırtlak sesini duymamak için yaşlı kadın gelmeden önceye kuruyordu.

   Yavaşça yatağında doğruldu ve derin bir iç çekti. En yakın arkadaşı Mariel hala gelmemişti. Gelmesine daha üç gün vardı. İstemsizce arkadaşının yatağına baktı. Eğer burada olsaydı muhtemelen sinirle yataktan çııkıyor olurdu. Kendisi biraz uykucudur da.
   Mag onun hakkında düşündüğünde üzüldüğü için daha fazla düşünmemeye karar verdi ve yatağından kalktı. Tembel adımlarla odadaki tuvalete doğru yürüdükten sonra tuvaletle ilgili olan işlerini halletti. Yüzünü yıkadığından dolayı biraz ayılmıştı. Ama hala uykusu vardı. Suçu dün akşam gece yarısına kadar okuduğu kitabın yazarında aradı. O kadar güzel yazmamalıydı.
   Üniformasını giydikten sonra aynaya yaklaştı ve saçlarını at kuyruğu yaptı. Saçı dün akşam banyo yaptığından dolayı hoş duruyordu.
   Çantasına kitaplarını yerleştirdikten sonra derin bir iç çekti ve odanın kapısını açtı. Herkes yeni yeni-

   Kan mıydı o? Hemen kapının önünde?

   Maggie kanı görür görmez başı dönmeye başladı ve birkaç adım geriledi. Ardından daha fazla dayanamayıp yere düştü. Kapısı tam kapalı olmasada kapalı gibi duruyordu.

***

   Harry Styles sınıfa girdiğinde dersin Almanca olduğunu ve bu dersin Maggie'yle ortak olduğunu biliyordu. Bay Falken daha gelmemişti. Kapıdan tam olarak girmeden önce sınıfa baktı ve gözleriyle kızıl saç aradı. Fakat ortalıkta yoktu. Harry üzülmüştü çünkü Mag için derste yapılacak birkaç şaka bulmuştu dün akşam. Onu sinir etmek istiyordu. Ama maalesef bunu yapamayacak gibi görünüyordu çünkü Maggie ortalıkta yoktu ve eğer gelirse de Harry'nin yanına oturmayacağı barizdi.
   Harry moralini bozmamaya çalışarak arka taraflarda gördüğü boş sıraya oturdu. Neredeyse sınıftaki tüm kızlar ona flört etmek isteyen bakışlar atıyordu. Fakat genelde hepsi rahibe tarzındaydı. Ne kadar yanlarında tam tersi tarzda olanlar olsada.
   Bay Falken sınıfa girip kapıyı sert bir şekilde arkasından kapatınca herkesin bakışları bu sefer onun üzerindeydi. Kıvırcık saçlı çocuk sırıttı. Yan tarafına döndüğünde ise hala kızlardan birinin ona baktığını gördü. Yüzüne seksi bir ifade koydu ve kıza göz kırptı. Kızın bakışları anında değişmiş, Harry'nin büyüsünden etkilenmişti adeta. Styles bu etkiyi seviyordu. Tekrar Bay Falken'a döndü.
   Bay Falken yoklamayı almaya başlamıştı. Harry onun Maggie'nin yokluğunu fark etmesini bekledi. Çok geçmeden fark etmişti.

   "Maggie Goldberg? Maggie'nin nerede olduğunu bilen var mı?" diye sordu hafif bir sinirle. Kendisi Maggie'yi severdi. İyi bir öğrenciydi. Pek fazla bulunmayacak türden. "Bunun için geçerli bir mazereti olsa iyi olur..." diye sessizce konuştu Almanca öğretmeni.

   Dersin sonlarına doğru Bay Falken tekrar soru sordu, "Maggie'yi bugün gören var mı?" Tekrar hiçkimseden ses çıkmamıştı. Bay Falken'ı bu durum rahatsız etmişti. Çünkü Maggie özel bir durum olmadıkça geç kalmaz, öyle bir durumda da haber verirdi mutlaka.
   Harry elini havaya kaldırdığında Bay Falken hemen söz hakkı verdi. "İsterseniz ben gidip ne olduğuna bakabilirim?" diye öneri sundu Harry. Bay Falken'ın rahat olmadığını anlamıştı. Bay Falken da beklemeden onay verdi Harry'ye. Harry sırıttı ve hemen oturduğu sıradan kalkıp sınıftan çıktı. Hızlı adımlarla koridorun sonundaki merdivenlerden odaların olduğu dördüncü kata çıkmaya başladı.

   Dördüncü katın koridorunda ilerlemeye devam etti ve numarasını ezbere bildiği Mag'in odasına doğru yaklaştı. Kapının yanına geldiğinde kapı aralıktı. Şaşırarak kapıyı açtığında yerde yatan Maggie'yi gördü. Gözleri fal taşı gibi açıldı. Harry hemen başının yanına doğru eğildi Maggie'nin. Onu biraz sarstı fakat Mag ayılmıyordu. Ne yapacağını şaşırmıştı. Başını Maggie Goldberg'in göğsüne doğru koydu ve nefes alıp almadığını kontrol etti. Nefes alıyordu. Başının altından ve dizlerinin altından kavrayarak yatağa taşıdı Maggie'yi. Ardından hızlıca odadaki banyoya girdi ve ellerini ıslattı. Tekrar Mag'in yanına geldi ve ellerindeki suyu onu uyandırmak için kullandı. Islak ellerini kızın yanaklarına sürdü ve biraz daha dürttü onu.
   Birilerini çağırıp çağırmamak konusunda tereddütlüydü. Biraz daha düşündü ve beş dakikaya uyanmazsa birilerine çağıracağına karar kıldı.

   Beş dakika henüz olmuşken ve Harry pencereden dışarıyı izliyorken, Maggie gözlerini açtı. Elleriyle onları ovuşturdu. Başını sol tarafına çevirdiğinde Harry'yi gördü. Tam çığlık atmak üzereydi ki Harry ona döndü. "S-sen burda ne yapıyorsun??" hemen soruverdi Maggie. Harry rahatlamış bir ifadeyle kızıla yaklaştı. "Derse gelmedin ve Bay Falken neler olup bittiğini öğrenmem için beni yolladı."soğuk bir ses tonuyla cevap verdi Styles. Yani, Mag onun düşmanıydı değil mi?
   "Ve ben içeri girdiğimde bayılmıştın."
   "Birilerini çağırabilirdin."
   "Ah, üzgünüm! Olayı büyütmek çok harika bir fikir olurdu!" alayla karşılık verdi Harry.
   "Tamam, bu iyi bir fikir olmayabilir ama," diye devam edecekti fakat derin bir nefes aldı Mag. "Aman, boşversene, teşekkür ederim." cümlesini nazik bir şekilde bitirmeyi tercih etmişti.
   "Sorun değil." dedi Harry soğuk bir ifadeyle ve kapıdan çıkmak için adımlarını atmaya başladı. fakat kapıdan çıkmadan önce aklına soracak şeyleri olduğu geldi. Hemen arkasını döndü. "Söylesene, neden bayıldın? Yani bayılmana sebep olan neydi?"
   Maggie Goldberg hatırlamak için gözlerini kapattı ve düşünmeye başladı.
   "Kan," dedi ardından, gözlerini daha açmamıştı. "Kan gördüm ve bayıldım. Kan görünce kötü oluyorum da."
   "Ah, yani hala büyüyemedin. Anladım." Harry kıkırdayarak arkasını döndü. Tam çıkacakken bu sefer Mag onu durdurdu.
   "Bekle bekle sana bir şey söylemeyi unuttum." Bu sırada yattığı yataktan kalktı.

   "Beni ayılttığın için teşekkür ederim fakat hala domuzun tekisin."

Boarding School | h.s. // ASKIDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin