"Sen zaten benim ayımsın.Sakin ol bebeğim.Yaşatacağım seni.Ölmeyeceksin daha.Hadi tatlım.Daha çok gençsin.Yaşa-"
Sesimi bölen duran kalbinin durduğunu gösteren sesti.
"Hanımefendi.İyi misiniz?"diyerek omzuma dokunan adama baktım.
"İyiyim."diyerek hızla arabama bindim.Ve hızla oradan uzaklaştım.
Şirketin önüne gelince durdum.Derin bir nefes alıp verdim.Arabamı park edip kilitledikten sonra çantamı da alıp girişe ilerledim.Bugün yüzleşmem için uygundu.
Dönen kapıdan geçip danışmana vardım.Hatırladığım kadarıyla bu danışmanın ismi Seda'ydı.
"İyi günler Anka Hanım.Hoş gel-"
"Kes!Kerim odasında mı?"
"H-Hayır efendim.Kerim Bey toplantıda."
"Toplantı da odasında olduğuna göre neyin kafasını yaşıyorsun?Neyse,iyi günler."
Kadının şaşkın gözlerini arkamda bırakıp asansöre ilerledim.Tuşuna basıp bekledim.Gerginlikle önümde birleştirdiğim ellerimin arkasında kalan çantamı sıktım.Asansör açılınca dikkatlice binip 12. katı tuşladım.İçinde bulunduğum gergin ortamı yabancı bir adam ve yabancı kadın böldü.
"Hello!I'm English.You from Turkish."
Dediğinden bir şey anlamamıştım.Ne diyordu bu?İngiliz mi neydi herhalde.
"Anlamadım?"
"What?"
"Ben-kendimi gösterdim-sizi-adamal kadını göstererek-anlamıyorum."
Tam o sıra da asansör kapısı açıldı.Koşar adımlarla dışarı çıkıp hızla odasına ilerledim.Buzlu camdan oluşan kapıyı belimi ve omzumu dikleştirirek tıklatıp içeri girdim.
Beyaz gömleği,kırmızı-mavi şeritli kravatı ve bütün vücudunu saran süveteri vardı üstünde.Elinde uzun ve geniş biçimli yazılı çizili bir kağıt vardı.Gözünde ki gözlük onu yakışıklı ve tatlı yapıyordu.Kapı sesini duyunca bsns yani kapı tarafına baktı.Beni görünce gözleri ve ağzı aynı şekilde açılmıştı.
"Selam!N'aber?" Konuşamıyor gibiydi.Suçluluk ile ağzını kapatıp başını eğdi.
"Evet Kerim.N'oldu da ölüm yıldönümlerine gelemedin ailenin?Toplantın olduğu söylendi fakat ben kimseyi görmüyorum."
"Abla-"
"Kes sesini!"diyerek karşısındaki küçük L koltuğa oturdum.Bacak bacak üstüne atıp bir kolumu koltuğun üst kısma uzattım.Diğer kolumu ise desteğe koyup gülümsedim.Normal hayata güldüğüm gibi ona da sahte bir gülücük sundum.
"Nasıl gidiyor şirket işleri?"
"Bilmek istemediğini biliyorum abla."
"O altı yıl önceydi Kerim Bey.Bundan sonra sık sık sormak için kapını çalacağı bildirmek isterim.Sana demiştim..."
"...Kendimi toplayana kadar şirket umrumda değil."
"Kerim ne yapmaya çalışıyorsun tatlım?Kendini beni tanıyormuş gibi yapıp affettirmeye mi çalışıyorsun?Ama şunu bilmiyorsun ki-işaret parmağımı havaya kaldırıp-ben böyle basit oyunlara kanacak aptallardan değilim bebeğim."
Derin bir nefes alıp kravatını genişletti.20 yaşında olmasına rağmen işleri onu oldukça geriyor olmalı ki yaşından on yaş yaşlı gözüküyordu.
"Abla beni yanlış anlıyorsun.Benim öyle bir şeye çalışmıyorum çalışmamda.Ayrıca sen aptalda değilsin.Sen kendini içine kapatan bir ergensin."
Bu beni sinirlendirmişti.Hangi hakla bana ergen diyebilirdi?
"Sen de bir bok bilmeyen cahilsin."dedim sadece.
"Ne?!"diye ayağa fırladı.Küfürlere hazmı yoktu.Hele ki ona karşı olursa bu küfürler...Aynı şekikde ayağa kalktım ve kahkaha attım.
"Evet sen bir bok bilmeyen,kendini bir şey sanan özürlü bir aptal olup aynı zamanda da bir cahilsin.Her içine kspanan ergen olmaz Kerim!Madem bir şey bilmiyorsun SESİNİ KES VE OTUR!Ben ergen olamam tatlım.Benim yaşım heryer de GENÇ olarak geçiyor.Eğer bu konuşarda sıkıntın varsa sana özel ders verebilirim.Ha...Bir düşünsene.Sana ben ders veriyormuşum.Upsh."dedim sonunda kahkaha atarak.Şok bir şekilde bana bakıyordu.
"Son olarak.Psikolojik sorunları ergenlikle karıştırdığın için sen aptalsın.Bana duygusuz herif derlerde bir baktım-onu süzerek-benden daha duygusuzları da varmış.Sakın Kerim!Bir daha sakın bana,ablana hakaret edersen seni bitiririm.Seni öldürmekten beter ederim.Seni temin ederim ki yaparım."
Kapıyı sertçe çarpıp çıktım.Bir adım atmadan sadece bekledim.Ve gözlerimi kapayıp sabır diledim.Yumruk yağtığım elim,uzun ve manikürlü tırnaklarım yüzünden yüzülmüş ve hafifçe kanıyordu.Elimi gevşetip derin nefesler alıp sakinleşmeye çalıştım.
En sonunda sakinleştiğimde tekrar odaya girdim.Hala ayaktaydı ve bir yere odaklanmış bakınıyordu.
"Ha bu arada..."çantamdan birksç kağıt parçasını çıkarıp masasına fırlattım.
"Geri döndüm.En büyük,en sade,en güzel ve en siyahından bana bir oda hazırlarsın değil mi?"
"Geri mi döndün?"
"Evet.%50'lik hissem ile geri döndüm.Yarına kadar saydıklarıma uygun bir oda hazır olursa sevinirim."diyerek tekrardan çıktım.
Topuklu ayakkabılarımın çıkardığı senkronlu ses,herkesin bana dönmesini sağlıyordu.Bana bakan gözlere aldırmadan sert ifademle merdivenlere ilerledim.Asansöre binmeyip merdiveni tercih etmiştim bu sefer.Herkesin bana bakıp yeni patronlarını görmesini istiyordum.İlk defa gözlerin benim üzerimde olmasını istiyordum.Yeni bir bene hoşgeldin Anka.
Medya:Bade
En yakın arkadaşlarımdan birini kaybettim.Acı çekiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UÇURUM
ChickLitEllerimin arasından kayıp gidenlere baktım. Sevinçlerim,dostlarım,göz yaşlarım,duygularım...Hepsini benden alabilecekmiydi?Bu uçurumdan atlarsam ölebilecekmiydim? Bir adım attıktan sonra bu duygulara öbür tarafta kavuşabilecekmiydim? Özlediklerime...