World Of Sins /

Bölüm İki

"Şimdi ne yapıyoruz Hoseok?" Namjoon bıkkınca sorduğunda Hoseok onu hızlıca cevaplamıştı. "Freemont caddesi yakınlarında yine bir cinayet işlenmiş. Müdür oraya bakmamız gerektiğini söyledi, olay yeri inceleme çoktan yola çıkmıştır. Bu sefer işlenen cinayet diğerlerine göre çok fazla esrarengizmiş. Müdür bu yüzden ikimizi gönderiyor."
Namjoon sigarasının dumanını içine çektikten sonra cevapladı;
"İşlenen her cinayette Jimin'in adını duyacağız diye geriliyorum."
"Bay kötü polis, siz ne zamandır birşeyler için endişelenir oldunuz?"
"Dalga geçme Hoseok! Unuttun mu Jimin bizim en küçüğümüz, babasından bize emanet! Babasının odasından çıkan mektubu hatırlasana, Jimin'in bu işin peşini bırakmayacağını bildiğini ona sahip çıkmamız gerektiğini yazmıştı."
"Evet evet özür dilerim Namjoon. Artık oyalanmadan çıksak. Biraz daha burada durursak müdürün çok da iyi şeyler söyleyeceğini sanmıyorum. Zaten bizden şüphelenmeye başladı."
"Anlamıyorum nasıl olur da şüpheleniyor Jung? Biz işimizi tertemiz yapıyoruz."
"Ah bilmiyorum Kim, eğer bir köstebek varsa zaten bunu bulabiliriz. Hadi şimdi katili bulmaya gidelim."

Namjoon ve Hoseok Freemont caddesine ulaştıklarında yerde gördükleri adam ile yeterince şaşırmışlardı. Adamın kafasına sıkılan kurşun ile beraber alnının ortasına doğru ateşle yapılmış bjv dövmesi ile beraber yanına iliştirilmiş küçük bir not, cinayeti epey bir gizemli kılıyordu. Notta yazılanların bir kısmı adamın kafasından akan kandan dolayı görünmüyor sadece "artık sıra gelecek" olan kısım görünüyordu. Bu Namjoon ve Hoseok'un aklında birçok şüphe uyandırırken onları kendine getiren olay yeri incelemeden Alex olmuştu.
"Sam Grey, 52 yaşında. Las Vegas'ın en güçlü mafyası. Başından giren kurşun ile öldüğü sanılıyor fakat ağzından akan beyaz sıvılar daha öncesinden zehirlendiği hissini uyandırıyor. Üzerinden silah çıkmadı ve bu saatlerde hiçbir koruması da yanında yokmuş. Sonuçlar otopsiden sonra belli olacak. Henüz cinayet silahını bulamadık. Sadece birkaç parça cam kırıntıları var ve bir de gördüğünüz bu not. Ailesine haber vermedik. Sizi bekledik bay Kim."
"Tamam Alex siz delilleri laboratuvara götürün hemen incelemeye alınsın."
"Pekala bay Kim."

"Ne düşünüyorsun Jung?"
"Bilemiyorum Kim, bu tam Jimin'in yapacağı bir iş fakat şu alnına işlenmiş olan dövme beni başka şüpheliler olduğu hakkında işkillendiriyor."
"Beni de. Eğer Jimin yapmadıysa bunu duyduğunda üzülecektir. Çünkü onun tek isteği Sam Grey denilen herifi öldürmekti."
"Evet Angela ile gayet iyi planlar yapmışlardı oysaki ve biz de elimizden gelen her yardımı yapacaktık. Nasıl oldu bu anlamıyorum?."
"Ah bilemiyorum Jung. Gel soruşturmaya başlamadan önce Jeongguk ve Tae'nin yanına gidip birşeyler içelim. Bu cinayet bizi fazla zorlayacak enerji toplamamız lazım."
Göz kırparak cümlesini tamamladıktan sonra arabaya binmiş ve Vegas'ın en büyük barı olan Earth Limos & Buses'in yolunu tutmuşlardı.

Bara vardıklarında Taehyung ve Jeongguk ciddi bir konuşmanın içinde gibi duruyorlardı. Hoseok yalancı bir öksürükle dikkatlerini üzerine çekmiş ve en şirin gülümsemesini yerleştirmişti yüzüne.
"Oo iyi polis ve kötü polis, siz buraya uğrar mıydınız?"
"Boş yapma Jeongguk, ciddi ve gizemli bir cinayet var ortada. Onu çözmemiz için her zamanki antidepresanlarımızdan getirin lütfen"
"Pekala Namjoon, neymiş bakalım bu ciddi ve gizemli olan cinayet?"
"Sam Grey öldürülmüş."
"Nasıl? Kim? Zeyna'nın haberi var mı? Lanet olsun!"
"Bilmiyoruz Taehyung. Kendimizi bu sefer çıkmaza girmişiz gibi hissediyoruz. Sen Zeyna'nın yanına gitsen iyi olur. Eh ona aşık olan adamın yanında olmasına ihtiyacı vardır."
"Boş boş konuşma Hoseok!"

Taehyung bir hışım ile bardan çıktığında Hoseok onun bağırması ile kısa çaplı bir şoka girmişti. Eh kolay değildi tabi sevdiği kadının babası öldürülmüştü. Evet belki onlar öldürecek ve bir takım yardımda buluncaklardı onlara fakat bu seferki durum bayağı farklıydı. Zeyna ve Jimin haber vermemişti. Bu işte gerçekten bir gariplik vardı.
Yol boyunca bulanıklaşan aklı Grey Malikanesine gelince toparlanmaya başlamıştı. Olay yeri inceleme ekipleri ile karşı karşıya geldiğinde içeri geçmek için izin istedi. Eh birkaç tehdit karşılığında amacına ulaşmıştı. Hangi polis baş edemeyeceği insanla uğraşmak ister ki? Içeri girdiğinde aşık olduğu kadının ağladığını görünce içi yanmıştı Taehyung'un. Şuan ne yaparsa yapsın biliyordu ki Angela'nın acısı geçmeyecekti. Çareyi sarılmakta buldu..