Ben büyüyü yaparken gözümü kapattığım için diğerlerinin ne yaptığını görmemiştim. Fakat büyüyü yaptığım sırada Eli'ın çığlık attığını hatırlıyorum ve büyük ihitimâlle de Eli çığlık atarken ışınlandık.
Garip bir şekilde büyülerin işe yarayıp yaramadıklarını hissediyordum. Ve "ışınlanma" kesinlikle işe yaramıştı. Sözlerin ardından sanki bir boşluktaymışım gibi hissetmiştim. Bu bir anlık bir şeydi. Ayrıca hâlâ el ele tutuştuğumuzu da sezebiliyordum. Ama dediğim gibi bir anlıktı.
Ardından popo üstü yere düştük. Sanırım bu oturur pozisyonda ışınlandığımız için olmuştu. Yere düşerken Eli hâlâ çığlık atıyordu ve bu çığlık -camdan dışarı bakarak attığı için- odamın camına denk geldi ve cam çığlığın gücüyle dışarı doğru patlayarak yerinden sökülüp aşağı düştü. Yere düştüğümüzde Eli'ın çığlığı "Ah!" demesiyle kesilmişti. Ardından "Lanet olsun! Özür dilerim." dedi. İlk ayağa kalkan ben oldum. Ayağa kalkarken "Sorun değil, sonra bir büyüyle orayı tamir ederim. Umalım de evde kimse olmasın." dedim. Ardımdan Eli kalkınca ellerimizi uzatarak Zoey ve Skye'ı kaldırdık. "Bu gerçekten tuhaf bir histi." dedi Eli. Zoey de "Aslına bakarsan eğlenceliydi." etrafına bakındı ve "Axel, senin odana ışınlanmışız." dedi şaşkınca. "Evet, aklıma gelen, birden belirebileceğimiz yerin burası olduğunu düşünmüştüm. Ve büyüyü yaparken zihnimde odamı canlandırmıştım. Neyseki işe yaramış." dedim.
"Evet, bu iyi oldu. Sokağın ortasında belirdiğimizi düşünemiyorum bile." diye ekledi Skye.
"Evet. Skye, görünmez olup sessizce aşağı inerek annem evde mi diye kontrol eder misin? Çünkü eğer evdeyse ve odama gelirse bizi soru yağmuruna tutar." dedim.
"Tamamdır, gidiyorum." dedikten sonra görünmez oldu ve yavaşça kapıyı açıp çıktı. Ardından da ben gidip yavaşça kapıyı kapattım. Birkaç dakika odada konuşmadan oturduk. Yaklaşık on dakika sonra odamın kapısı kendiliğinden açıldığında gelenin Skye olduğunu anlayıp rahatlamıştım. Kapıyı kapattı ve görünür olup "Heryere baktım -bahçeye bile- kimse yok." dedi. Hepimiz iç çekip rahatladık.
Kampa normalde beş günlüğüne gitmiştik. Ama hem yiyeceğimiz erken bitmişti hem de başımıza bu garip olay gelmişti.
"Hadi mutfağa inelim, hem bir şeyler yer, hem de konuşuruz."
"Bence mantıklı Zoey, zaten yapabileceğimiz başka bir şey yok." dedim ve aşağı indik. Arkadaşlarım açık mutfak masasına oturmuşlardı, ben de buzdolabına yönelmiştim.Buzdolabından iki şişe süt çıkardım. Ardından buzdolabın hemen sağ üstündeki dolaptan da 3 çeşit mısır gevreği çıkarttım. Bunları masaya götürdükten sonra dört tane büyük kâse ve dört tane de yemek kaşığı aldım. Sonra da tekrar yemek masasına yöneldim, kâseleri ve kaşıkları arkadaşlarıma verdikten sonra ben de oturdum. Herkes sevdiği mısır gevreğini kâsesine döküp süt ekledi. Yemeye başlamıştık bile.
Ağzım doluyken "Şimdi, anneme ne diyeceğiz? Arabanın olmadığını mutlaka fark edecektir. Fark ettiğinde de soru sormaya başlayacaktır." dedim.
Cevap veren olmadı. Çünkü herkes haklı bir noktaya değindiğimi biliyordu. Biraz yemeye devam ettikten sonra konuşan Eli oldu "Belki de onlara söylemeliyiz."
"Sen ciddi misin? Kim bilir nasıl tepki verirler." dedi. Zoey.
Tam Skye ağzını açmıştı ki Eli "Biri geliyor." dedi.
"Muhtemelen annemdir." dedim.
Birkaç saniye sonra anahtarın deliğe girme sesi duyuldu ve kilit açma sesi geldi. Bunu duyduğum zaman "Lanet olsun! Kilit. Bu hiç aklıma gelmemişti." dedim.
![](https://img.wattpad.com/cover/194997864-288-k888005.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özel Bir Yıldız
FantasyBir grup arkadaş (Axel, Skye, Eli ve Zoey) kampa gitmeye karar verirler. Gittikleri ormanda gölün karşısında çok güzel bir yer bulurlar ve çadırlarını kurarlar. Akşam eğlenirken birden bir yıldız kaydığını fark edip dilek tutarlar. Dileklerinin ge...