7. Bölüm: Kristal Yapı

4 0 0
                                    

Hepinize iyi geceler arkadaşlar. Geçen hafta bölüm yayımlayamadığım için üzgünüm. Fazla uzatmayayım. Hepinize iyi okumalar.

Eli haklıydı ve fırlattığı sandalye kristalin içinden geçmişti. Sandalyenin peşinden biz de dışarı fırladık. Arka bahçede; hemen kapıdan çıkar çıkmaz sol çaprazdaki çardak göze çarpıyordu. Bahçenin etrafı yaklaşık iki metrelik çitlerle çevriliydi. Bu çitleri annemle beraber açık maviye boyamıştık. Yer, yemyeşil çimlerle kaplıydı. Kapının hemen sağındaysa barbekü ve hortumlu bir musluğumuz vardı. Onun dışında bahçe genel olarak boştu. Bahçemiz büyük olduğu için buraya güzel mobilyalar almayı düşünüyorduk.Dışarı çıktık çıkmasına ama görünürde kimse yoktu. Eli'ya soran gözlerle bakınca omuz silkmekle yetindi ve kulak kesildi. Bir süre sonra "Bizimkilerle ilgili hiçbir şey duymuyorum." dedi. Dikkatle etrafa bakınırken elimdeki büyü kitabım titremeye başladı. İki elimle tutup açtım. Kitabı açtığımda sayfalar kendiliğinden hareket etmeye başladı. Artık buna alışmıştım. Ne zaman yeni bir büyü gösterecek olsa her defasında istisnasız sayfalar kendiliğinden çevrilip belli bir sayfada duruyordu ve o sayfada da parlayan bir büyü oluyordu. Sayfalar durdu ve parlayan büyüye baktım; Auswahrsehen: Gerçeği görne büyüsü. Klasik olarak yapılışını okuyup Eli'ya "Yanıma gelsene." diye seslendim. Ben kitapla uğraşırken yeniden dinlemeye odaklanmış olacaktı ki ben seslenince irkildi. Elimle gelmesini işaret ettim ve büyüyü anlattım. Eli'yı karşıma aldığım gibi elimi başına götürmem bir oldu. "Hazır mısın?"

"Yap hadi."

"Peki o zaman. Gözlerini kapa."

Derin bir nefes aldım ve büyüyü yazıldığı gibi yapmaya başladım. İyice odaklandım, baş parmaklarımı Eli'ın gözlerine götürdüm. Gözlerinin iç kısmından -yani burnunun oradan- başlayıp hafifçe bastırarak parmaklarımı dışa doğru çekerken büyüyü söyledim: Auswahrsehen. Ardından ellerimi çektim ve Eli'ya "Tamamdır." dedim. Eli, yavaşça gözlerini açıp etrafa bakındı. "Eee? İşe yaradı mı?"

"Evet. Ama acale et. Büyüyü bir an önce kendine yapman gerek."

Eli'ın sesi beni yeterince tedirgin etmişti. Bu yüzden hemen işe koyuldum. Büyüyü kendime yapmak için biraz farklı bir yöntem izlemem gerekiyordu. Gözlerimi kapatıp ellerimi gözlerime yerleştirdim ve aynı şekilde içten dışa doğru çekerken Auswahrsehen dedim. Sonra da gözlerimi açtım. Eli hâlâ belli bir yöne odaklı bakıyordu. Bakışlarını takip edip o yöne bakınca devasa bir kristal gördüm. Garip bir görünüşü vardı ama esas garip olan şey kapısı olmasıydı. Neden devasa bir elmasın kapısı olurdu ki? Zaten elması yapabiliyorsan onu kontrol de edebiliyorsundur. Her neyse. Konumuz bu değildi. "İçeri nasıl gireceğiz?" diye sordum.

"Çığlık mı atsak? Ama yeterince güçlü olabileceğimizden emin değilim. Ya da belki senin şu büyü kitabına bakarız. Veya yine kendiliğinden bir büyü ortaya çıkar."

"Çığlık konusunda ben de aynı düşünüyorum. Ve evet, belki büyü arayabilirim ama kendiliğinden belireceğini..." büyü kitabım titremeye başladığı için cümlem kesilmişti.

"... sanmıyorum." Eli bana sırıtarak baktı.

"Tamam. Hiç bu kadar kısa süreyle titrememişti. Bakalım büyü neymiş?" kitabı açtım ve sayfaların kendiliğinden hareket etmesine izin vererek birkaç saniye bekledim. Sayfalar durunca parıldayan büyüye baktım: Xavius: Görünmezlik büyüsü.

"Büyü neymiş? Ya da ne büyüsüymüş mü demeliyim?"

"Görünmezlik büyüsü. Ama bir terslik olduğunu hissediyorum. İçeri girmemiz gerekirken neden kitap kilit açma, patlatma büyüsü falan göstermedi de görünmezlik büyüsü gösterdi? Bence tehlikede olduğumuzu hissediyor."

Özel Bir YıldızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin