Yine o hiç sevmediğim alarmın sesiyle uyandım, bu müzikten nefret
Ediyordum biran önce değiştirmeliydim.
Saat yediydi, annemler sanırım uyuyorlardı, önce lavaboya gittim ve
elimi yüzümü yıkadım, büyük bir eringeçlikle mutfağa geçip kahfaltımı
yaptım ardından odama gidip okul kıyafetlerimi giydim, montumu ve
çantamı alıp evden çıktım.
Yolda yürürken aklıma yine halsizliğim, sakarlığım, dikkatsizliğim
Ve umursamazlığım geldi, acaba bu gün beni değiştiren bişey olucakmı?
Diye düşünürken o kadar dalmıştım ki önümdeki direği farketmedim ve
kafamı vurdum, al işte yine bir dikkatsizlik, sanırım kaşım patlamıştı,
elimi kaşıma götürdüm ve kanadığını gördüm bu sakarlığımı bildiğim
için, yanımda hep yarabandı taşırdım.
Önce peçeteyle kanı temizledim ve yarabandını acıyan yere yapıştırdım.
Kendi kendime dur bakalım bu daha başlangıç Allah bilir seni daha ne
sakarlıklar bekliyor.
Okula geldiğimde biraz durdum derin bir nefes alıp verdikten sonra içeri
girdim ve sınıfıma gittim. Sırama oturdum.
"Güneş bu ne hal? yine ne yaptın kendine?" konuşan benim en yakın dostum
ve sıra arkadaşım Sema idi, ona baktım dudaklarımı büzdüm.
"Her zamanki gibi Semacığım." Beni şöyle bi süzdü ve çok içten gelme
bir ah çekti.
"Güneş ,canım arkadaşım, bak artık şu halsizliğine, dikkarsizliğine ve
sakarlığına bir çare bulmamız lazım,şu son günlerde dilinede kilit
vurdun, biraz gez ,toz, eğlen ya." Haklıydı ama böyle şeyler için
fazla eringeç biriydim. "Eğlenince ne olucak Sema hem öyle şeylere
vaktim yok benim." Gözlerini devirdi "Sanki hanım efendi koca bir
şirket yönetiyor" dedi ve sustu, Sema'da benimle en fazla annem
kadar ilgilenirdi, onu çok seviyordum kendi kendime, hayır bu güzel
kalpli insanları üzmek senin ne haddine bir an önce değiş diyiyordum.
Dersimiz edebiyattı nedendir bilmem ama bu derse ayrı bir ilgim vardı.
Benim için ders eğlenceli geçmişti, zilin çaldığını bile farketmemiştim.
"Güneş hadi kalk, kantine gidelim, ben acıktım." Sema her ne kadar
bu soruyu beni düşünerek sormuş olsada onu geri çevirecektim,
tenefüslerde genellikle bahçeye çıkar rastgele bir banka oturur kafamı
dinlerdim. "Teşekkür ederim Sema, ben gelmeyeceğim." bana kızgın bir
