bölüm 16: FİNAL

105 6 1
                                    

SİZDEN AYRILACAĞIM İÇİN ÇOK ÜZGÜNÜM ARKADAŞLAR. İŞTE SİZE HİKAYENİN FİNALİ. İYİ OKUMALAR (YETERİNCE HEYECANLI DEĞİLSE ÜZGÜNÜM=()

Ancak çok geç fark etmişti. Zira üçünü de yakalamışlardı. Arion ve Adonis çarşıda yürüyor, etraftan gelen yoğun yanık, kan ve ter kokusuna karşı burunlarını tutmamak için kendileriyle savaş veriyorlardı. Etrafta askerler kol geziyordu. Dikkat çekecek herhangi bir hareket kimliklerinin deşifre olması anlamını taşıyordu. Ancak birdenbire gökyüzünde kapkara yağmur bulutları göründü. Syrena direniyor, bağırıyor, gitmemek için elinden geleni ardına koymuyordu. Zira büyülü çölde düştüğü tuzağı terapsilerin kurduğundan neredeyse emindi. Eğer onları böyle bir yere atacaklarsa, kurtulma şansları, sıfırdı. Doğru, ilk seferde acemi şansıyla kurtulmayı başarmıştı. Ancak eğer bir daha öyle bir yere giderlerse, bu ölümün ta kendisi demekti. Ancak bu kez korktuğu başına gelmedi Syrena nın. Onları yalnızca bir zindana kapatmakla yetindiler. Pardon, girdikleri anda bütün umutlarını kaybettikleri bir zindana kapatıldılar. Zira karşılarında iki arkadaşları yakalanmış ve elleri tavana bağlanmış halde duruyordu. Syrena, Aura ve Albunea da arkadaşlarıyla aynı kaderi paylaştılar. Aradan birkaç dakika geçtikten sonra Aura arkadaşlarına sordu: “Siz nasıl yakalandınız?” Arion ve  Adonis aynı anda lafa başladı: “biz…” Ardından  Adonis derin bir rutubet kokusunu içine çektikten sonra konuşmaya başladı: “ Çarşıda asker kıyafetleriyle dolaşırken birdenbire yağmur başladı. Tabi vücudumuzdaki boya da aktı. Ve bizi tanıdılar, zindana attılar. Gerisini biliyorsunuz zaten.” Adonis, sözünü bitirir bitirmez, dışarıdan gelen bir çığlık ortalığı inletti. Sonra bir tane daha, bir tane daha… derken zindanın duvarı aniden yıkıldı. Ve bizimkiler, Agamemnon, kayıp sandıkları arkadaşları ve kendilerinkiyle beraber yüzlerce niobe daha gördüler. Ardından Agamemnon derhal elindeki anahtarla bizimkilerin zincirlerini açtı. Kafadarlar derhal niobelerine atladıktan sonra Agamemnon a soran bir bakış attılar. Agamemnon ise omzunu silktikten sonra: “Şunları bir geldikleri yere gönderelim, sonra söz.” Dedi. Ardından bütün istilacı terapsileri terapsiyon a geri gönderdikten sonra-göndermeleri çok zor olmamıştı. Zira niobelerden korkan terapsiler zaten gitmek için neredeyse bizimkilere yalvarıyordu.- Yaşadıkları boylarından çok daha büyük olan olayların üzerinden yalnızca birkaç gün geçmişti. 5 kafadar ve son an da hainlik ünvanından kurtulup kahramanlığa yükselen Agamemnon oturuyorlardı. “Yalnız ben hala neden önce bize düşmanlık yapıp sonra arkadaşlarımızı, niobeleri ve bizi kurtardığın konusunu anlayabilmiş değilim.” Diye aklından geçenleri sıraladı, Syrena. Agamemnon bu son birkaç günde olayları anlatmaya zaman bulamamıştı zaten. Son iki gündür susmasına karşılık olanları anlatmaya girişti: “Albunea o gece benim söylediklerime inanmış. Ancak ben Vesta ile öyle konuşmak zorundaydım yoksa o anda hepimiz ölürdük. Vesta bizim kolyelerin sinyalini kaybettiği için olayı az daha çakıyordu. Albunea nın çıkardığı çatırtı seslerinden bir şüphelendi ancak, onu zar zor göndermeyi başardım. Zaten çatırtı seslerinden birinizin bizi dinlediğini hissetmiştim. Kamp yerine geri döndüğümde-az evvel mışıl mışıl uyuduğunuz yerde yeller esiyordu. Zaten sözde 5 kişi 500 kişiye karşı geleceğinizi de tehmin etmiştim ve hatta yakalanacağınızı da. Bizim şu saçma yer altı tuzaklarına gittim. Arkadaşlarınızın da çoğunu son anda kurtardım. Onları da alıp siz yakalanıp hapse atılmışken niobeleri kurtarmaya giriştik. Sonra zindana daldık sonra olanları zaten biliyorsunuz. “Yalnızca iki haftada amma macera yaşadık. Değil mi arkadaşlar?” diyen, tertemiz havayı içine çeken-birkaç gün önceki korkunç kokudan eser yoktu bu arada- Arion du. Gerçektende amma yaşamışlardı ya. Ailelerine yetişemeseler de arkadaşları kurtulmuştu. Üstelik hayatını kaybedenler için de büyük bir anıt yapmışlardı. Üstelik şehri güzelce çöplerden arındırdıkları için de baştan başlıyorlardı. Herkesin içinde buruk bir mutluluk vardı, zira koca gezegende yalnızca bir düzine çocuk kalmışlardı. Ya da yalnızca öyle sanıyorlardı…

macera yoluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin