BÖLÜM 3: YENİ KAYIPLAR

270 21 2
                                    

EVET ARKADAŞLAR.HİKAYEMİN DEVAMINI YAYINLIYORUM. UMARIM BEĞENİYORSUNUZDUR. ANCAK BEĞENİP BEĞENMEDİĞİNİZ, YADA DEĞİŞMESİNİ İSTEDİĞİNİZ YERLER İÇİN YORUM YAZIN LÜTFEN. BENİM İÇİN OYDAN ÇOK YORUM ÖNEMLİ. AYRICA OKUYUCU SAYIMIN ARTMASINI ÇOK İSTİYORUM. BU SEBEPLE ARKADAŞLARINIZA ÖNERİRSENİZ ÇOK MUTLU OLACAĞIM...                                  ...LOVELARIMLA...

Büyülü Çöl ün sınırlarına vardıklarında, orada sadece, Adonis, Albunea ve Arion u gözyaşları içinde gördüler. Onlara yaklaşıp, “ Diğerleri nerede?” diye sormaya cesaret edebilen, Aura idi. Korktuğu cevabı duymamak için ince ve uzun kulaklarını sonsuza dek kapatmaya hazırdı. Ancak, maalesef kulakları oldukça sağlamdı. O bunu sorunca, gözyaşları artan Arion u sakinleştirmek için elini onun omzuna koyarken olanları anlattı Adonis:

-Ben ve Albunea bildiğiniz gibi Sıtab bölgesine bakıyorduk. Tam o sırada, incecik bir çığlık duyduk. Ses Yezuk bölgesinden geliyordu. Oraya doğru koşmaya başladık. Tam bölgeye ulaşmıştık ki Arion ile çarpıştık. Buluşma yerimize kadar hep beraber koştuk. Buluşma yerimize gelince, Arion aniden durdu ve takım arkadaşından sonra yeniden buluşacaklarını fakat buluşacakları yerde arkadaşını cansız bedenini gördüğünü anlattı. Bu saate kadar gelmediklerine göre diğer arkadaşları da bu şekilde kaybetmiş olmalıyız. Herkesin boğazı düğümleniyor, ağzını açıp konuşmaya çalışanlar yalnızca boğuk bir ses çıkarabiliyorlardı. Nihayet Albunea istediği sesi boğazı düğümlenmeden çıkarabildi: “Arkadaşlar, ardımızda kalanlara hepimiz tabii ki çok üzüldük. Ancak, maalesef ki onlar geride kaldı. Doğru, bizden önce niobesini seçmiş olanlar böyle zorluklarla karşı karşıya kalmamışlardı. Fakat ne yazık ki başımıza bunlar geldi ve geçmişte kalanlar orada kaldı. Arkamıza bakarsak önümüzü göremeyiz.”dedi ve doğruldu. Sırtına kocaman çantasını alarak, su kaynağına doğru ilerledi. Arkadaşlarının ağlaması hala durmuş değildi. Herkes elini yüzünü yıkadı.Ve şişelerini alabildiği kadar suyla doldurdu. Çantalarına yenebilecek her şeyi koyuyor, büyülü çöl için hazırlanıyorlardı. Adonis, “Hazırız!” dediğinde, Arion kafasını “Hayır” dercesine salladı. “Kendimize silahlar yapmalıyız. Büyülü çölün tehlikesi adlı kitapta, orada onlarca tehlikeli canlı yaşadığı yazıyordu.” Bu yüzden bu gece anlaşılan ormanda geceleyeceklerdi. Ufak tefek şeyler dışında kimse konuşmuyordu.

Sonraki sabah erkenden kalktı herkes. Çadırları son derece hızlı bir şekilde toplarken, aynı hızla yüreklerindeki kırıkları da toplamaya çalışıyorlardı. Hep beraber değişik aletler yardımı ile yeni silahlar yapmaya başladılar. Arion okuduğu kitaplardaki bilgilerden sevinçle hatırladı. Bu sayede ok, yay, kılıç gibi silahları oldukça kısa bir sürede yaptılar. İşleri erkenden bittiği için yemek yedikten sonra yola koyuldular. Büyülü çölün sınırlarına vardıklarında, durdular. Son on iki saattir, ilk defa konuşmaya cesaret edebilen, Albunea oldu: “Hazır mıyız?” derken derin bir nefes çekti. Ve arkadaşlarından ölü bir “Evet…” yanıtı aldı. Sırayla orman gibi görünen onlar geçerken dalgalanan yerden geçtiler ve arkasındaki çölün sıcağını anında hissettiler. Az önce montlarına sarınıyor, soğuktan elleri uyuşuyordu. Fakat şu anda giydikleri kat kat kıyafetleri çıkarıyor, sıcaktan terliyor ve gri tenleri turuncu oluyordu. Zaten hepsi kıyafetlerini bu kuru ve bunaltıcı havaya göre üst üste giymişlerdi. En üstteki kıyafetlerini çıkararak çöle uygun olan, serin tutan kıyafetlerini giydiler ve karşılarında ufuk çizgisi dahi olmaksızın uzanan sonsuz boşluğa doğru yürümeye başladılar. Burası kaybolmadan en fazla yarım gün içinde aşılan bir çöl idi. Bunu, beş arkadaş arasından sadece Arion biliyordu. Ayrıca, büyülü çölün yaratıklarının da sadece hava karanlıkladığında ortaya çıktığını biliyordu. Kumların içinden çıkan korkutucu yaratıklar, kulağa pek hoş gelmiyordu doğrusu. Bunları düşünürken, histerik bir kahkaha attı. Arkadaşları ona garip garip baktığındaysa, düşüncelerini paylaşması gerektiğini anladı. Az evvel düşündüklerini pembe suratların içinden parlayan gözlere anlattı. Aniden Aura nın gözünden daha damlarken buharlaşan yaş bütün kafaların ona dönmesine neden oldu. Syrena kollarını ona açarak, onu teselli etmek amacıyla, yüreğindeki bütün sevgiyi, bu arkadaşına sarılarak vermek istedi. Aura zaten bu sevgiye özellikle şu son iki gündür çok ihtiyaç duyuyordu. Tam o da Syrena ya sarılacakken Adonis ve Albunea nın ortadan kaybolduklarını fark ettiler... 

3. BÖLÜM: YENİ KAYIPLAR, NASILDI? LÜTFEN YORUM ATIN. ARKADAŞLAR. YENİ BÖLÜM YARIN SABAHA SICAK SICAK ELLERİNİZDE... BİZDEN AYRILMAYIN(!) İYİCE HABER SPİKERİNE BAĞLADIM YANLIZ :) ŞİMDİLİK HOŞÇAKALIN...

macera yoluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin