Bölüm etiketi:
#yonca🍀
Model-Yalnızlık Senfonisi
Keyifli okumalar dilerim💚
Ben Yonca Gümüşay.. Kimsesiz, çocukluğu elinden alınan, kırgın ve yaralı bir kız çocuğuyum. Çok küçük yaşta kimsesiz kaldım ben. Ne ağladığımda başımı okşayan ne de uyuyamadığımda bana masallar anlatan bir ailem vardı. Yapayalnızdım bu hayatta. Tek başımaydım. Bu hayat bana acımadı. Ben de kimseye acımadım. Canımı yakanın canını misliyle yaktım. Yapmasaydım şayet benim canım yanardı. Hayat maalesef herkese her zaman güler yüzünü göstermiyordu. Acımasız olman gerekiyordu. Güçlü, korkusuz.. Hayatta zayıflara ya da korkaklara yer yoktu. Hemen seni eziyorlardı. Ben böyle ayakta kalabildim. Ama birine çok fena yenildim. Onun yanında güçsüz, korkak ve korunmasızdım. Ona rastladığım gün hayatım kökten değişti. Kaderim baştan yazıldı. Benim hikayem o yeşil gözlü çocukla başladı..
Kulaklıklarımı takıp kapüşonumun şapkasını başıma geçirdim. Issız bir sokakta, yağmur altında yürümekteydim. On sekiz yaşındaki bir genç kızın bu saatlerde ve tekin olmayan sokaklarda gezmesi kadar sakıncalı bir durum olamaz tabii ki de ama benim bir ailem yok, tanıdığım hiç kimsem yok ki onların yanında güvende olayım. Ha, aslında biri var; en yakın arkadaşım Bilge..
Onun dışında kimsesizim ben.
Bundan da zerre şikayetçi değilim..
Yağmur hızını arttırmaya başladı. Ben de adımlarımı hızlandırdım. Dudaklarım hafifçe aralandı. Ağzımdan çıkan buhar havaya karışıp yok oluverdi.
Soğuktan tir tir titriyordum."Dur, kaçma!"
Aniden karşıma çıkan adamla kuvvetlice çarpıştık. Kulaklıklarım çarpışmanın etkisiyle yere düştü. O sıra adam da yere yuvarlanıp düşmüştü. Hızla kafasını bana çevirip kısaca gözlerime baktıktan sonra arkasını dönüp tekrar koşmaya başladı. Afallayıp kalmıştım.
"Dur dedim sana!" Havaya bir el daha ateş açıldı. Refleks olarak kafamı sakladım.
"Lanet olsun!"
Adam, kaçan kişinin ardından defalarca kez tetiğe bastı. Ama kaçan kişi çoktan gözden kaybolmuştu bile. Burada ne halt dönüyordu böyle? Ateş eden o adam bana doğru döndü. O an kalakaldım. İçimi anında garip bir his bürümüştü. Sanki o his, tanıdıklık hissiydi. Sanki daha önce bu adamı görmüş gibiydim. Siması bana hiç yabancı gelmiyordu.
Yağmur adamın üzerine sicim sicim boşalıyordu, keza benimde öyle. İkimiz de sırılsıklam olmuştuk ve yeşil gözlerimiz birbirine demir atmış gibi sıkı sıkıya tutunmaktaydı. Uzunca gözlerime baktı. Aynı hissiyat sanki onu da sarıp sarmalamış gibiydi. Bunu bana dikkatli gözlerle bakmasından anlamıştım. Bakışlarım sakince adamı incelemeye almıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YONCA»İlk Tutulma« (Meftun Serisi-1)YENİDEN YAZILIYOR!
General FictionBir bataklıktı tutulduğumuz ilk yer. Yemyeşil gözlerim gözlerine ilk tutunduğu yer. Kalplerimizin birleştiği ilk yer. Bir bataklığa düşmüştüm küçük yaşta. Bana zorbalığı, acımasızlığı, günahları öğretti. O yerin adı: Karabatak'tı. Bir gün oradan...