Medya: Üçüzlerden herhangi biri 😅
Keyifli okumalar...
Düşünüyorum. Zaten konuşmaktan ne zaman kaçmak istesem düşünüyorum. Yada olur olmadık zamanlarda düşünceler beni işgal ediyor ve düşüncelere dalıyorum.
Hayat kadar düşüncelerde beni bırakmıyor, sürekli uğraşıyordu benimle. Alayla kahkaha atmak istedim o an. Neden diye bas bas bağırmak ve sebebini öğrenmek istedim.
Çünkü arkamda bana bir şey olduğunu sanıp elinde dal parçasıyla gelen Barış, karşımda üçü çocuk olmak üzere beş kişi doğum günümü kutlamak isterken, yabancı birinin adam dövmeye gelmiş gibi görünce sorgulayan şaşkın bakışları varken, ben düşüncelere dalmış en son ne zaman doğum günümün kutlandığını düşünüyorum.
Bu bencillik oluyor sanırım değil mi?
Ama o an umrumda değildi. Çünkü en son annem bana ne zaman portakallı kek yapıp hediye olarak çikolata alıp doğum günümü kutlamıştı, hatırlamak istemiştim.
Dokuz yaşındaydım sanırım. Yada onbir mi? Lanet olsun! Hatırlayamıyorum! O kadar mı çok zaman geçti üstünden?
Annemin doğum günlerimi kutlaması ne zaman son bulmuştu bilmiyorum. Sanırım on ikinci yaşımdan sonraydı. Yine portakallı kek yapmış, birde hediye diyerek küçük bir çikolata almıştı.
Keki yiyorduk. Çikolatayı televizyonun önüne koymuştum. Evet evet aynen öyleydi. Babam -baba müsveddesi- normalde içip içip gecenin bilmem kaçında gelirdi. Ama o akşam parası bitmişti. Erken gelmek zorunda kalmıştı.
Sonra gördüğü kek ve çikolata onu çileden çıkarmıştı. Sonra mı? Sonrası atılan tekmeler, uçuşan yumruklar, evin odalarını dolduran acı ve haykırış dolu sesler.
Annem o günden sonra sadece sessiz sözleriyle kutlamıştı yeni yaşlarımı. Ama lise de bir arkadaş edinmiştim. On beşinci doğum günüm de Esra -lise arkadaşım- bana küçük bir pasta almış ve doğum günümü kutlamıştı.
O yıldan sonrası da olmamıştı zaten. Ben kızların doğum günü geldiğinde sevdikleri türden mini pastalar alıyor onlara yediriyorum. Sonra odama geçip annemin ölümünü anıp onun için dualar ediyorum.
Bedenim hatırladıklarıyla titredi ve tüylerim diken diken oldu. Sanki üşümeye başlamıştım. Kollarımı birbirine sarma isteğine zorlukla hakim olurken gözlerim odağını buldu.
Kardeşlerim endişeyle bana bakıyorlardı. İçim dağlandı. Hızla ileri bir adım atıp bana gelmeleri için kollarımı açarak yere çöktüm. Aynı hızla yanıma gelip kollarını bana doladıklarında elimden geldiğince sıkıca sarıldım. Cennet kokularını içime çektim.
En sonunda kapının önüne kıç üstü oturup üstümün toz olmasını umursamadım. Kızları kucağıma yerleştirdim. Ve her birinin saçlarında elimi gezdirdim.
"Siz benim doğum günüm olduğunu nereden biliyorsunuz?" derken sesim titremişti. Umursamadım.
"Hani bir keresinde sana sormuştuk."
"Sonra sana takvimde göstermeni istemiştik."
"Sonra biz gösterdiğin takvimi işaretledik."
Dolunay, Yıldız ve Gece sırayla konuşup yaptıklarını anlatırken onlara sahip olduğum için ne kadar da şanslı biri olduğumu farkettim. Bir kez daha...
Bakışlarımı kızlardan zorlukla ayırıp bana şaşkınca, ara sıra Ahmet Bey'e ve Arzu Hanım'a kaşlarını çatarak bakan Barış'a çevirdim gözlerimi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş [Dreame'da]
Fiksi UmumBir genç kız... Işığını vermesi gereken üç küçük kız... Ve kalbini isteyen üç adam... ... Biri geçmişten, Diğeri şimdiki zamandan, Sonuncusu ise gelecekten gelmişti... Peki genç kız sorumluluklarının arasındayken birine kalbini verebilecek miydi? **...