~Kolejdeki Kelebeğim~
*1.Bölüm*
Basit ve bir o kadar da sıradan olan hayatımın değişeceğini bildiğim gerçekle kaç dakikadır yüzleşiyordum bilmiyordum.Annem ve babamın,ablamla beni yanlarına çağırdıklarında anlamalıydım bir şeyler döndüğünü.Neden mi?Ablamla ne zaman yan yana gelsek didişiyorduk ve ailemizin de bundan haz etiği pek söylenemezdi.Tabii benimde.Ne güzel odamda çilek dolu kasemi kucağıma koymuş yerken film izliyordum.İçine edilmese olmazdı ama değil mi?
Ben omuzlarımı düşürüp anne ve babama ters bir bakış atarken ablamın yüzü gülüyordu.Ne de olsa o benim gibi değildi.Kesinlikle hayırlı evlat dedikleri ablam olsa gerekti.Benden iki yaş büyük olmasına rağmen bana göre daha olgun davranışlar sergilerdi hep.
"Bir şey söylemeyecek misiniz?"dedi babam oturduğu tekli,kırmızı koltukta öne doğru eğilip.
Bıkkınlıkla nefesimi dışarı üfledim."Siz kararınızı vermişsiniz zaten."deyip koltuktan kalktım ve odama doğru gittim.Annem ve babamın arkamdan bir kaç kez uyarı dolu ismimi tekrar etmelerini umursamadım ve kendimi yatağıma atıp çilek kasemi kucağıma aldım ve yemeye devam ettim.Çilek benim için bir hayat felsefesi gibi bir şeydi.Mutlu olduğumda da,üzgün olduğumda bana eşlik eden şey çilekten başkası olamazdı.Şimdi olduğu gibi...
Şortumun cebinde duran telefonumu çıkarıp dertli bir şarki açtım ve çileklerimi yemeye deam ettim.Çileklerim ağzımı işgal ederken zihnimi parçalayan binlerce soru vardı.
Başımdan kaynar sular dökülürmüşçesine,"Ben Bursa'dan nasıl ayrılacağım?"diye mırıldandım kendi kendime.
***
Odamın kapısının gürültüyle açılmasıyla yatakta sıçradım ve her günkü gibi popom yerle bir çaya çıkmaya başladı.Yüzüm yere dönük bir şekilde saçlarım ise yüzümü kapatacak şekilde duruyordu.
"Yani Nazlı,her gün şu yerle olan ilişkini kıskanıyorum artık."Ablamın kahkalarının arasındaan söylediğiyle sinirle çığlık attım.Sağ kolumun dirseğinden destek alarak ayağa kalktım ve önce dağılmış saçlarımı ellerimle düzelttim.Gözlerimi ablamın üzerine diktiğimde hala bana sırıtarak bakıyordu.Bürünebileceğim en çirkef halime büründüm ve boynumu yana doğru eğdim."Bana,beni uyandırdığın için çok haklı bir sebep söyle yoksa odana gider ojelerini alır götünü boyarım abla."Ablam tehdimi ciddiye almış olacak ki yüzündeki sırıtış silindi ve yerini benim dudaklarımdaki sırıtış aldı.
Yutkunduktan sonra,"Unuttun mu kızım?Bugün İzmir'e taşınıyoruz ya."dedğinde bahanesini haklı bulmadığımdan yanından geçerek koridorun sonundaki ablamın odasına ilerledim.Yüzümdeki avını ararken takınan bir avcı edası vardı.Gözlerim aradığım şeyleri bulduğunda pembe masanın üzerindeki her rengin ayrı ayrı tonundaki ojelere yöneldim.Ellerimle bir kaçını alıp odadan çıkacakken ablamın endişeli yüzüyle kaşılaştım.
"Ojelerime karışma Nazlı!"Onu umursamayarak lavaboya gittim.Aslında asıl amacım götünü boyamaktı ama bunu midemin kaldırmayacağını geçen iki dakikada anladığımdan lavaboya dökmenin de yeterince iyi bir fikir olduğunu düşünmüştüm.Ablamın adımlarını arkamda hissedebiliyordum.
"Ya Nazlı saçmalama!Taşınıyoruz diyorum sana.Annemler aşağıda bizi bekliyor.Bırak şunları valizlerimizi hazırlayıp inmemiz lazım."
"Boşa bu çabalar kızım.Sen hayvan gibi odama dalıp beni uyandaracağına,alarmımla uyanmama izin verseydin bende senin ojelerini lavaboya dökme fikrine kapılmazdım."dedim gayet açıklayıcı bir tonda.Sonuçta az sonra yaşadığımız şehri bırakıp İzmir'e gitmemizden daha önemli tek şey benim uykumdu!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOLEJDEKİ KELEBEĞİM
Teen Fiction"Kelebek,kelebek..."diye mırıldandı."Bilseydim bu kadar aşık olacağımı sence dondurmanı çalır mıydım?"diye sorduğunda cevap vermemi beklemeden bakışlarını bana çevirip sırıttı."Çalırdım."