1. Aptal sırık oğlan

2K 46 5
                                    

Ben Barış Ozansoy. Benimle hep annem ilgilenirdi,babam hep yurt dışında çalışıyordu.Annem tam bir kraliçe gibiydi hem çok güçlü hem okadar zarif. O benim için herşey demekti. Bir gün eve geldim de masada bir not buldum okumayı bilmedim için yardımcımıza verdim.Oyle acıyan gözlerle baktı ki daha da aklımdan çıkmıyor . Siz bir çocuğun annesinden terk edilmesini bilir misiniz ? Benim herşeyim beni terk edip gitmişti babamın ilgisizlinden çekip gitmişti.Babama kızma vakit daha da olmadan onları kaybettim. Babam anne mi bana getirmeye gitti,ama o yolculuktan ikiside dönmedi. Da neler olduğunu idrak edemeden babaannem Belkıs Ozansoy beni yatılı okula verdi. Bunu da az acı çekmem için yaptı, çünkü düşünüyordu ki evden uzak olursam daha kolay atlatabilirim. Ama bilmiyordu ki ben her yerde annemi aradımı. Ben onu o kadar çok özlüyorum ki, hayatıma giren bütün kadınları hep annem düşünüyordum. Hep bir yerden gelecek gibi hisedirdim. Bekledim ama hiç gelmedi ve ona benzeyen bütün kadınlar beni teker teker terk edip gittiler. İçime kapandım kendimi çok yalnız hissediyordum. Yanımda bir gerçek dostum bile olmadı, hepsi bana acıyorlardı , benimle sadece zengin oldum için takılırdılar. Kızlar da sadece yakışıklı oldum için benimle cıkıyordular.
Kendime bir söz verdim bir daha asla ağlamayacağım diye . Annemin dedi gibi hep dik olmam gerekiyordu. Hep hayata gülmem,herşeyi eğlence ye almak. Lisede tam da öyle birisi oldum. Hayatıma bir kız girdi Yaprak ama kız dedime bakmayın tam bir erkek gibi davranırdı. Hep 4 erkek arkadaşlarıyla birlikte,kavga eder, küfreder, etek giymez,makyaj yapmaz. Hayatımda o kadar sahte insan varken,onun o doğalı beni etkiledi ve dedim ki bu kıza güzelini göstermek gerek.Onu da iyi tanımak istedim fakat ne de yapsam o beni hiç farketmedi. Sonra Ayşegül çıktı Yaprağın tam aksine prenses gibi bir kızdı. Tam anneme benzeyen güzel ve zarif. Hepsi bizim ne çok yakıştımızı söylerdi prens ve prenses gibi. Onunla birlikte mutlu olmaya başladım,annemin ve babamın acısından sonra ilk kez. Herşey mükemmel gidiyordu ama fazla sürmedi mutlulum.Oda beni annem gibi terk edip gitti.Bir gün ona sürpriz yapmak için onlara gittim, fakat onu başkasıyla gördüm. İlk önce kâbus oldunu düşündüm fakat gerçekti. Bana her gün gözlerime bakıp, beni sevdini söyleyen kız, beni aldatıyor du . Beni fark etinde ona sadece bitti diye bildim, o bütün öfkemi , bütün hayal kırıklığımı içime attım. Ben hep içime attım, hep kendime sakladım acılarımı. Hep mutlu gözüktüm ama kimse neler hissettiğimi bilmezdi. O olaydan sonra Ayşegül İstanbul'la yerleşti bende içime kapandım kimse ye güvenmedim. Yine mezarlağa gitmeye başladım ve babannem ne yapacağını bilmezdi. Taki karşıma yine Yaprak çıkana kadar. Bir baktım ben yine bu kıza kendimi kaptırmıştım. Bir baktım asıl aradım kız budu,prenses oldunu görmeyen,inatçı ve güçlü.Aslında tam da annem gibiydi,bende babam gibi hırçın kadınları seviyordum.Beni sadece o mutlu ediyordu ve o bunun farkında bile değil di. Onu hep izlemeye başladım, onunla ilgili her şeyi öğrenmek istedim ,o güldü zaman ben daha çok gülüyordum , o öfkeli oldu zamanlar onun yanında olmayı isterdim. Bir baktım kalbim onun için atmaya başladı. Ama ona ulaşmak o kadar zordu ki, yanında hep onun çetesi vardı-Ali,Gökhan,Sinan ve Oğuz. Fakat ben ondan pes etmeyi hiç düşünmedim, o bütün duvarları kırmak zorunda kalsam da o kalbe girmek istiyordum , onun o güzelini göstermek istiyordum. Ben den başkası da bu güzelli farketmişti - yakın arkadaşı Ali. Yaprağa ne kadar aşık oldu nu görebiliyordum.Ama Yaprak bunu bilmiyordu. Ali benim en büyük rakibim oldu, fakat ben öyle kolay vazgeçen değilim. Yaprağın hayatına girmeye başardım, belki sinir edici bir sırık oğlan gibi ama yinede onun hayatına girdim. Ali benden nefret ediyordu çünkü korkuyordu Yaprağı kaybederse diye. O hep benim sevgimi küçümsedi bana güvenmedi. Belki Yaprak olmasaydı iyi anlaşa biliyor olabilirdik ama o olmasa ben onların hayatından olamazdım. Yaprağa ne kadar sevgimi göstermek istesem de o hep dalga geçti, beni kovdu ,beni paso suçladı.Ama ben hep sustum güldüm çünkü o benim dengemi bozuyordu. Eskiden ne yapmam dedim  her şeyi yaptım. Beni rezil etti sustum, bana küfretti güldüm, bana her git dedinde benim ayaklarım yine beni ona götürdü. Hep kötü günlerim de onun yanına gitmek istiyordum,o çok merak ettim o güzel kokusunu içime çekmek ve onun o Amazon yeşili gözlerine bakmak istiyordum . Fakat ona bu aşkı anlatan ben olsam bile o kalbini Ali'ye verdi. O gece onunla dans ederken, Ali demesiyle benim kalbimi vurdu. Bu kalp yine yıkılmıştı. Onu sevdiği adamın yanına götürdüm ve onun mutlu olmasını izledim. Bana ondan kalan şeyler,sadece bir tek tel saçı tıpkı annemden tek kalan şey gibi ve gizliden çektim o fotoğrafları oldu. Ama bu aptal sırık oğlan onu hep beklemekte olacak.

Aşk Kapıyı Bir kere ÇalmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin