20. Pazar ve ertesi

637 30 4
                                    

Yaprak'tan

Gözlerimi yavaşça açtım ve uyuyan bir kedi gördüm. O sarı saçları, güneşten altın gibiydi. Dayanamadım ve dokundum onlara , insan sevdiğini neden hep uykuda da çok sever. Neden insanlar birisinin ölmesini bekler,sevmek için. O zaman sevginin önemi kalmaz ki,sevgi göstermeli ,haykırmalı. Çünkü sevgi çok güzel bir his. Barışa bunu söylemem gerekiyordu, ama nasıl , bana inanması gerekiyordu. Onun gibi havalı birşey yapabilir mıydım ?

*1  hafta sonra*

Barış hasteneden çıktı ve babannesi de İzmir'e döndü. Barış'la konuşmak istiyordum,fakat ilk önce Ali'yle konuşmam gerekiyordu. O benden bunu öğrenmesi gerekiyor. Bu akşam onunla konuşucaktım. Onlara gittim ve kapıyı tıkladım.

A: Hoşgeldin, gir güzelim.

Y: Ne bu müzik ?

A: Selin'in doğum günü varmış. Bizim salakta sürpriz parti yapacak kıza. Şimdi mutfakta pizza yapıyor.

Y: Vay be, Oğuzkuşum ne romantik çıktı.

G: Bence bu işten de pislik çıkar.

Y: Beni de korkutun şimdi.

O: Bugün dünyaya ikinci en büyük pislik gelmiş. Bence bu en güzel gün.

S: Selin kaçta gelecek ?

O:Bilmiyorum,bugün hiç konuşmadık.

S: Nasıl yani, kız burayı gelmesi gerektiğini biliyor mu ?

O: Yo ama o her gün geliyor yani,bugün de gelir.

A: Hard mal işte. Ara kızı gelmesini söyle oğlum.

O: Tamam be.

O: Birazdan burada olurlar. Barış'la dışarıdaymışlar.

Kapı çaldı.

Y: Ben açarım.

Gidip kapıyı açtım ve Ayşegül'ü gördüm.

Y: Sen de mi davetli sin ?

Ay: Evet .

İçeri girdik ve ben Oğuz'un yanına gittim.

Y: Selini ,doğum günü kızı olduna rağmen çağırmaya unutuyorsun ,ama bunu unutmamışın.

O: Barışa yapmaya çalışıyorum işte anlasana.

Y: Niye lan ?

O: Selin azından kaçırdı ya , Barış birisne aşık diye,bende dedim acaba daha da seni mi istiyor. Senin başından onu atmak içinde böyle bir plan kurdum.

Y: Oğlum sen plan yapma ya. Lütfen.

Biraz sonra Barış'la Selinde geldi. Selin çok mutlu oldu. Pizza pastasını üfledi. Sonra Tunada yanımıza indi , canı çok sıkılmış işte. Gökhan Nazı çağırdı, Sinan da Çağla'yı. Küçük bir parti gibi birşey oldu. Ben uzaktan Barışı seyrediyorum. Ayşegül onun yanına gitmişti. Artık nefret etmiyordum ondan , ama yinede böyle Barışa yakın olması beni sinir ediyordu.

Ay: Nasılsın Barış ?

B: Daha iyiyim .

Ay: Şey dans etsek mi ? Eğer senin için sorun değilse.

B: Tamam,arakadaşça.

Ay: Arkadaşça.

Ayşegül ve Barış dans etmeye başladılar. Yanlarına gidip kızı yolmak vardı, ama sakin kalmaya çalıştım. Ne de olsa Barış beni seviyordu,bende onu ve Ayşegül bunu biliyordu.

Aşk Kapıyı Bir kere ÇalmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin