Bölüm 4: "SIR"

35 0 0
                                    

Elçin olarak düşündüğünüz kişi nasıl biri dış görünüş olarak?

Bu bölüm bir önceki bölümde en çok yorum yapan ELIFGozgor a ithaf ediyorum.😘

Kaderime razı olup hafifçe yan döndüğümde adamın ayakları gözüktü yavaşça kafamı kaldırdım ve adamın ormanın içindeki birine silah doğrulttuğunu fark ettim. Nefesimi tuttuğumu bile o anda fark ediyordum. Bir metre kadar önümde olan adam beni görmeden buradan nasıl çıkacağımı düşünürken ormandaki adam da kaçmaya başlamıştı. Tüm korumalar ormana dağılırken bundan yararlanmam lazım. Sadece Faik ve adamlarını atlatmam gerekiyordu. Hızlı bir şeyler düşünerek en basit yönteme başvurdum. Elime aldığım taşla yanlarındaki çalılara taşı fırlattım. Onların dikkati oraya yönelmişken ayağa kalktım ve son hız ormanın içine daldım. Adamlar hala ormandayken ve etraf daha aydınlanmamışken bir yere gidemezdim, bu yüzden saklanacak bir yer aramaya başladım. Elimdeki silah bunu hiçte kolaylaştırmıyordu. Biraz dolandıktan sonra büyük bir ağacın kovuğuna girdim ve olduğum yerde büzüştüm. Geriye sadece beklemek kaldı.

Hayatımın kolay olmadığı gibi bu da kolay değildi ama uyum sağlıyordum. Daha doğrusu gidecek başka yerimin olmaması bana bunu yaptırıyordu. Bir çok kez denemiştim aile adına birilerini ama sonuç sıfırdı. Bunu babama sormaya kalktığımda karşılığında sadece soğuk bir bakış almıştım. o zaman anladım ki ne ben bir sonuca ulaşacaktım ne de biri bana ulaşacaktı.

Gün ışıklarının karanlığı dağıtması, yeryüzündeki renklerin gülümsemesi günün başladığının habercisiydi. Etraftaki adım seslerinin artık uzaklaştığını anladığımda temkinli adımlarla motoru bıraktığım yere giderek ana yola çıkardım. Binip uzaklaşmak o an bana çok uzun bir süre gibi gelse de rüzgarın tenime dokunmasıyla geride kaldığını fark ettim. Sırtıma astığım silah ile yolları arşınlayıp Kuzgunun mekanına giriş yapmıştım. Şimdi bu gizemli ve psikopat adamı ortaya çıkartma vaktiydi. Motoru kenara park ettim ve o demir kapıya gelerek tıklattım. Ufak gözü açıldığında sırtımdakini çıkarınca hemen kapıyı açmışlardı. her girdiğimde beni büyüleyen koridordan geçip kapıyı tıklattım ve açtım. Odaya girdiğimde Kara isimli adamın da burada olduğunu gördüm. Kaşlarım havaya kalksa da hemen toparlandım ve elimdeki silahı masanın üstüne sert bir şekilde bıraktım. kuzgun gülümsedi ve bana baktı.

"Vay be senin yapabileceğini düşünmemiştim. Gider adama bana silahı ver dersin diye beklemiştim daha çok ya da ölü bedenini."

"Ben kolay lokma değilim. Beni hafife hiç alma bu yüzden sana dediğim şeyi yapsan iyi olur." gözlerim koltukta oturan Kara'ya kaydığında bana tek kaşını kaldırmış baktığını fark ettim.

"Beni bilen bilir söz vermişsem mutlaka tutarım."

"Bilirim."

"Tamam o zaman bana iki gün ver. İki gün sonra buraya gel sana bilgileri veririm."

Bir şey demeden arkamı dönüp çıktım. Eve gidip kendimi yatağa atmak istiyordum. Motora atlayıp arkadaşıma motorunu teslim ettim. Eve geldiğimde direk kendimi koltuğa attım. Odama gidecek kadar takatim yoktu koltukta kıvrıldım ve gözlerimi yorgunlukla kapattım.

Belimdeki ağrı artık durulmaz olunca uykumu devam ettirmeyi bıraktım. İdrar kesem beni zorlarken hemen lavaboya gidip işlerimi hallettim. Yatak odama gidip üstüme daha rahat şeyler geçirdim ve mutfağa döndüm. Dolabı açtığımda yine zeytinle kahvaltı yapacağım belli olmuştu. Bir parça ekmek alarak masaya oturdum ve zeytin ekmek yemeye başladım. Alışveriş zamanı geldi geçiyor bile. Gelen anahtar sesiyle kafamı mutfak kapısına çevirdim. Eren elinde poşetle içeri girdi.

•M U H B İ R•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin