Günün 5. bölümü, yeteceğini düşünüyorum :)
İyi okumalar 💜
¦
"Kim Taehyung, Min Yoongi'yle kalıyor.
Choi Soobin, Choi Yeonjun'la kalıyor.
Jung Hoseok, Park Jimin'le kalıyor.
Ve ben... Oh, Kim Namjoon'layım.
Evet, herkes tamamdır, şimdi çadırları kurmaya geçebiliriz arkadaşlar. İkililer gelip çadırlarını alsın."Seokjin herkesin ismini tek tek saydıktan sonra sanki Namjoon'u bilerek kendisiyle yazmamış gibi şaşırmıştı. Namjoon ikisinin birlikte kaldığını duyunca oldukça heyecanlanmış ve mutlu olmuştu. İkisi de yaşayacakları şeylerin hayallerini kuruyorlardı ama birbirlerinden bağımsızdılar.
Seokjin tek tek çadırları verdikten sonra bir tane de kendi alıp Namjoon'un yanına gitti. "Güzel bir yer seçmeliyiz." diyerek gülümsedi. Namjoon da başını salladı ve iki ağaç arasında, gökyüzünü tamamen gösteren bir yer seçtiler.
Çadırı biraz sakarlıklarla da olsa kurmayı başardılar ve yaptıkları şeye gururla baktılar. Bazı çiftler hala yapmaya devam ediyordu, onlarsa çoktan bitirmişti.
Seokjin etrafı biraz incelediğinde Yoongi ve Taehyung'un çadırı önüne geldi. Yoongi yere uzanmıştı, Taehyung'sa çadırı yapmaya uğraşıyordu ve bir yandan da söyleniyordu. Seokjin Yoongi'ye ters ters baktı ve Taehyung'a yardım etti. Biraz daha dolaştı ve Hoseok'la Jimin'in de bitirmiş olduğunu gördü. Yapamayan bazı kişilere de yardım etti ve herkesin bitirdiğinden emin olduktan sonra kendi çadırlarının önüne geldi.
İçeri girip Namjoon'la düzeni ayarladıktan sonra, biraz dinlenme izni verdi herkese. Çadırda bağdaş kurarak oturdu ve yanındaki Namjoon'un omzuna hafifçe vurdu. "Bak yine iyisin, benim gibi düzenli biriyle aynı çadırda kalıyorsun. Çok şanslısın." dedi şakasına.
Ama ikisi de birbirleriyle aynı çadırda kaldıkları için şanslı olduklarını biliyorlardı. Namjoon Seokjin'in dediğine güldü ve "Evet, bence de şanslıyım." dedi.
İki aşık yan yana oturmuş, arkadaş gibi davranmaya çalışıyorlardı. Aslında birisi birbirlerine olan bakışlarına dikkatlice baksa, her şeyi anlayabilirdi. Seokjin karşısındaki kendisine aşık olduğunu bildiği çocuğa aşkla bakıyordu, Namjoon'sa karşısındakinin aşkından habersiz aşk dolu bakışlarla süzüyordu onu.
Basit şeylerden sohbet ettiler ama yan yana olmak ikisine de yetmişti. Hava hafif kararmaya başlayınca Seokjin herkesi dışarı çıkardı ve ortaya ateş yakıp etrafına dizildiler. Kalabalıktan biri seslendi, "Ateş ve kamp ortamı varsa, en klasik oyun şişe çevirmecedir! Hadi oynayalım."
Herkes onaylar sesler çıkarınca biri koşarak bir şişe aldı ve ortaya koyup çevirdi. Bazı kişilerin işi vardı ya da oyuna katılmak istememişlerdi, yaklaşık 15 kişi oyundaydı.
Şişe Yeonjun ve Seokjin'e gelmişti. Yeonjun kalabalığa bakıp "Şimdi en ama en klişe soruyu soruyorum arkadaşlar. Sevdiğin biri var mı?" diye sordu Seokjin'e. Yalan söyleyemezdi, o yüzden başını sallayarak "Evet." dedi.
Kalabalıktan "Oooo." sesleri yükselirken Taehyun "Bir dahakine kim olduğunu soralım!" diye bağırdı ve herkes gülerek onayladı. Seokjin bir daha doğruluk demeyeceğini geçirdi içinden.
Seokjin evet dediği için Namjoon'un yüzü düşmüştü, kimi seviyor olabileceğini düşündü ve kendisi olabileceği aklının ucundan bile geçmedi.
Şişeyi birkaç kere daha çevirdiler ve komik sorular sorup eğlenceli şeyler yaptırdılar. Tekrar çevirdiklerinde Namjoon'la Soobin'e gelmişti, Namjoon doğruluk demeyi göze alamadı ve cesaret dedi. Soobin'in yüzünde muzip bir sırıtış belirdi.
"Sana birini öptüreceğim, ama kimi?" diyerek kalabalığı inceledi ve Seokjin'i görünce durdu. "Buldum! Başkanı öp, ama dudağından." diyerek sırıttı. Kalabalıktan "Öp, öp!" bağırışları ve kahkahalar yükseliyordu.
Namjoon ve Seokjin birbirlerine şaşkın gözlerle bakıyorlardı, Namjoon stresle dudaklarını birbirine bastırdı. Ne yapacağını bilemiyordu. "Öpmek zorundasın." dedi Soobin yüzündeki sırıtışı silmeyerek.
Namjoon olduğu yerden kalktı ve tam Seokjin'in önüne oturdu. Birbirlerinin gözlerine derince bakıyorlardı, Namjoon kendini hazırladı ve gözlerini sıkıca kapatarak Seokjin'in dudaklarına bir kelebek öpücüğü bıraktı.
Kalabalıktan alkış sesleri ve ıslıklar yükselirken Namjoon geri çekildi ve yanaklarına toplanan sıcaklığı hissetti. Ayağa kalkıp çadıra doğru yürüdü, "Ben daha oynamayacağım!" diye seslenerek oradan gitti.
Seokjin'se şok içinde olduğu yerde duruyordu. Namjoon'un dudaklarının yumuşaklığı fazlasıyla hoşuna gitmişti. İstemsizce elini dudaklarına götürdü ve çok, çok hafif gülümsedi.
Onu gören Huening Kai Seokjin'i işaret ederek ufak bir kahkaha attı ve "Baksanıza! Hoşuna gitmiş." dedi. Seokjin transtan çıkıp kalabalığa baktı "Alakası yok, sadece şaşırdım gençler. Hadi oyuna devam edelim." diyerek durumdan sıvıştı.
Kalabalıkta hala konuyla ilgili espriler dönerken, Seokjin'in gözü ikide bir çadıra kayıyordu. Namjoon'un yanına gitmeyi çok istiyordu ama önce şu oyunun bitmesini beklemeliydi.
¦
Kpop sektörünü takip etmediğim için Koreli idol ismi bilmiyorum, sadece TXT hakkında bilgim olduğu için o üyeleri kullandım. Kusura bakmayın :)
Aperio sizi seviyor 💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
now you see me ¦ namjin
FanfictionŞair çocuk, aşığının evine minik bir aşk notu bırakır. #minific [25.07.19] [27.08.19]