now you see me ¦ namjin

🥂 Sarhoşluk 🥂

Selam?
Okula oldukça az kaldı. Nasıl gidiyor tatil? İyi dinlenebildiniz mi?

Namjin'in sahneleri bana feels yaşattı, bakalım sizde de öyle olacak mı?

İyi okumalar 💜

¦

Seokjin yalpalayarak çadıra doğru yürüdü. Sandığının aksine oyundan sonra dağılmamış ve topluca içmişlerdi. Bu kadar içmeyi beklemiyordu ama eğlence arasında ayarı kaçırıvermişti işte.

Bulanık gören gözleriyle kolundaki saate baktı ama tam olarak kaç olduğunu anlayamadı. Büyük çadırın örtüsünü hafifçe kaldırıp kendini içeri attı. Namjoon geldiğini görünce elindeki şeyi hemen çantasına tıkıştırmaya çalıştı.

Seokjin büyük bir kahkaha bıraktı oturduğu yerde bağdaş kurarak. "Bırak bırak." dedi yüzündeki komik sırıtışla. "Daha ne kadar saklayacaksın ki şair çocuk? Bana aşık olduğunu biliyorum."

Namjoon ne diyeceğini bilmeden öylece kalınca elindeki defteri yere bıraktı ve tamamen Seokjin'e döndü. O da bağdaş kurmuş bir şekilde oturuyordu. Sarhoş olduğunu zaten konuşmasından fark etmişti ve bir şey demesi gerektiğini biliyordu ama konuşamıyordu bile.

Seokjin başını iki yana salladı, "Cidden işini hiç bilmiyorsun sen." dedi onaylamaz sesler çıkararak. Emekleyerek Namjoon'un tam önüne kadar geldi. Aynı şekilde, kamp alanında olduğu gibi bağdaş kurarak oturdu Namjoon'un önüne.

Uzanıp Namjoon'un dudaklarına aynı onun yaptığı gibi bir öpücük bıraktı. Sonra geri çekildi ve "Beni bu şekilde öptün ya sen," deyip gülümsedi. "Kalbim yerinden çıkıyordu ve sanırım hala öyle."

Namjoon ilk defa utangaçlığının üzerinde olmadığını hissetti. Belki de Seokjin aşkını bildiği ve karşılık verdiği içindi bu.

"Kalbimi fena derecede hızlandırıyorsun." dedi Seokjin Namjoon'un, gözleri içine bakarak. "Ve bu hiç normal değil. Kalp atışının fazla hızlanmasına ne deniyordu? İşte bende de o olacak, ölmek istemiyorum ama."

Namjoon dedikleriyle gülümsedi hafifçe. "Ben seni her gördüğümde yaşıyorum bunu, bana bir şey olmadıysa sana da olmaz merak etme. Hem kalp atışının aşırı fazla olmasına taşikardi deniyor."

Seokjin elini hızlıca iki yana salladı. "Okuldaki yüksek bilgilerini burada göstermene gerek yok zeki çocuk." dedi kaşlarını çatarak. "Hem sarhoş olmasam taşi- bilmem neyi ben de biliyorum tabii."

Namjoon onun bu haline gülümsemeden edemiyordu. Çok içmekten dudakları şişmiş ve saçları dağılmıştı. Mimiklerini aşırı derecede kullanıyordu ve çok tatlı duruyordu. İkide bir burnunun ucuna düşen gözlükleri düzeltiyordu ama bir zaman sonra çıkarıp atmıştı gözlüğü.

"Bilirsin tabii güzelim." dedi Namjoon. Nasılsa sabahı hatırlamazdı, belki de şu an istediği şeyleri yapma vaktiydi. Yarın ne olacağını bilemezdi ama şu an ne olması gerektiğini biliyordu.

"Aa, güzelim mi dedin? Bu lafa düştüğümü nereden bildin? Aslında sanırım ben de bilmiyordum, sen deyince oldu herhalde." dedi Seokjin, sarhoşluğun verdiği etkiyle kararları hızlıca değişirken.

"Bilmem, olabilir." dedi Namjoon. Seokjin'in kendine biraz olsun yaklaştığı her an kalbi çıkacak gibi oluyordu. Aslında bu durum ikisi için de geçerliydi. Birbirine aşık iki çocuk, kalplerine hiçbir zaman karşı koyamamışlardı.

"Ee, ben diyecek bir şey bulamadım. Sen konuş bari o güzel dudaklarınla." dedi Seokjin, uzanıp parmaklarını Namjoon'un dudakları üzerinde dolaştırmaya başlarken. "Baksana şunların güzelliğine, ömrümde gördüğüm en güzel dudak."

Namjoon Seokjin'in dokunuşlarını en küçük hücresinde bile hissederken onu izliyordu. Yakınlaştıkları için Seokjin'den gelen içki kokusunu daha rahat alabiliyordu."Hayır," dedi Namjoon başını sallayarak. "En güzel dudaklarda kimse senin eline su dökemez."

Seokjin parmaklarını dudaklarından indirdi ve gözleri yarı açık bir şekilde gülümsedi. "Yok be." dedi hafifçe kıkırdayarak. "Bu dudaklar mı güzel?"

Namjoon başını aşağı yukarı salladı hafifçe. "Hem de o kadar güzel ki! Hm, sana bu kadar güzel olduklarını nasıl kanıtlayabilirim ki acaba?" dedi düşünceliymiş gibi rol yaparak. "Mesela şöyle." diye mırıldandı hızlıca. "Şöyle kanıtlayabilirim."

Uzanıp dudaklarını hızlıca birleştirdi ve Seokjin'i ensesinden kendine yaklaştırdı. Dudakları birbirine değdiğinde ikisinin de içinde kopan fırtınalar tarif edilemezdi. Namjoon ağzına gelen votka tadını hissetmişti. Karşısındakinin dudaklarını daha da yalayarak öperken Seokjin de ona karşılık vermeye çalışıyordu.

Namjoon elini Seokjin'in yüzünde gezidiriyor, diğer elini de dengesini kurmak için kullanıyordu. Seokjin'in kolları Namjoon'un boynuna sarılıydı, öpüşmeleri gittikçe ıslak ve sesli bir hal almaya başlamıştı. Hissettikleri hazla yanıp tutuşuyor, kendilerini durduramıyorlardı. Vücutlarındaki damarların bile taşıdığı kanın bir farklı gelmesini sağlamıştı onlara, hissettikleri bu yoğun duygular.

Namjoon zorla da olsa dudaklarını ayırıp gülümseyerek baktı Seokjin'e. Dudakları bu sefer öpüşmekten dolayı şişmişti ve hala oldukça öpülesi duruyordu. Namjoon dayanamayıp minik bir öpücük daha bıraktı güzel dudaklara.

Geceyi fazla uzatamadılar. O şekilde birbirlerini izlediler birazcık daha. Namjoon belki de hiçbir zaman yapamayacağını düşündüğü aşk itirafını orada yaptı. Seokjin'in kolları onun boynuna sarılıyken, o Seokjin'i belinden kavramışken ve dudakları arasında pek bir santim aralığı yokken.

"Seni seviyorum güzelim." dedi dudaklarından çıkan sıcak nefesi hissederken. "Seni daima sevdim. Okula ve sınıfa geldiğimden, seni ilk gördüğümden beri sevdim."

Seokjin gülümsedi. "Ben ilk senin sevgini sevmiştim. Ama şimdi öyle değil." dedi yüzü düşerek. Namjoon kaşlarını çatarak inceledi yüzünü, "Neden?" diye sordu. Seokjin'in gözleri aydınlanmış gibi olmuştu. "Çünkü artık sadece sevgini değil, her şeyini seviyorum. Bütünüyle aşık oldum sana ben." dedi mutlulukla.

Namjoon gamzelerini belli ederek gülümserken Seokjin o gamzelere uzanıp bir öpücük bıraktı. "Hep bunu yapmak istemiştim." dedi ve tekrar öptü gamzelerinden.

"Seni, çok çok çok çok fazla seviyorum ben." dedi Seokjin çocuksu bir edayla. "Ve her zaman da çok çok çok çok fazla seveceğim. Sen benimsin."

Ve güzel bir öpücük daha bahşetti ona.

¦

Nasıldı? Hoşunuza gitti mi bölüm?

Ben Namjin'e o kadar aşığım ki, bunu kelimelerle bile tarif edemiyorum. Onların birbirine olan aşkı gibi, ben de onlara çok çok aşığım. Çok çok güzeller babalarım 🤧😭

Sabah sabah iyi boş yaptım yine,
Hepinizi çok seviyorum güzellerim 💜🌠