Luhan indiği taksinin kapısını bile kapatmadan havaalanının giriş kapısına koştu.Dakikalar hatta saniyeler bile çok önemliydi onun için.Aşkı için her salise önemliydi.Güvenlik turnikelerinin üstünden atlatıp uçuş saatlerinin yazılı olduğu dev ekrana koştu.Sevdiği adam giderken yapabildiği tek şey o uçağın kalkmamış olmasını dilemekti.Etrafına hızla göz gezdirip tanıdık simayı aradı gözleri.Her yüzü her kokuyu tek tek hafızasından geçirdi.Hiç biri Sehun değildi.Hiç biri Sehun'un yüzü kadar mükemmel , kokusu kadar rahatlatıcı değildi.Luhan pes etmiş bir şekilde omuzlarını düşürdü.Gözlerinden firar eden bir damla yere düştü.Kafasını kaldırıp son bir kez bakındı etrafına.Omuzları düşük olsada gözlerindeki umut her an patlak verecek türdendi.Biraz ileride elinde bavuluyla ayakta dikilmiş kahvesini yudumlayan sarışına dikti gözlerini.Yüzündeki salak gülümsemeyle insanlara çarparak koştu sevdiği adamın koynuna.Sehun boynuna dolanan kollarla neye uğradığını şaşırmıştı.Ona veda etmeyi planlamıyordu.Vedalardan nefret ederdi.Birbirlerinden kopmak istemezcesine sıkı sıkı sarıldılar.Luhan kabuslarına girecek olan sesi duyduğunda kas katı kesildi.''LA yolcularımızın dikkatine.Uçağınız kalkmak üzere.'' Onun gitmesine nasıl izin verirdi ? Gözyaşlarına hıçkırıklarda eklenince Sehun onu kendinden uzaklaştırdı.Yüzü bu sefer mahkeme duvarını andıracak şekildeydi.''Ben bu şehirde en çok seni sevdim.'' diyerek Luhan'ı kenara iteledi.Eline aldığı bavuluyla hızlı adımlarla oradan uzaklaştı.Luhan mı ? Genç adam kendini yere atmış sevdiği adam için ağlıyordu.Bir daha sevmemeye yemin ederken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Youth
FanfictionAcının yan etkisi, güçlü bir karakter armağan etmesidir size.Peki ya aşırı dozda acı neler kazandırır sizlere ?