🌈🌈🌈
Jung Hoseok'dan..
Yürüyordum..
Sadece yürüyordum..
3 senelik arkadaşımın nereye gittiğini merak etmiş ve peşine koyulmuştum..
Yürüyordum..
Nereye gidiyor ya bu kedi surat?
Saklandığım direğin arkasından, bir cafeye giren Yoongi ye bakmaya başladım.
İçeri girmiş ve aynadan yapılmış duvarın dibindeki masaya oturmuştu.
Kimi bekliyor bu?
Koluma çarpan başka bir kolla dengem bozuldu, ama düşmedim.
"Dikkat etsenize biraz" dedim omzumu tutarak.
"Ah, pardon. Acelem var özür dilerim" diyerek önümde eğilen kıza baktım. Güneş gözlüğü de kafam kadar..
Kız 3 saniye geçmeden hızla cafeye girdi.
Ne tesadüf, Yoongi de bu cafede.
Ne tesadüf Yoongi ona el salladı.
Ne tesadüf, Yoongi 'ye sarıldı..
Bir dakika ne?
Işık hızında onlara doğru döndüğümde, sarılmaları bitmiş ve karşılıklı oturmuşlardı.
Yoongi yi hiç bu kadar uzun süre gülümsediğini görmemiştim..
Sanırım arkadaşlar.
Tam arkamı dönecekken, Yoongi nin, kızın saçını arkaya atmasıyla olduğum yere çakıldım.
Ba ba ba ba ba
Hangi arkadaş bunu yapar? Aissh
"Et beyinliler" diye soluyarak hızla arkamı döndüm ve, yürüdüğüm yolu tekrar geri dönmeye başladım.
"Üst seviye geri zekalılar. Ya da hayır. Ben üst seviye geri zekalıyım. Ne sanmıştım ki? Alt tarafı yanında yatmana izin verdiği için senden hoşlanıyor mu sandın? Mal seni. Göt kafalı"
Önümdekileri hızla çarparak geçerken, "ah!" Diye bir sesle durdum ve arkama baktım.
Bir kız çocuğu yerde dizini tutuyordu. Ayaklarında ise patenler vardı.
Hızla yanına çöktüm
"Çok özür dilerim, acıyor mu?"
Kafasını olumsuz anlamda salladı.
"Gerçekten üzgünüm, bir an görmedim"
"İyi de sen birşey yapmadın ki, patenlerim yüzünden düştüm sadece" dedi ayaklarına bakarak.
Oh, şükür.
Ayağı kalkarak dizimi patpatladım ve yoluma devam et-
"Hoseok!"
Yoongi nin sesi mi o?
Yavaşça arkama döndüm.
Hıh o
"Nevar?" Diye bağırdım aramızdaki 100 metreye inat
"Ne yapıyorsun" diye bağırdı.
"İyi sen" diye bağırdım
Kafasını önüne eğerek derin nefes aldı. Sabır mı çekti o az önce yoksa bana mı öyle geldi?
Bana doğru yaklaşmaya başlamasıyla etrafıma bakındım.
Kaçsam mı?Aissh çok geç
"Nereye gidiyorsun?" Dedi nefes nefese kalmış bir şekilde.
"Bir yere gitmiyorum, sadece hava almaya çıkmıştım"
Yoongi havaya baktı ve daha sonra gülerek "bu havada mı?"
Bok vardı dimi bugün sisli olmasaydı?
"Evet bu havada, hem ben sisli havalara bayılırım. Nefesimin kesilmesi ve ölcek gibi olmam hoşuma gidiyor"
"Nasıl bir psikopatsın sen?"
Sensin lan psikopat, camış
"Ben gidiyorum" diyerek arkamı dönmemle, kemikli ellerini bileğimde hissettim.
Ay dur tekrar döneyim güzel tutamadın."Yalan söyleme Hoseok"
"Ne yalanı?" Dedim gerizekalı ayağına yatarak.
"Seni gördüm Hoseok, aynadan" dedi.
Aferiimm zeki şey seni
"Görmüş olabilirsin, dana kadar aynanın önünde oturmuştun, tabi görürsün. Kesin kız istemiştir aynalı yerde oturmanı. İkide bir aynaya bakarak saçlarını düzeltebilmek için. Kızlar işte, hep aynılar. Hayır yani ne anlıyosalar 10 saniyede bir aynaya bakmaktan, ne yani 10 saniyede bir sıfat falan mı değ-"
"Hoseok"
"Hı?"
"Nefes al"
Doğru nefes almayı unuttum.
Derin nefes alıp verdikten sonra " ben gidiyorum, sen de misafirini fazla bekletme" dedim arkayı göstererek.Yoongi arkasını dönerek, turuncu saçlı kıza doğru baktı.
O bakarken ben aradan sıyrılmak adına arkamı dönecektim kii al işte yine tuttu.
"Hoseok"
"Hoseok Hoseok ne Hoseok? Adımı mı ezberliyorsun anlamıyorum ki. Bırak gideyim işte, evde konuşuruz" dedim kaşlarımı çatarak.
O değil de ben neden şuan trip atıyorum?"Sen Mary yi mi diyorsun?"
"Adı her ne sikimse umrumda değil, gidiyorum ben"
"Pişman olacağın şeyler söyleyerek, büyük oynuyorsun şimdiden söyleyeyim" dedi ve güldü.
Neden pişman oluyormuşum?
"Pişman falan olmam ben merak etme hyung" diyerek arkamı döndüm ve yürümeye başladım.
Bu sefer tutmamıştı
Gözümden gelen bir damla yaşı umursamadan, delen rüzgar ile birlikte geldiğim yolu geri dönmeye başladım.
Tam kaldırımdan geçerken Yoongi nin sesini duydum.
"Hoseok! O benim kuzenim, seni aptal!"
•
Okul nasıl gidiyoor?
Ehehehe