2.Bölüm/Normal Değilim

277 29 13
                                    

*FlashBack*

Çocukluk yılları

Sabırsız ve heyecanlıydim. Yeni bir şehire taşınmak ve yeni arkadaşlar edinmek beni mutlu edecekti. Babam uyandırdı beni.

"Kalk bakalım uykucu. Yeni evimize gitmek istiyorsak bu akşam eşyalarımizi kamyona yüklemeliyiz."

Çocukluğun vermiş olduğu heyecanla kalkıp yatağımda Zıpladim biraz. Çok heyecanlıydım. Kahvaltımızı yaptık. Bende eşya taşınmasına yardımcı olmak istiyordum. Fakat babam eşyaların yeterince ağır olduğunu ve bu işi işçi abilere bırakmamız gerektiğini söyledi. Etrafta koşturup duruyordum. Taşınan eşyaları ve giderek boşalan evimizi gördükçe içimi bi ağlama hissi kapladı. Ama erkek adamlar ağlamazdı. Annem öyle diyordu.

Sonunda eşyalar yüklenmişti. Annem

-Üşüyor musun tatlım ?

Ben

-ha ? Hayır anne çok değil.

Annem üstündeki montu çıkarıp Üstümu örttü. Taxi ile havaalanina geldik. Bineceğimiz uçak neredeyse kalkacaktı. Koşar adımlarla ilerliyor bir yandan birbirimize gülüyorduk. Uçağa bindikten sonra ben hemen uyudum. Rüyamda değişik ve kesik kesik kareler görmeye başladım. Bir alışveriş merkezi. Oraya doğru koşuyoruz. İçinden bişeyler alıyoruz. Tam çıkacak iken bütün duvarlar paramparça oluyor. Koşmaya devam ediyoruz annem elindeki poşetleri yere atıyor. Üzerimize duvar düşüyor. Annem ve babam altında kalıyor. Kanlar içindeki cesetlerine bakarken ağlıyor ve bağırıyorum. O sırada büyük bir gürültüyle tavan çöküyor ve altında kalıyorum.

Çığlık atarak uyanmışım. Etraftaki yolcular bize bakıyordu. Annem bana sarıldı. "Kötü bir rüya gördün sadece tatlım hadi yat uyu" dedi bana. Yatmak istemiyordum. Yanağımdaki göz yaşlarını sildim ve camdan dışarı baktım. Gelmiştik sanırım. Kemerlerimizi taktik. Uçak indi ve bizde havaalanina doğru yürümeye başladık. Bir taxi çağırıp, şehir merkezine doğru yol aldık. Bende gördüğüm rüyanın etkisinden kurtulmaya çalışıp etrafı izliyordum. Yeni evimize varmıştık. Eşyalarımiz henüz varmıştı. Öğle yemeği almak için babam alışveriş merkezine gidebileceğimizi söyledi. Birden aklıma gördüğüm rüya geldi ve çok korktum. Babama oraya gitmemek için adeta yalvariyordum. Ağlamaya başladım. Babam bunlara anlam veremiyordu. Oraya doğru yürümeye başladık. Bende alt tarafı bir rüya gördüğümü düşünüyordum. Ve acıkmıştım. Biraz korkuyla yürüyordum. İyice yaklaşmıştık ki büyük bir gürültü işittik. Deprem gibiydi. Annem ve babamın ellerinden çekiştirerek geri çekmeye çalıştım. Hızla ordan uzaklaştık. Dev bina gözlerimizin önünde yıkılıyordu. Şok olmuş bir şekilde onu izliyorduk . Yeterince uzakta olmamıza rağmen çok korkuyordum ve babama sarılıyordum. Alışveriş Merkezinden çığlıklar yükseliyordu. Babam o sırada hemen ambulansı, itfaiye'yi ve aklına gelen bütün numaraları aradı. Annem babamın kulağına bir şeyler fisildadi ve ordan uzaklaştık. Eşyalarımız gelmişti. Babam ustalarla konuştu. Akşam eşyalar yerleştirilmişti. Akşam haberlerde esrarengiz bir biçimde çöken Avm haberini duyduğumuzda , babamlar

bana baktılar. Bense o sırada korkudan titriyerek duvara bakıyordum.

***

Sarsarak dürttü beni şoför. "Kalk hadi seni mi bekliycem bide geldik işte. " Son durağa gelmişiz ve ben ne kadardır bilinçsiz bir şekilde düşünüyordum bilmiyordum. Dersane kampüsüne geldiğimde saatin çok geç olduğunu ve dersimin başladığını farkettim. Koşarak ilerlemeye başladım. Sınıfa vardigimda üstümu başımı duzeltip kapıya tiklattim. Iceri girdim. Kahrolası! Ders çoktan başlamıştı. Profesör bana alaycı bakışlar attı. Daha sonra " erken uyanamayan Jacob'ta aramıza teşrif etti saolsun" diye aptal aptal konuştu. Bende Özür dilerim efendim diyerek yerime geçtim. Of lanet olası adam beni bir kez daha "onun" önünde rezil etmişti. Herkes gülüyordu. O gülüyor mu diye gözümün ucuyla baktım. Evet Andrea'da bana gülüyordu. Profesör boğazını temizleyip "bu kadarı yeterli. Derse geçiyoruz" dedi. O andan sonra dersten tek kelime anlamadigima yemin edebilirim...

Aklımdaki FaciaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin