21.The Silence Of Hope(Final Bölümü)

261 14 7
                                    

ALLISON'UN GİYDİKLERİ MULTİDE VAR. BÖLÜMÜ MULTİDEKİ PARÇA ILE YAZDIM,BÖLÜM SONUNA KADAR DINLERSENIZ HOŞ OLUR. SON KEZ,IYI OKUMALAR!
Ek şarkı:Duman-Haberin Yok Ölüyorum
~
Kötü son.
Sonuna kadar hakettiğim buydu.
Son 2 ayda cidden değiştiğimin farkındaydım.
Antidepresan kullanarak bu hale gelmiştim;Mia,Lucas,Josh,Diana,Toby ve Anna'nın mükemmel anlaşmasını sağlayıp onları grup halinde takılmaya bırakmıştım.
Josh beni cidden umursamıyordu. Sevimli kızı Alexis ve evlilik işleriyle ilgilenmekten beni unuttuğunun bahsine girebilirdim.
Artık hiçbirşey hissetmememin verdiği boşluk ile kendimi yatağıma attım. Aynadan kendimi süzdüm. Iğrenç görünüyordum.
Yastığın ucundaki fotoğrafları kucakladım ve bağdaş kurup bacaklarımın arasına koydum.
Hepsine teker teker baktım ve üzerlerinde birer gözyaşı bıraktım. Komidin üzerinde bekleyen koyu şişeyi aldım ve diktim. Arkadan gelen Lana Del Rey sesi beynimi içkiyle iyice uyuştururken,beni sıkıştırıyordu.
Antidepresan bana elini uzatıyordu,tam kalkarken beni iterek yere bırakıyordu.
Telefonun titreşmesiyle elim ona gitti. Anna arıyordu. Ben, onun beni unuttuğunu düşünüyordum fakat bu aralar 1-2 kez aramıştı. Açtım.
"Ne var?"
Bulunduğu ortamdan aşırı uğultulu müzik sesi geliyordu ve benimkinden de orta yükseklikteki Lana Del Rey şarkısı.
"Neredesin?"
"Ev. Sen?"
"Lucas'ın barı. Gelsene. "
Belki iyi bir fikir olabilirdi. Bir yudum aldım.
"Kim var?"
"Ben,Lucas,Diana,Ariana,Mia,Josh ve Toby falan. Bekarlığa veda partisi işte. " Gözümden birkaç damla süzüldü. Bilerek yapıyordu. Cevap vermedim.
"Gelecek misin?"
Burnumu çektim ve tok bir sesle,
"Hayır,iyi eğlenceler. " Dedim.
"Pekala. Hatırlatma,yarın düğün öğlen 4'de. "
Ardından suratıma kapattı.
Artık tamamen yalnızdım,bundan emindim.
Mia ,Ariana ve Lucas'ı ele. Josh takmıyor. Anna'ya güvenmemeliydim. Diana ve Toby'den beklemezdim sadece.
Burnum dolmuştu,onu çekip fotoğraflara bakmaya devam ettim.
Anılar bitmişti,ben de öyle. Başımı yatak başlığına koymuş,öylece bakınıyordum. Tek hissettiğim,beni kendine çeken boşluktu. Eksiktim.
"Ölsem haberin olur mu?" Sesim hiç olmadığı kadar ince ve çaresizdi.
Bir an bunu ciddi düşündüm ama sonra vazgeçtim. Daha yarın vardı.
Herşeyi sağa ve sola ittim. Iç çamaşırını çıkartıp çekmeceye attım. Yüzümü yıkadım ve aynaya baktım.
"İğrenç."
Normalde zamanlı almam gereken haplardan 1-2 tane alıp yuttum.
Saçlarım dökülmeye başlamış,yüzüm çökmüştü. Hızlı kilo alıp vermekten çatlaklar oluşmuştu.
Etrafın sallanmasıyla masaya tutundum. Son bir aydır bu sık sık tekrarlıyordu.
"Yarın güzel bir gün olacak. "
Içimden tekrarladım.
"Yarın her şey bitecek. "
"Yarın kurtulacağım. "
Dışarıdan gelen araba alarmıyla yerimden sıçradım ve koşarak balkona çıktım.
Orada birinin olduğundan emindim.
Etrafa bakındım. Ardından koşarak Natalie'nin yanına gittim.
"Hey!Sesi duydun mu?"
O da bana doğru koşuyordu.
"Allison onu gördün mü?"
Korkuyla bana sarıldı.
"Hey,bir şey yok. Sakin ol. Kedi falandır. "
Geri çekildi.
"Hayır,bu kedi olamaz. Yarın sen gittikten sonra görüntüleri izleyeceğim."
Peki,deyip odama geri döndüm.
Derin bir nefes verdim. Isıtıcıyı açtım ve telefonumu şarja takıp kapattım.
İstemsizce titriyordum.
Bu bir nevi sessizlik gibi. Sessizliği severim. Ama bu sessizlik umudun sessizliği,yardımcı olmuyordu.
Yastığıma sıkıca sarıldım. Yaşlar ardarda gelirken kahkaha atmaya başladım.
Oldukça acınasıydım. Insanlara hassas noktalarımı anlatmıştım,resmen beni yıkmalarına izin vermiştim.
Bacaklarımı toparladım ve başımı diğer tarafa çevirdim.
Ağlamak yok,diye fısıldadım.
Sen buna katlanabilirsin.
|
Büyük gardroptan güzel bir kombin çektim. Iyi görünmek istiyorum,özel bir gün.
Duşumu almış,saçlarımı başımda toparlamıştım. Elimdekileri içime giymem gerekenlerle beraber giydim ve saçımı hızla kuruttum. O sırada maşayı prize taktım.
Gözlerime rimeli yaklaştırdım. Kirpiklerime normal hızla sürmeye başladım. Maşa hazır hale gelene kadar eyeliner çekmiş ve rujumu sürmüştüm. Garip ki,sadece ölmeyi düşünüyordum.
Dün aklımdan geçerek beni boğan her şey benden uzaklaşmış, sadece ölmemi kabaca rica ediyordu.
Ben de bunu kabul ettim.
Yükselen baş dönmemle hemen kenara oturdum. İlaçlarımı almıştım,heyecandan olmalıydı. Maşayı saçlarımda uzun süreyle dolaştırdım ve prizden çekerek telefona geren mesaja baktım.
Anna Hood
Allison yola çıktın mı? ✌️
Ufak yalanlar sorun çıkarmaz.
"Aynen,40 dakikaya oradayım"
Kendime ufak bir şans diledim. Bugünün şanssız bir gün olduğu apaçıktı ama hiç bir şey hissetmemem beni yoruyordu.
Evden çıktım ve derin bir nefes alarak arabaya bindim.
İçimde büyük bir huzur vardı,kendimi kötülüklerden sıyrılmış hissettiriyordu.
Yan koltuktan güneş gözlüklerimi alıp taktım ve klimayı açtım. Kapıları kilitledim.
Arabamda bir gariplik vardı.
Hemen Natalie'ye kamera kayıtlarını izlemesi için mesaj attım ve arabayı çalıştırdım.
Bunun benim için büyük bir sorun olmamasını umuyordum.
Trafik ışığına denk gelmemek için dağ yoluna çıktım. Bu oldukça tehlikeli fakat onları en kısa zamanda görmek istiyordum.
Gelen mesajla telefonumu aldım. Anna geçtiğim yerin ne kadar mükemmel olduğuna bakmamı istemişti. Tamamen deniz ve müthiş bir manzara etrafımı sararken,olduğum yerin fotoğrafını çektim. Tek elim direksiyonda,beceriksizce sürüyordum.
Nereye geldiğimin farkına vardım. Sadece 350 metre vardı kalmıştı uçuruma.
O an frene bastım ve ufacık bile olsa işe yaramadı. Sadece önden ürkütücü sesler geliyordu.
Çığlıklarım dağı doldurdu ve telefonumun camdan kayarak kuma düşmesine neden oldu.
Kapıları açmaya çalıştım,aynı anda frene abanmıştım fakat ikisi de işe yaramıyordu.
Son bir umutla sola saptım,fakat arkadan sağ tekerlek yoldan çıkarak beni aşağıya itti.
Iyice debelenirken bunun sadece beni aşağıya çektiğinin farkına vardım ve sakin durup çığlık atmaya başladım.
Ister istemez arabayı sallıyordum ve 2.tekerlek yoldan çıkarken başıma sert bir darbe aldım.
Araba tamamen düşüyordu şimdi,fakat hissetmiyordum.
Beyaz bir ışık etrafı kaplarken,aralık olan gözlerimi yorgunlukla kapattım.
|
"Hey,bu yepyeni iPhone kimin?"
Bir bayan Allison'ın düşen telefonunu arabasından bile görmüştü. Hemen arabadan indi ve telefonu incelemeye başladı.
Kadın eğilerek aşağıya baktı ve "Aman Tanrım!" Diye bağırarak kilidi açtı.
Rehbere girdi ve JOSHY olarak kayıtlı adamı aradı.
Telefon 3-4 çalıştan sonra açıldı. Karşıdaki adam "Allison haydi neredesin?!"diye kükredi.
Bayan "Bayım,bakın. Ben Allison değilim. Umm,bu telefonu yolda buldum ve bahsettiğiniz kişi şuan-"
Bayanın sesi kesildi.
"Ne oldu ona?"
"Kaza yapmış. Ambulansı arayayım mı,yoksa siz getirir misiniz?"
Kadın oldukça sakince adresi verdi ve arabanın kenarına indi.
Onu buldu ve uzaktan inceledi.
Ardından kadın ıslık çalarak 20 dakika mesafedeki psikoloğuna ulaştı.
|
"Mia arabandan bir kaç kabloya bir şeyler yapmış,dikkatli ol olur mu?"
Josh bu mesajı 5 kez daha okudu.
Ardından bir fotoğraf görüntüsü geldi. Şuan herkes Allison ile ilgilenirken -Mia bile- o sadece gelen mesajı inceliyordu.
Nefretle etrafını süzdü.
Anna çığlıklarını arttırmıştı,Allison'ın durumu kötü olmalıydı.
Gözlerini yumdu. Sinirden eli ayağı titriyordu,daha 2 saat önce evlendiği eşinin yüzüne bakamıyordu.
Bu bir şaka, diye fısıldadı. O asla öyle bir şey yapmaz.
Bu yalanı aklından çıkarıp Anna'nın yanına gitti ve sırtını sıvazladı. Oldukça yapmacık olduğunun farkındaydı.
"Allison iyileşecek. "
Bir an sesi kesildi.
"Bokum iyileşecek Josh. "
Ayağa kalkmaya çalıştığında yere kapaklandı.
"Hepsi senin yüzünden oldu!"
Hıçkırıkları konuşmasına izin vermiyordu,bu yüzden cümleleri kesik kesikti.
"Sen olayın farkında değilsin,yalan mı?"
Diana onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Tüm suç onundu,Anna sonuna kadar haklıydı.
"Söyleyeyim Josh,benim tam 1 yıldır aşık olduğum kız senin yüzünden..."
"Benim yüzümden? Ne benim yüzümden?"
"Senin yüzünden onu kaybettim. "
~
2-3 AYDIR YENI BÖLÜM GELMIYORDU FARKINDAYIM. İSTEDİĞİM DUYGUYU VEREMEDIM FAKAT ÇOK DA KÖTÜ DEĞILDI. BU KITABI BUGÜN BURAYA GETIREN HERKESE ÇOK TEŞEKKÜR EDERIM.
+HEMEN ARŞİVLEMEYİN,SÜRPRIZ BÖLÜM GELEBILIR! xx

The Silence Of HopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin