0.2

32.1K 442 191
                                    

Hazırladığım proje daha bitmemişti, öyle çok vaktimi alıyordu ki kafa dağıtacak zamanım olmuyordu. Kızlar, biraz kafa dağıtıp sahile akmayı teklif ettiğinde reddedememiştim. Gölgede duran şezlonglardan birine kurulup, soğuk biramdan büyük bir yudum aldım. Bu sırada kızlar da iki yanıma yerleşmişlerdi. Yazın geldiğini iliklerime kadar hissettiren sıcak, soğuk birayla bile ferahlamama yardımcı olmayacak gibiydi, üstüne kalabalık arkadaş gruplarının gürültüsü sinir bozucu bir vızıltı gibi kulağımı tırmalıyordu. Dalgaların huzur veren sesine odaklanmaya çalışıp, tuzlu havayı solumak biraz olsun iyi hissettirse de tam anlamıyla huzurlu sayıldığımı söyleyemezdim. Sırt üstü uzanmış Natasha'ya kısaca göz gezdirdim, beyaz bikinisi ile güneşleniyordu. Solumda ise çiçekli mayokinisiyle Melissa vardı ve güneş kremini vücuduna yedirmeye çalışıyordu. Ben de gölgede oturup sakince soğuk biramı yudumluyordum. Haftasonu olduğu için herkes kendini denize atmıştı, bu nedenle yer bulmak diğer günlere nazaran daha zor olmuştu. Güneşin altında uzun süre beklemiş, kızarmamak için bir tüp güneş kremi bitirmiştim.

"Yazdan nefret ediyorum."
Yüzümü buruşturup sinirle mırıldandım, bunaltıcı sıcak yüzünden denize girmeye bile yeltenemiyordum.

"Şikayet etmeseydin şaşırırdım Bella, mini tatilinin tadını çıkarmaya bak. Eve döndüğümüzde yine aptal proje işleriyle uğraşacaksın."
Natasha, güneşlenmeye devam ederken bana laf yetiştirmeyi ihmal etmemişti. Göz devirdim, çabuk sıkılan ve her şeyden şikayet eden biri olduğumu biliyordum, sahip olduğum şeylerle asla yetinemez, her seferinde daha fazlasını isterdim. Bu huyumdan nefret ediyor, çoğu zaman kendime kızıyordum. Kulaklığımı almak için çantama uzandım, çantamı karıştırıp altını üstüne getirmeme rağmen kulaklığımı bulamayınca hayal kırıklığıyla dudağımı büzdüm. Kulaklığımı getirmiş olsaydım en sevdiğim playlistimi dinler ve şu an yaşadığım gerçeklikten soyutlanırdım. Bu beni bir süre mutlu edebilirdi.

Sırtımı şezlonga yaslayıp biramdan büyükçe bir yudum aldım, bira bile yakıcı sıcaktan nasibini almıştı. Zaten güzel olmayan tadı şimdi daha da kötüydü. Birayı sevdiğim söylenemezdi  serinlemek için içiyor ve soğuk tercih ediyordum, soğuk olması ağır tadını hafifletiyor ve bir tık daha güzel olmasını sağlıyordu bana göre.

Telefonum üst üste titredi, bildirim sesini kapattığım için kızlar duymamıştı. Yattığım yerde gerinip biraz kestirmeyi düşündüm ama durmadan mesaj gelmeye devam ediyordu. Derin bir nefes verip, telefonu elime aldığımda bildirim panelinde gördüğüm mesajlarla birlikte kaşlarım çatıldı.

Bilinmeyen Numara: Keşke onun yerinde sen olsaydın.

Bilinmeyen Numara: En azından hayatını bana borçlu olduğunu bilirdi ve ona göre yaşardı.

Bilinmeyen Numara: Sana yaşaman için sunduğum şartları sonuna kadar kullandığın her gün için bana minnet göstermek zorundaydın.

Bilinmeyen Numara: Ayaklarıma kapanıp, hayatını kurtardığım için teşekkür etmeliydin.

Bilinmeyen Numara: Peki sen, bütün bunlar yerine ne yaptın?

Bilinmeyen Numara: Unutmayı seçtin.

Bilinmeyen Numara: Bu kadar kolay olacağını düşünmüyorsun değil mi?

Bilinmeyen Numara: Bütün detayları hatırlayıp aklını kaybetmenin eşiğine gelen dek, burada olacağım.

Bilinmeyen Numara: Ve seni kurtardığım için yalvarmasan bile bütün bunların son bulması için bana yalvaracaksın.

Bildirim panelinde gördüğüm mesajlardan ötürü bir hayli şaşkındım. Mesajların sahibi geçen gün bana yazan numarayla aynıydı. Her kimse ruh hastasının tekiydi, anlamsız kelime oyunları kullanıyor ve aşırı saldırgan bir tutum sergiliyordu. Onun gibi biriyle iletişime geçip diyalog kurmak istememiştim.

Bu nedenle, en başta yapmam gerekeni yaptım ve bilinmeyen numarayı engelledim.

KeluarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin