"Jungkook'un her şeyi unutmasına üzüldüğünü düşünmeye başlayacağım Yoongi."
Esmer tenli, yanındaki koltukta oturan arkadaşının durgun hallerine anlam veremiyordu.
Jungkook'u dinlenmesi için odasında bırakmış ve Bay Kim'e durumu hakkında bir rapor göndermişlerdi.
"İşimi en iyi şekilde yerine getirmiş olmama neden üzüleyim Joon?"
Yoongi elindeki içki bardağından bir yudum almış ve karşısındaki doktordan bir cevap bekler gibi bakışlarını yüzüne dikmişti, Namjoon'un düşünceli gözleri ise onun üzerindeydi.
"Ben iyiyim."
Yoongi tekrar konuşarak gülümsediğinde, esmer tenli doktor bir nefes alarak başını iki yana salladı.
"Umarım yanlış bir şey yapmıyorsundur Yoongi."
********
Yoongi başında dikildiği yatakta, dağılmış saçları, şişmiş yüzü ve hafif açık ağzı ile uyuyan genci izlerken onu nasıl uyandırabileceğini düşünüyordu. Yemek yemesi gerekiyordu, saatlerdir hiçbir şey yememişti.
Eğer yine saçını kopararak uyandırsa nasıl bir tepki vereceğini merak ediyordu. Belki geçen seferki gibi kendisinin saçını koparırdı, belki de onu tanımadığı için hiçbir tepki vermezdi.
Merak ediyordu.
Bir adım daha atarak yatağın dibine geldiğinde yanındaki boşluğa oturmuş ve kendisine doğru dönük olan yüzün komikliğine karşı, gülümsediğini fark etmişti.
Saçlarına uzanarak dağılmış tutamlardan birkaç teli tutmuş ve ani bir hareketle kopartmıştı.
Kopan saç tellerinin acısı ile sıçrayan ve başını tutan genç, kapalı gözlerini sıkarken yüzünü yastığa bastırmıştı.
"Acıdı!"
Başını yanında oturan bedene çevirerek boğuk sesiyle sızlandığında diğeri ise sadece omuz silkti.
"Acısın."
Jungkook yatakta doğrularak oturur pozisyona geçmiş ve koparılan saçlarının yerini ovmaya başlamıştı.
"Neden yaptınız bunu?"
Resmi konuşuyordu. Jungkook hiçbir zaman Yoongi ile resmi konuşmazdı.
"Çünkü uyanman gerekiyordu."
"Eğer bana seslenseydiniz uyanırdım."
Hayır uyanmazdı.
"Yemek yemelisin. Üzerini değiştir ve aşağıya gel."
***
"Evet, şimdi sana birkaç soru soracağım. Öncelikle afiyet olsun."
Namjoon gülümseyerek Jungkook'un karşısındaki sandalyeye oturduğunda, Hoseok ve Yoongi de masada oturuyor ve kahvaltı ediyorlardı.
"Ne kadar kibar bir doktor."
Hoseok gülerek konuştuğunda Jungkook ve Yoongi de ufak bir kahkaha atmış ve hepsi de Namjoon'un keskin bakışlarına mağruz kalmıştı.
"Ne dememi bekliyordun?
"En azından bir 'sorabilir miyim?'"
"Hayır, sorun değil. Sorabilirsiniz."
Jungkook'un konuşmasına karşı Hoseok yüzünde oluşan şaşkınlığa engel olamamış ve yanında oturan Yoongi'ye yaklaşmıştı.
"Neden resmi konuşuyor?"
Yoongi ise yemeğini yemeye drvam ederken umursamaz bir cevap verdi.
"Çünkü bizi tanımıyor."
"Ah demek öyle, sanırım artık ona karşı sert bir hoca olabilirim."
Hoseok gülerek yanındaki bedenden uzaklaşmış ve sinsi bakışlarını karşısındaki gence dikmişti.
"Her neyse, aileni hatırlıyor musun?"
Duyduğu soru ile duraksayan Jungkook, bakışlarını yanındaki doktora çevirmişti.
"Ailem mi?"
Namjoon mırıldanarak onayladığında Jungkook ise kaşlarını çatmıştı.
"Hayır hatırlamıyorum."
Esmer tenli doktor, elindeki kağıda bir şeyler yazarak devam etti.
"Pekâlâ. En büyük korkun ne?"
"Neden bunları soruyorsun?"
"Sadece seni tanımaya çalışıyorum diyelim."
"Bilmiyorum, sanırım herhangi bir korkum yok."
"Hangi okuldan mezunsun?"
"Bilmiyorum."
"En son ne zaman ağladın?"
"Hatırlamıyorum. Tanrı aşkına neden hiçbir şeyi hatırlamıyorum?!"
Jungkook'un ani bağırışı ile masadaki herkes duraksamış ve Jungkook bir cevap bekleyerek bakışlarını sırayla onların üzerinde gezdirmişti.
"Çünkü hafızanı kaybettin."
Yoongi verdiği cevabın ardından yemeğini yemeye devam etmişti.
"Ne? Nasıl kaybettim?"
"Sen bir dövüşçüsün. Ve hafızanı bir dövüş sırasında ağır yaralanarak kaybettin."
Namjoon konuştuğunda Jungkook'un bakışları bu sefer de ona çevrilmiş ve şaşkınlık ile ona bakmıştı.
"Dövüşçü mü?"
"Evet."
"Şimdi sana son bir soru daha sormak istiyorum."
Jungkook şaşkınlığı hâlâ üzerindeyken başını salladığında, devam etti.
"Karşındaki beyaz tenli, siyah saçlı, şu an sana bakan adamın adını biliyor musun?"
Jungkook'un bakışları kendisi ile buluştuğunda, Yoongi istemsizce yutkunmuştu.
Ve Jungkook bir süre ona bakmış, ardından da Namjoon'a dönerek sorusuna cevap vermişti.
"Hayır, bilmiyorum."