Eighteenth

7.7K 420 367
                                    

Karagöl

Genç kız telefonu cebine atıp kitaplarını masanın üstünden toparladı.

Az sonra Malfoy'la buluşmaya mı gidecekti?

Bu düşünce bir yandan içine endişe tohumları serperken bir yandan da kalbini yerinden çıkacak gibi çarptırıyordu.

Derin bir nefes aldı. Sakin ol Hermione. Diye söylendi içten içe. Sadece göl kenarında oturacaksınız.

Genç kız bir an acaba saçlarım düzgün gözüküyor mu diye aklından geçirdiğinde kendine lanet okudu. Pansy'nin söyledikleri hatırlayınca da yüzünde beliren ufacık bir gülümsemeye engel olamadı. Kimi kandırıyordu ki?

Kalabalık bahçeyi aşıp kısa yokuştan aşağı süzüldü, uzun ince ulu ağaçları geride bırakıp sonunda gölün parlak sularına ulaştı.

Kitaplarını ağacın altına bırakıp göle yaklaştı. Suyun yakınında ayakkabılarını çıkarıp kenara koydu. Kısa ince çoraplarını da çıkarıp ayakkabılarının içine sıkıştırdı ve eteği ıslanmasın diye birkaç kez belinden kıvırıp kısalttı.

Buz gibi suya parmak uçlarını değdirdiğinde refleksle ayağını geri çekse de biraz dişini sıkarak içe doğru adım attı. Birkaç adım daha attığında su neredeyse dizlerine ulaşmak üzereydi. Gömleğinin cebinden Neville'ın ona verdiği yosun resmini çıkardı. İkiye katladığı kağıdı açıp göz gezdirdi ve suyun yüzeyindeki yeşil birikintilerde aradığı yosunu bulmaya çalıştı.

Birkaç ıslak bitkiyi eline alıp yanlış olduğunu düşünerek geri attı. Yaptığı işe o kadar odaklanmıştı ki birkaç metre ötesinde ağaca yaslanmış onu izleyen sarışın büyücüyü fark etmedi bile.

Genç adam bir süre mavi gözlerini gölde yosun kovalayan kızın üstünde gezdirdi. Salık saçlarının uçları eğildiği zaman suya değiyordu. Son olarak da istemsizce kızın kısaltılmış eteği ve ince bacaklarına takıldı bakışları.

Sarışın büyücü kendi haline gülümseyerek kafasını yukarı kaldırıp beyaz bulutlara döndü. Az önce Granger'ı mı süzmüştü?

Göle biraz daha yaklaşıp kızın ayakkabılarının yanına gelip kendilerininkini de çıkarıp onunkilerin yanına bıraktı. Gri kumaş pantolonunun paçalarını birkaç kez katlayıp suya adım attı.

"Gölde bile ders çalışıyorsun Granger, hayatımda çizgisini bozmayan tek kişisin."

Genç kız aniden duyduğu sesle sıçrayarak, katlanmış paçalarıyla suyun içinde duran Draco'ya baktı. Fazla şey gözüküyordu... sevimli?

"Geldiğini duymadım." dedi genç kız elindeki kağıdı katlayıp cebine atarken.

Genç adam birkaç adım daha yaklaştı. "Bulabildin mi? Şu yosunu."

Draco, kızın tam gözlerinin içine bakıyordu ve bu Hermione için çok rahatsız edici bir durumdu. Sürekli gözlerini kaçırmak da istemediği için çok zorlanıyordu.

"Hayır." dedi sıkkın bir sesle, önüne düşen bir tutam saçını geriye attı.

Birkaç saniye hiç konuşmadan birbirlerine baktıklarında ikisi de kıkırdamasına engel olamadı.

"Eee?" dedi Malfoy hala gülerken.

"Ne eee'si?

"Çok sıkıcısın Granger. "

DRAMİONE ///TEXTINGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin