yuánfèn; "iki insanın kader bağı."
-
Okulun ilk günü ya da değil, bazı kişiler için her zaman okulun ilk günüydü. Kurapika gibi mesela.
Bir ay sonra okula gelen sınıf arkadaşlarını merak eden çoktu, o yüzden sınıfa girdiği gibi gibi odak noktası kendisi olmuştu.
Rahatsız ediciydi. Meraklı sorularının, karşılarındaki insanı rahatsız edeceğini düşünmeden pervansızca konuşmaları... Sarışın oğlanın sabırlarını zorlamak dışında bir işe yaramıyordu.
Öte yandan Leorio, dersi "Konsey'de yapacak işlerim var." diyerek ekmiş ve konsey odasında, porno dergilerindeki kadınların kafasına Kurapika'nın suratını yapıştırmakla mesguldü.
"Yapacak daha iyi bir işin yok mu?" diyerek, nefes verdi ve dosyaları düzenlemeye devam etti Illumi.
Illumi, listesinin başında daha iyi ve prestijli okullar yazmıştı sınavda. Lâkin, o zamanlar sadece hoşlandığı kişi olan Hisoka, eskiden burada rehberlik öğretmeni olarak görev yapıyordu.
Ve bu listesinin başına, şu an gittiği okula gelmesi için güzel ve geçerli bir sebepti.
Lâkin geldiği senenin yarısında, daha onunla yakınlaşamadan Hisoka okuldan ayırlmış ve psikologluk kariyerine başlamıştı. Illumi başta buna sinir olsa da, şu an o okuldan ayrılmasa birlikte olamayacaklarının farkındaydı.
Illumi Zoldyck, Hisoka'nın ilk hastasıydı. Ilumi'nin bir problemi yoktu. Sadece sorunu var gibi gösterip, terapi alıyordu. Ve bir terapinin sonunun, Hisoka'nın masasının üzerine işi pişirmeleri ile bitmesi sonucu, şu an belki de gelecekte evlenecek güzel bir çifttiler.
"Yok çünkü tüm ciddili işleri sen hallediyorsun." derken, Kurapika'nın suratını bir başka dergiden çıkan posterdeki kadının suratına yapıştırmaktaydı.
"Kurapika'nın kilo, boy, bel ölçüsünü falan alacak olursak onu ben soyabilir miyim?" diye hevesle sordu Leorio. Çoğu zamanki gibi, aklı iç değil, dış görünüşe göre çalışıyordu.
Leorio, dışı güzel olan birinin aynı zamanda içinin de dışı kadar güzel olabileceğine inanmıyordu. Hisoka, Killua, Illumi, Chrollo... Her biri bu teorisinin birer kanıtıydı aslında.
"Tabii, istersen ona form imzalatıp sikmeni de sağlayabiliriz?" diye iğneleyici bir tavırda konuştu Illumi.
O bunu dedikten sonra tam Leorio cevap verecekken de, okulun teneffüs, ayrıca son zili çalmıştı.
Leorio zili duymasıyla birlikte ayağa fırladı ve çantasını aldı.
"Siktir et şimdi, cidden onu yatağa atacaksam kalbini kazanmam gerekir. Gidip ona eve birlikte gidelim mi diye soracağım!" diyerek gülümsedi ve konsey odasından apar topar çıktı.
Illumi ise iç çekti ve dosyaları düzenlemeye devam ederken, akşam sevgilisinin kollarına kavuşacağı anın hayalini kurdu.
-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
speechless bounds |leopika》hxh
Fanfiction"Hey," Garip şekilli güneş gözlüklerinin siyah camını silen uzun oğlan, kendine seslenen sarışına baktı. "-terapistime senden bahsettim. Yani, beni hayal kırıklığına uğratma lütfen."