beş; "voorpret"

601 86 53
                                    

voorpret; "yakın bir gelecekte yapılacak bir seyahat ya da daha heyecanlandırıcı bir olay öncesinde hissedilen heyecan."

-

"-işte bu yüzden öğrenci konseyine katıldım. Sen de katılmak istemez misin?"

Birlikte otobüs beklerken, oldukça güzel bulduğu sarışın çocuk ile sohbetini devam ettirmek için her şey yapıyordu. Tam tıkanmışken ise, Kurapika ona; "Sen nasıl konseye katıldın ki?" diye sormuş ve sohbeti(daha çok tek taraflı olsa da hâlâ bir sohbetti) devam ettirebilmşti.

Sonrasında ise, zaten İllumi'nin, Kurapika'yı sormaya düşündüğü soruyu sohbetini devam ettirme amacıyla sormuştu ona Leorio.

"Aslında olabilir. Aklımı boş boş işlerle meşgul etmeyi, düşüncelerimde boğulmayı yeğelerim."

Ve de, Leorio kesinlikle bu çocuğun neden Hisoka'ya gittiğini anlamaya başlamıştı. Verdiği cevaplar sadece sorularını cevapsız bırakmamak içindi. Kendisini açmıyor, belki de açamıyordu. Çok yakınlaşınca bazen ellerinin titrediğini görüyordu sarışın oğlanın.

Ama anlamasını sağlayan en büyük neden, bazı sorulara sanki ölmek ister gibi verdiği cevaplardı.

Leorio, kendi düşüncelerinden kurtulunca, gergince güldü ve konuştu.

"İllumi- Yani başkan senin girmeni oldukça ister doğrusu. Seneye kendisi mezun olduktan sonra benim gibi bir beceriksize bırakmak istemiyor." dedikten sonra tekrar gergince gülüp, sağındaki kendisinden daha küçük kalıplı bedene baktı. Bakmasıyla, kendisine bakan büsbüyük, gri gözleri görmesi ilk defa o kadar net görmüştü.

"...Neden bırakmak istemesin ki? Benim dosyamı okumasına rağmen, beni senin sorumluluğuna bıraktığına göre aslında sana ve yeteneklerine güveniyordur eminim ki."

Leorio, güzel gözlerine o kadar dalmıştı ki Kurapika'nin, dediğini tam olarak anlaması biraz zamanını almıştı. Ne kadar uzun baktığınî fark edince de, belli belirsiz kızarıp, hemen kendi önüne dönmüştür.

"...Bunu bir iltifat olarak söylemiş olsan da sözlerinin altında kendine karşı saygısızlığın ne peki? Başkalarına bu tür şeyler demeden önce kendini kabul etmen gerekmez mi?" diye baştan savma bir cevap verdi Leorio. Aklına onun o güzel gözleri geldikçe, aklı mayışıyor ve kelimeleri bir cümlede birleştirmekte sorun yaşıyordi.

"Haklısın, ama ne kendimden, ne de başkalarından bana saygı duymalarını beklediğim yok. Bana bulaşmadıkları sürece hakkımda ne düşündüklerini de umursamıyorum." derken, kendilerine göre uzakta olan otobüsün numarasını daha net görebilmek için, hafif gözlerini kıstı Kurapika. Bineceği otobüs olduğunu anlayınca ise, zayıf bedenine kıyasla üzerinde bol ve salaş duran, eski hırkasının kapüşonunu kafasına geçirerek ayağa kalktı.

Leorio'nun ise kaşlarını çatmasına sebep olmuştu dedikleri. Nasıl cevap vermesi gerektiği hakkında kafası oldukça karışmıştı. Kendisi verecek bir cevap hakkında düşünürken ise, Kurapika'nın otobüsü gelmişti. Kurapika da ona herhangi bir veda sözcüğü bile söylemeden otobüse binmişti ve Leorio'nun son gördüğü şey, kapanan kapılardı.

Vermesi gereken cevaplar ve Kurapika'nın aurasının verdiği his, çok garip hissettirmişti kendini. Okulu eve yakın olduğu için otobüs durağına gelmesine gerek yoktu ama gelmişti işte, ona daha yakın olmak istemişti.

Hakkında daha çok şey bilmek, gözlerine daha çok bakmak, onunla daha çok konuşmak, ve daha çok daha fazlasını yapmak istiyordu Leorio.

Ancak daha onun dediklerine cevap verip, kendisine biraz da olsa güvenmesini bile sağlayamazken, en fazla ne yapabilirdi ki?

-

speechless bounds |leopika》hxhHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin