-5-

349 39 65
                                        

Yeni bölümü yazdım çok mutluyum, merak etmeyin diğer bölüm iki haftaya kadar gelir çünkü vizelerim bitti. Yoruuum atmayı unutmayın çünkü okumaya bayılıyorum. Sizleri seviyorum, iyi okumalarrr. 

D/N: Bölümü şarkı ve sözlerinle okuyun. 

-----

Okuldan çıktıklarında Hank'le yan yana yürüyordu, bir eli çantasında diğer eli hırkasının cebinde mahcup bir şekilde arada sarışın çocuğa bakıp günün milyonuncu özrünü diliyordu. "Bu hiç iyi olmadı- Hank benimle gelmek zorunda değilsin." 

Sarışın çocuk ise yanında söylenip duran esmeri dinlemeyi es geçmişti, dudakları hafifçe yana kıvrıldı. Gülümserken gözlerinin kenarları kırışmıştı, yüzünde tatlı bir gülümseme vardı. Normalde olsa sürekli özür dileyen Tony'e sinirlenirdi fakat yanındaki çocuk şirindi. Sırf Hank'e karşı kötü hissettiği için özel arabasına binmek yerine yürümeyi tercih etmişti. Gözlerini sık sık büyütüp mahcup bakışlarla Hank'e bakıyordu, bazen dudaklarını büzüp Clint ve arkadaşlarına küfür ediyordu. O gerçekten güzel ve eşsizdi. 

"Beni dinlemiyorsun bile!" dedi en sonunda Tony, sadece suratını izleyip kendi kendine gülen çocuğun omzuna hafifçe vurup yolun ortasında duraksadı. Bir erkeğe nazaran minik ve naif olan elleri kotunun cebindeydi, kaşlarını çatmıştı.

Hank ona eşlik ederek durdu, yüzündeki gülümsemeyi silmemişti. "Seni dinliyorum, her kelimeni ezberledim."

"O zaman neden bana cevap vermiyorsun?" dedi Tony, Hank'in cevabı üzerine dahada sinirlenmişti. Soru sorduğunda, söylendiğinde veya özür dilediğinde karşısındaki kişiden cevap alamamak en nefret ettiği durumlardan biriydi ve şimdi Hank gerçekten sinirini bozmaya başlamıştı. 

"Cevap vermiyorum çünkü benim için sorun değil, hem bu sayede eğlenebiliriz."

"Baloları sevdiğini bilmiyordum." dedi Tony, az önce sinirlenmeye başlayan kendisi değil miydi? Diğerinin cevabını duymasıyla sinirinin bir anda yatıştığını hissetmişti. Bu duygu değişimlerini Steve'in verdiği acıya bağlıyordu, artık depresyondan çıkmanın zamanı gelmişti. Bu durum nereye kadar devam edecekti bilmiyordu, bir an önce eski mutlu tasasız Tony modeline dönmek istiyordu.

"Baloları sevmem ama intikam severim." dedi Hank omuz silkerek, eğlenir bir ifadeyi barındırıyordu yakışıklı suratı. Tony ondan aldığı cevaba yanıt olarak kaşlarını kaldırdı, havaya alaycı bir kahkaha saldıktan sonra ayakları hareket etti ve yürümeye devam etti.

"İntikam? Steve'den mi?"

"Seni üzüyor, neden ona misilleme yapmıyorsun?"

Tony karşısındakinden gelen klişe teklife burun kıvırarak başını iki yana salladı. "Lise draması çekecek havamda değilim Pym. Hem biz kötü ayrılmadık, onun şu an başka bir sevgilisi var ve mutlular. Pek umursadığım söylenemez."

Sarışın genç yüzündeki gülümsemeyi silmeden esmer çocuğu izlemeye devam ediyordu, onun zeki oluşunu seviyordu. Tony Stark genelde marjinal takılmaya çalışıyordu fakat umursamaz tavırlarının arkasında sakladığı naif bir kişiliği vardı. Tony'nin Steve'i özlediği çok açıktı fakat ısrarla kabul etmiyordu, Hank onu zorlamayı es geçerek oyununa katıldı. 

"Tüm eski sevgililerimin seni örnek alması lazım Stark."

"Karıncalarından başka sevgilin var mı senin ya?" diye sordu Tony gerçekten şaşırarak. Okuldaki oyların yarısından fazlası Hank'in aseksüel olduğu yönündeydi, Tony elbette bu saçma anketlere kulak vermiyordu fakat tanıştıklarından beri Hank'in kimseye ilgi gösterdiğini görmemişti. 

Solitude  // Stony -- Ara Verdi--Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin