-3-

352 46 100
                                        

"Stark ve Rogers ayrılmış."

"Evet, şaşırdım sanırım Rogers sıkılmış bu ilişkiden."

"Belli, Osborn'la yapışık ikiz gibiler."

"Zavallı Tony, kim bilir nasıl üzülmüştür."

--

Bugün duyduğu bilmem kaçıncı dedikodunun ardından yorgun düşmüştü Tony, her şeye rağmen başı dik yürümeye çalışıyordu fakat aptal Steve'in ayrılığın ikinci saatinde Norman'la milletin gözünün içine baka baka flört etmesi söylentileri deli gibi arttırmıştı. Şimdi ise kafayı yiyecek gibi hissediyordu, okulun geniş koridorları daracık kafes kadar boğuk geliyordu Tony'e. Hakkında söylenenlere daha ne kadar dayanabileceğini düşünüyordu, uçurumdan yuvarlanmıştı ve belli belirsiz bir noktada aşağıya düşüyordu. 

Ani bir ayrılık olmamıştı, Tony gidip adam akıllı konuyu açtığında Steve veda dahi etmeden Tony'e "İlişkide bok gibiyiz, bence de bitmeli." onayını verip başını aldığı gibi cehenneme yol almıştı. Sanki günlerdir bu anı bekliyordu, ayrılacakları vakit için gün saymıştı Steve. Daha ne yapabilirdi ki Tony. Düşündükçe uçurumdan düşmeye devam ediyordu, bu gidişle yere çakıldığında canı çok yanacaktı. Tedavi edilemez hasarlar, kaynaşamayacak yaralar alacaktı ama her şey için çok geçti. 

"Tony sen iyi misin?"

Arkadan duyduğu sesle duraksadı, yüzüne hiçbir ifade takmadan dolaba yaslanarak kendisine doğru yaklaşmakta olan Barnes'a dönüp "İyiyim dostum." dedi. Sakin olmaya çalışıyordu, kullanılmamış gibi davranıp içini rahatlatmaya çalışıyordu.

"İyi bir yalancı değilsin." dedi Bucky çöken çocuğun üzerinde gözlerini dolaştırıp. Zaten minik olan Stark birkaç günde dahada küçülmüştü, gözlerinin altında mor halkalar vardı. Her zaman arkaya yatırdığı saçları bugün alnına düşüyordu.

"Farkındayım." dedi Tony. Alnına düşen saçları gözünün önünden çekip dolabını açtı, kolunun altındaki ileri derecede fizik kitaplarını ahşap dolaba yerleştirirken yanında sessiz sessiz durmakta olan arkadaşına baktı. "Buraya beni izlemek için gelmedin herhalde?"

"Canım sıkıldığı için geldim, seni teselli etmemi falan bekleme. O konularda bok gibi olduğumu herkesten daha iyi biliyorsun."

"Bilmez olur muyum." 

"Yemeğe geçiyor muyuz?"

"Ben yemek yemeyi düşünmüyorum." dedi omuz silkerek, okulun göz bebeği çiftin görmektense sınıfta tek başına bir şeyler atıştırıp tüm yemek saati boyunca fizik çalışabilirdi. Kitapları iyice yerleştirdikten sonra dolabını kilitleyip tüm dikkatiyle Bucky'e döndü. "Bu arada Natasha'ya şans vermeye karar vermişsin, tebrik ederim."

"Benim peşimi bırakmıyordu, bende ona nasıl biriyle olmak istediğini göstermek istedim." 

Bucky, Tony'e söz hakkı vermeden kaslı kolunu bir anda esmer çocuğun omzuna atıp hızla kafeteryaya sürüklemeye başladı. Bu sayede Tony'e acıyan bakışlar atan insanlara göz dağı vermiş oluyordu, hem de yalnız olmadığını millete vurguluyordu. Steve olmasa bile Tony'nin her zaman sığınabileceği bir arkadaş grubu vardı ve sırf Steve şerefsizlik yaptı diye Tony'nin ortamdan uzaklaşmasına izin vermeyecekti.

"Ne yaptığını sanıyorsun Barnes." Tony diğerinin kolunun altından çıkmaya çalışsa daha gücü yetmiyordu. Neyle besleniyordu bu çocuk? Aldığı darbelerden hiç etkilenmemiş gibi çevreye gevşek gevşek gülümseyip duruyordu.

"Seni depresyondan kurtarıyorum Stark, yemeklere katılmadığın her gün söylentilerin artma sebebi oluyorsun."

"O ikiliyi görmek istemiyorum."

Solitude  // Stony -- Ara Verdi--Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin