Yalan

74 7 0
                                        

Ne yapacağımı bilemediğim bir şekilde etrafıma baktım. İkinci yumruk sesiyle ufak bir çığlıkla elimi ağzıma götürdüm. Önce erkekler tuvalaeti yazısına sonra kapıya baktım uzun süre ses gelmedi. En sonunda dayanamayıp kapıyı açıp içeri girdim. Aslında böyle bir sahne beklemiyordum. Hani şu bildiğiniz fimlerdeki kavga sahnleri gibi bişey bekliyordum açıkçası. Uzay'ı yerden kaldırmak için elini uzatmış bir Anıl değil.

Uzay elini uzattı ve ayağa kalktılar. Uzay bana arkasını dönerken Anıl'da ''napıyosun'' diye seslendi. Hemen ardından aynaan kaşını yanındaki kana bakmakta olan Uzay bana dönüp :

- Burası erkekler tuvaleti dedi

Gözlerimi ona çevirip " ciddimisin?" bakışı attım. Ama cidden fazla ciddiydi. Yapmacık bir şekilde

- Aman Tanrım ikinizden birinin görüyor olması muhteşem şunu birde arkaşına öğretirmisin bugün sağolsun az kalsın beni eziyordu. Ve sanırım seninde algılama problemin var." Ona acıyormuş gibi bakıp kafamı iki yana salladım. " Burası tuvalet insanlar buraya işemek için geliyorlar birbirlerine yumruk atmak için değil."

Gözlerini devirdi. Ve yine aynaya döndü. Sanırım birkaç saat boyunca yan profiline bakabilirdim. Gözümü kırpmadan bu doğa harikasını izliyordum. Taa ki Anıl bana çarpıp peçetelikten peçete alana kadar. Bana çarptıktan sonra Uzay'ın yanına gitti ve aldığı peçeteyi çocuğun kaşına bastırdı ve kıkırdadı. " Ben daha iyi vurmuşum " Uzay kaşlarını kaldırıp Anıl'ın çenesini tuttu ve yukarı kaldırdı. Anıl'ın tam çenesiyle boğazının arasındaki yerdeki büyük kızarıklık gözler önüne serildi. Anıl kafasını indirdi. Sessiz ama hepimizin duyabileceği sesle pezevenk diye mırıldandı. Onları izlemeyi bırakıp aynanın önüne yürüdüm ve ağlamaktan oluşan izleri suyla yıkadım. Biraz kalem akmıştı. onları temizledim.

Anıl kafasını çevirip "Napıyosun?" diye sordu bu gün ikinci kez.

- Ordan ne yapıyor gibi gözüküyorum.

" Burası erkekler tuvaleti " diye inledi. Nefesimi sesli bir biçimde verip kapıya doğru yürüdüm. Sahra'nın tek başına oturduğu masaya doğru yürüyecektim ki burada artık işimin bittiğine karar verip kapıya yöneldim. Uzay'ın arkamdan seslenmesiyle ona döndüm. " Hey ımm... Cansu'ydu değil mi? " Gülümseyi " evet " dedim. " nereye?" 

- Evee yani yaklaşık 1 saattir ortalıkta yokum merak etmiştir bizimkiler.

- Tamam tamam dur Anıl'a söyleyeyim bıraksın seni.

- O arabaya binmem. 

- Gelirken bindin ama.

- Korkudan ne yaptığımı billmiyormuşum öyleyse.

Kaşlarını çattı. İçimden hala daha öyle diye söylendim. Ben hazır cevap biri hiç değilimdir. Ve birkaç defa öyle yaptım sanki bugün ha? Yavaş yavaş öğreniyorum sanırım. Kafeden çıkınca sitenin çıkışına yürümeye başladım. Doğruyu söylemek gerekirse arkamdan gelmelerini felan bekliyordum. Ama kimse gelmedi. Bizim sitenin girişine doğru gelince bisikleti yol kenarında unuttuğumu fark ettim. Saat 16.30 gibiydi. Bisiklette sitenin girişine girerken Cihanerk'in sarı saçları gözüktü. 

- Hey nerdesin kaç saattir seni arıyorum ya. sonra dizimi gördü. " Noldu lan?" 

- Düştüm. 

- Niye eve gelmedin?

- Ufak bişeydi yarabandı yapıştıracaktım bizim markette kalmamış bende diğerine gittim. Önemli bişey değil.

- Söylediğin şeyler neden 1 saatir evde olmadığını açıklamıyor.

- Evde yoktur diye canım.

- Neyse hadi denize ya saat 16.30 ne zaman gircez?

                                                                                           ***

Akşam yemeğinden sonra sitenin banklarında oturuyorduk.

- Hadi ama Bersu cidden bütün gün telefonlaydın bırak şunu.

- Ya kızım sen kendi işine baksana ya.

O sırada Cihanerk sigara çıkardı.

- Cidden mi yani bu sizce havalı felan mı?

Dumanı yukarı üfleyip göz kırptı.

- Cihanerk benden biryaş büyük olmana rağmen aynı sınıfta olmamız tuhaf değil mi?

- ha ha ha çok çok komik değil mi? (!)

- Sonuçta yaşıtların son sınıf olacak.

- Sınıfta kalmışım gibi konşuyorsun. Hazırlık okudum ben.

- Yinede tuhaf.

- Asıl tuhafolan şunun liseye başlayacak olması.

Sigarasından bir nefes çekip dumanı üfledi. Ve Bersu' yu gösterdi. Yanımda oturan kardeşim 32 diş sırıtıp "Liseye başlıyorum." diyince kafasını alıp sarıldım. Boğuk boğuk tamam bırak sesleri çıkıyordu. O sırada sahilden kalabalık bir grup geçti. Aptalca bağırıp gülüşüyorlardı.17-18 yaşlarındaydılar.yani tahminen. Cihanerk sigarasına vurunca ucundaki küller yere düştü. Sigarayı dudaklarına götürüyorken tanıdığım bir sesle hızla başımı sahile çevirdim.

- Gerçekten Uzay'ın çenene yumruk attığına inanamıyorum.

Sahranın yanında bulunan diğer kız ise Anıl'ın çenesini kaldırıp karanlıktan dolayı göremediğim çürüğe bakıp yüzünü buruşturdu.  Anıl yüzünü çekip bizim siteye bakmaya çalıştı. Ben hemen kafamı çevirdim. Kalabalık grup önünden geçerken Anıl, Sahra ve diğer kız geride kalmıştı. Gruptan biri dönüp "niye geride kaldınız siz hadi Ceyda" diye bağırınca bunun Uzay olduğunu anladım. C eyda denilen kız ne acelesi var bunun ya diye söylenerek hızla yürümeye başladı. Anıl ve Sahra hızlarını bozmadan arkada yürüyorlardı.

O sırada Cihanerk sigarasını bitirip boğazını temizledi.

- Cansu?

- hı efendim?

Ama gözlerim hala yanımızdn geçip giden gruptaydı. Sahra sesli ama önündekilerin duyamayacağı bir şekilde ( O tarafta çok ses vardı.)" Ne acelesimi var? Babamın yatmak için getirdiği sürtük sürtük sekreteriyle ilişkisi var. Ve kadın 25 yaşında ah bide unutmadan kendiside 16 yaşında." Gözlerim yavaş yavaş açılırken Cihanerk yine Cansu diye seslendi. Kafamı ona çevirdim.

" Evet kuzen bu sabah ki yalanın gerçeğini duymak istiyorum hemde hemen."

Merhabaa!! bölümler kısa ve geç geliyor biliyorum ama çok yoğunum gerçekten. Neyse hikayeyi okuduğunuz için çok teşşekkür ederim. Yazım hataları yüzünden tekrar özür dilerim.

Son olarak ithaf ettiğim kişi kendisi bilmesede benim için çoook önemli bir okuyucu okuduğun için çok teşşekkür ederim lütfen düşüncelerinide yaz. senin fikirlerin benim için çok önemli saol :)))

DAHA 16 (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin