I Love You [Byun Baekhyun Oc]

Sevmek Mi? Sevilmek Mi?

***

Büyük ve geniş kapı sizin için açıldığında gerginlikten fark etmeden JunMyeon'un kolunu sıkmaya başlamıştın.

Dikkat çekmeyi sevmeyen bir yapın vardı. Ve ne zaman böyle bir ortama girecek olsan gerginleşiyordun.

Sonunda geniş salona giriş yaptığınızda bütün gözler sizi buldu.

Zarif duruşunu bozmamaya özen gösteriyordun. Ne de olsa bu partiye JunMyeon ile katılmıştın.

Boş bir masaya ilerleyip orada durduktan sonra JunMyeon bir şeyler almak için yanından ayrıldı.

JunMyeon yanından ayrılır ayrılmaz da Ha Ru yanında bitti.

Ha Ru'yu kısaca özetlemek gerekirse takıntılı, manyak, kinci, kıskanç, kibirli, kendini beğenmiş, gösteriş meraklısı ve en önemlisi de JunMyeon aşığı birisiydi.

Evet Ha Ru JunMyeon'u seviyordu ve bu JunMyeon'u gerçekten çok fazla rahatsız ediyordu.

Bu yüzden JunMyeon onu kendinden uzaklaştırmak için ona seni sevdiğini söylüyordu.

Ha Ru da bu yüzden senden nefret ediyordu. Sen de en yakın arkadaşının böyle bir kızla birlikte olmasını doğru bulamadığın için sesini çıkarmamıştın ama bu kızın yaptıkları bir yerde canına tak edecek diye ödün kopuyordu.

"ah demek yine sen? JunMyeon'un peşinden tahminen ne zaman ayrılırsın?"

Ha Ru'nun yapmacık gülüşüne karşılık sen de yapmacık bir gülümseme yerleştirdin yüzüne.

"evet yine ben. Ha Ru söyle bakalım tahminen ne zaman JunMyeon'u rahatsız etmeyi bırakırsın?"

Ha Ru'nun sinirlendiğini gözlerinle görebiliyordun ama bunu güzel saklayabiliyordu.

"Yun-shhi unutmayalım ki sen yokken ben vardım. JunMyeon eminim ki doğru yolu bulup bana gelecektir."

Ha Ru sinirlendiğinde insanları neresinden vurması gerektiğini şaşırıyordu. Bu yüzden söyledikleri sana pek etki etmemişti. Çünkü Ha Ru'nun bildiği kadar sen de onların arasında geçenleri biliyordun.

"bildiğim kadarıyla JunMyeon ben yokken de seninle ilgilenmiyormuş. Yanılıyor muyum Ha Ru-shhi?"

"yanılmıyorsun güzelim. Tam da üstüne bastın."

JunMyeon elinde iki kadehle geri dönüp bir kıkırtı bıraktığında sen de elinde olmadan gülümsedin.

Ha Ru sinirle size doğru nefret kusarken JunMyeon sana dönüp sağ elindeki bardağı masaya bıraktı ve seni belinden tutup kendine çekti.

"beni bunun gibi kızlar cazbediyor."

Haddinden fazla yakındınız. Ve bu kalbinin ritmini bozuyordu. JunMyeon'a karşı bir his beslemediğini düşünüyordun. Ama o sana yaklaştığında kalbinin ritmi bozuluyordu.

En yakın arkadaşın senin onu sevdiğini söylese de aksini iddia etmekten başka hiç bir şey yapmıyordun.

Hem ayrıca JunMyeon sadece oyun oynuyordu.

Ha Ru gösterişli topuklu ayakkabısını yere vura vura yanınızdan ayrıldığında JunMyeon'da seni serbest bırakıp özel alanından çıkmıştı.

"üzgünüm Yun-ahh bu kızdan hiç haz etmediğimi biliyorsun. Özel alanını işgal ediyorum sürekli özür dilerim."

JunMyeon elini ensesine attığında gülümsedin.

"sorun değil Myeon-ah o kızı senin kadar ben de sevmiyorum. Anlıyorum seni."

JunMyeon az önce masaya bıraktığı kadehi alıp sana uzattığında hemen alıp kadehlerinizi tokuşturdunuz.