5| Kafesin İçindeki Özgürlük

14.1K 1.6K 1K
                                    

nophilegguk küçüğüme 💜

Hatalarım varsa affola. İyi okumalar!

•••

Kalemi kavramaktan acıyan parmaklarım beyaz zemini kirli siyahla karalamaya devam etti, beynimden akıp basit bir yüzeyde şahlanan onlarca kelime dile gelip kulağıma ilhamı fısıldadılar; durmadan yazdım, ben sustum, acım lâl oldu, ulaşamadığım hayallerim konuştu. Boş bir sınıfta, tüm öğrenciler tenefüsteyken kendi yalnızlığımla birlikte eskiyen defterime şiirler yazıyordum, hayır, buna yazmak diyemezdim, acılarımdan kurtuluyordum. Kalem adeta sıradan görevini bırakıp tüm dertlerimi, isteklerimi kağıda taşıyan bir köprü görevini üstleniyor, suçsuz kağıt da omuzlarımdaki yükleri sırtlanıyordu.

Son dize de kağıttaki yerini aldığında derin bir nefesle geriye yaslandım, parmaklarımdan bıraktığım kalem elime bir sürü mürekkep lekesi miras bıraksa bile Jimin'in yokluğunda geçirebileceğim en iyi saatlerdi. Bu sabah Jimin'den gelen bir telefonla ailesiyle birlikte acilen Busan'a gittiklerini öğrenmiştim, bunu duyar duymaz tüm günümü onsuz nasıl geçirebileceğimi düşünsem bile, bir tarafım beni her hareketimde kıvranırken görmek zorunda olmadığı için mutluydu. Zira şu sıralar omuzlarım da yeni yalanları kaldırmak için oldukça güçsüzdü.

Zil çaldığında öğrencilerin birkaç dakikaya içeriye gireceklerini bildiğim için uyuşmuş bacaklarımı dert etmeden kalkıp sınıftan çıktım. Şiir yazdıktan sonra üzerime çöken buhranı tanıyordum, zihnim yorgun düştüğü için ayılmaya ihtiyacım vardı. Yanımdan geçen öğrencilere dikkat ederek koridorun sonundaki tuvalete girdim hızla, ben lavabonun önüne gelene kadar içerideki birkaç çocuk da çıkmıştı. Aynadaki zavallı yansımam bana göz kırparken ivedilikle musluğu çevirip soğuk suyu yüzüme çarptım acımadan, tüylerim diken diken olsa dahi avuçlarımdaki suyu tenimle buluşturmaktan çekinmedim.

Kumral saçlarımın önü ıslanana kadar devam ettim buna, parmaklarım soğuktan dolayı uyuşmaya başladığında suyu kapatıp yakıcı damlaların boynumdan göğsüme süzülmelerini önemsemeden doğruldum; ancak aynadaki aksimin hemen yanında duvara yaslı hâlde beni seyreden bir Jeongguk görmeyi kesinlikle beklemiyordum. "Jeon." Dudaklarımdan dökülen bu şaşkın nida onun yaslandığı duvardan ayrılarak yavaş adımlarla bana gelmesine sebep oldu; yüzü her zaman ki gibi kusursuz ve muhteşemdi, Tanrı'nın özenerek yarattığı aurasından bile belliydi. Uzun adımları tam olarak bedenimin arkasında durdu, hâlâ aynadan kurduğumuz göz kontağını bozmamıştı. "Umarım önemli bir dersin yoktur Taehyung,"

"Neden?" Kafam karışmış bir şekilde ona bakmaya devam ederken sıcak eli bileğimi tutar tutmaz beni arkasından sürükledi lakin bu hareket dünün acı izlerini sızım sızım sızlatıp yüreğimi yakmıştı. "D-dur!" Seri adımları duraksadı, derin bir nefes alıp kendime gelmeye çalıştım, onunsa sorgulayan gözleri ipucu arar gibi sürekli üzerimde dolanıyordu. "İyi misin?" İrislerim yerdeki karoları deler gibi ayrılmadı olduğu yerden, yine de Jeongguk'un sesindeki merakı duyabiliyordum. "İyiyim, sadece düştüğüm için bacağım acıyor." Sanki canım hiç acımıyormuş gibi doğrularak gülümsedim, göz kenarlarım hafiften kırışana kadar süren bu yalan Jeongguk'un gözlerine ulaşmadı ve yine bana inanmadı.

"Üzgünüm ama hızlı olmamız gerek." Omuzlarımı silktim sorun yok dermiş gibi, bileğimdeki eli daha da sıkılaştı; bu sefer diğerine göre daha yavaş ama seri şekilde acil çıkış kapısından arka bahçeye ulaştık. Kendimi geri çekmek istesem bile nereye gideceğimize ait kabaran merakım Jeongguk'u değil, beni durduruyordu; lakin içimde dillendiremediğim bir kısım da vardı ki, Jeongguk'a uyarak kurallar yıkmaya bayılıyordu. "Nereye gidiyoruz? Jeongguk, çantam, defterlerim her şeyim okulda," Geçen gün buluştuğumuz duvara doğru ilerlemeyd devam ederken beni duymazdan geldi, daha çok arkamızdan birinin gelip gelmediğini kontrol ederken konsantre olmuş gibiydi. "Belki senin ailen değil ama benim ailem okulda olup olmamama önem veriyor, bu yaptığın çok düşüncesizce Jeon."

The Minus | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin