Sonunda Evleniyoruz

164 7 2
                                    

Beyaz. Beyaz rengi açıkçası pek bana göre değildi. Beyaz taç, beyaz duvak, beyaz gelinlik, beyaz ayakkabı, beyaz çiçek. Bu çok sıkıcıydı. Ben siyahın kızıydım. Siyah rengi beni tanımlıyordu. Ama 1 hafta boyunca buna dayanmam gerekiyordu. Evet sonunda Alihan ile evleniyorduk. Alihan'la 8 yıldır yani Maura doğduğundan beri tartıştığımız en büyük konu buydu. Ben hamile olduğumu öğrendiğimde bana evlenme teklifi etmişti. Bebek doğmadanda düğünü yapmak istiyordu. Ama ben onu 8 yıldır geçiştirip durmuştum. Kızmakta haklıydı. Ona hak veriyordum ama dürüst olmam gerekirse ben evliliye karşıydım. Yani bunu resmileştirmeye. Biz zaten evli gibi yaşıyorduk aynı evde kızımızla beraber mutluyduk. Birbirimizide seviyorduk. Tek sorun bir kağıt parçası üstünde "resmi" olarak evli olmamamızdı. Alihan'a göre bu çok önemliydi. Ben ise evliliğin aşkı öldürdüğüne inananlardanım. Çünkü evlilik denen şey çiftin üstüne ekstra bir sorumluluk katarak işleri zorlaştırmaktan başka bir işe yaramıyordu. Ama ben Alihan sayesinde sevdiğin kişi için bazı fedakarlıklar yapman gerektiğini öğrenmiştim. Bu yüzden şimdi bir fedakarlık yaparak Alihan ile evlenecektim. Benim gibi düşünen bir adam olsaydı inanın bana evlenmeden onunla evliymiş gibi yaşamaya devam ederdim. Ama benim seçip aşık olduğum adam böyle istiyordu işte. Alihan'ı daha da mutlu etmek için yapabileceğim tek şey onunla evlenmekti. Şuanda gelinlik provasındaydım. Gelinliğim prenses model kabarık etekliydi. Üstü straplez ve taşlıydı. Alt kısmı ise düz sadeydi. (Multimedia'da var.)

-"Zeyn gelinliğin bitti sayılır. İstersen bunu son prova yapalım."

-"Ah Clarie ciddi misin?! Bu çok iyi olur. Sıkılmaya başlamıştım. Thanks god!"

-"Ahahaha Zeynıp çok komiksin."

-"Zeynep Clarie Zeynep. Hala söyleyemiyorsun."

-"Ah herneyse işte."

-"Tamam tamam. Zeyn Zeynıp'ten daha iyi zaten." ikimizde gülerken Dilara kapıdan iki yanında 4 yaşında çocuk ve bebek arabasında 6 aylık bir bebekle beraber içeri girdi. Tanrım 40 yıl düşünsem Dilara'nın 3 çocuk annesi olacağını düşünmezdim. Gerçi fiziği hala lisedeki gibiydi ama neyse. Arielle son anda süpriz yumurtadan çıkar gibi doğmuştu. Dilara 3. çocuğu çok istiyordu ama Deniz için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Gerçi artık Arielle'yi o da seviyordu. Onlarında yaklaşık 1 yıldır tartıştığı en büyük konu buydu. Dilara her kavgada Deniz'in yüzüne Arielle'yi sevmemesini vurup dururdu. Ama Deniz artık gerçekten Arielle'yi seviyordu. Nasıl sevmezdi ki ondan bir parçaydı ve zaman geçip Arielle büyüdükçe kendini babasına sevdirmeyi çok iyi başarıyordu.

-"Hoşgeldin hayatım."

-"Hoşbuldum da ölmek üzereyim."

-"Evet ya nerede kaldın?"

-"Zeynep allah aşkına sus 3 çocukla evden çıkmak kolay mı zannediyorsun?"

-"Tamam haklısın sustum." ellerimi teslim olurmuş gibi yukarı kaldırdım. Dilara sinirli durmaya çalışıyordu ama bu hareketim karşısında güldü.

-"Maura nerde?"

-"O babasıyla beraber kalan son işleri hallediyor."

-"Davetiyeler hazır mı?"

-"Evet."

-"Çiçek?"

-"Evet."

-"Şarkılar, masa örtüleri, süsler, araba falan?"

-"Hepsi hazır Dilara. Ayrıca o ufak işlerle ben değil organizatör ilgileniyor. Sen sakin ol. Hem sanki sen evleniyorsun. Ne bu heyecan?"

-"Olum varya ben heyecandan öleceğim. 40 yıl düşünsem senin evleniceğin aklıma gelmezdi. Bırakta heyecanlı olayım."

RebelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin