MERHABA ARKADAŞLAR. SİZİ CİDDEN ÇOK ÖZLEDİM. YENİ BÖLÜM YAZMAYI DA... ANASAYFAMDA GENELDE NEDEN YAZMADIĞIMI, YENİ BÖLÜME NE KADAR KALDIĞINI YAZIYORUM. BUNU BİLMEYENLER İÇİN SÖYLEDİM. GEÇ KALDIM. YORUMLARDA DA BELİRTTİĞİM GİBİ YAZILILAR VARDI. YAZDIĞINIZ YORUMLARI HAKARET OLARAK HİÇBİR ZAMAN ALGILAMAM, YORUMLARINIZI BEĞENİYORUM KÖTÜ BULDUĞUNUZ ŞEYLERİ YAZIN, TABİİ Kİ HAKARET ETMEDEN... BU BÖLÜM BİTTİKTEN SONRAKİ AÇIKLAMAYI OKUMAYI UNUTMAYIN. BÖLÜM ŞARKISI U2-THE TROUBLES. BU ŞARKIYI THE WALKING DEAD DE ÇALAN ŞARKILAR LİSTESİNDE BULDUM(5. SEZON). OY VERMEYİ YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN. SİZİ SEVİYORUM, KEYİFLİ OKUMALAR... :)
Michonne'ydi! Burda olduğuna inanamıyorum! Carl da öyle... Michonne burnunu çekiyordu ve ansızın Rick'e gülümsedi, o da karşılık verdi. Carl koşup beline sarıldı. Çok mutluydum. Michonne'a gülümsedim. Carl'ı bıraktıktan sonra bana yaklaştı. Sarıldık... Onu... Onu özlemiştim. Carl mutluluktan ölecek gibiydi. Michonne kafamı okşadı.
***
Sabah olmuştu. Michonne'yle komik bir gece geçirmiştik. Carl'la mısır gevreği hazırlıyorduk. Tam yiyecekken Michonne içeri girdi. O beyaz gömlek de ne öyle? Carl'la kahkaha atmaya başladık.
"Son derece çekici gömleğimle nasıl görünüyorum?" dedi. Kafamı iki yana salladım 'olmamış' dercesine. Carl
"Yakışmış." dedi. Gevreklerimizi bitirdikten sonra yukarı çıkıp elimi yüzümü yıkadım. Dışarı çıkar çıkmaz karşımda Carl'ı gördüm. Yarım gülümsememle
"Ne yapıyorsun sen burda?" diye sordum.
"Mmm... Michonne, çıkıp ev için bir şeyler aramamızı söyledi, haber vereyim dedim." dedi. Kafamı salladım ve oklarımı alıp aşağıya indim.
"Ben hazırım!" diye bağırdım. Derken Michonne ve Rick mutfaktan çıktı.
"Hadi çocuklar gidiyoruz." dedi. Sağında ben solunda Carl kapıdan çıktık. Michonne'la sohbet ederek bir mağazaya girdik. Bir elim evde bulduğum mendile gidince babamı hatırladım. Michonne 'Crazy Cheese' diye bir krema buldu. Carl'ın yüzü asıktı. Sanırım sofradaki Judith lafından dolayıydı.
Michonne Carl'ı güldürmek için elindeki kremayı ağzına sıktı. Carl baktı ama gülmedi. Ben de ona 'komik değil mahalesef' dercesine kafamı salladım. Bize yetişip
"Tabii... Sizin yaşınızdakileri güldüremiyorum." dedi ve devam etti, "Ama benim oğlum bana deli gibi gülerdi." deyince ikimizin de ağzı açık kaldı. Michonne kapıyı açarken bir ağızdan
"Senin oğlun mu vardı?!" dedik. Michonne cevap vermedi.
"Çocuklar ne dersiniz her bir odanın bitimine karşılık bir soruya cevap." dedi.
"Olur." dedik. Hepimiz ayrı yerlere dağıldık. Bir ebeveyn odasına girdim. Burası benim kaldığım odaya benziyordu. Giysi dolabını açtım, her şey vardı. Atletler, giysiler, iç çamaşırları, çorap, pantolon... Her şey düzenliydi. Dolabı kapatıp komodinin üstüne baktım. Daryl'ınkine benzer siyah bir bandana vardı. Onu hatırlamak için yanıma aldım, boynuma bağladım. Çekmeceyi açınca içinde bir tabanca buldum. Elime aldım ve Michonne'yi bulmak için yanına gittim.
"Bir tabanca ve bir bandana." diye işaret ettim.
"Sor." dedi.
"Oğlun mu vardı?" diye sordum. Zaten oğlunun olduğunu söylemişti neden bu soruyu sorarak soru hakkımı boş kaybettim diye yakınırken mutfağa girdim, bir bıçak aldım. Carl benden önce gelmişti. Carl'ın sorusuna kulak verdim.
"Adı neydi?" diye sordu. Michonne yüzünü asıp
"Andre." dedi. Birkaç soru daha sorduktan sonra elimizde bütün istediklerimiz vardı. Evden çıktık. Michonne'yi anlayamıyorum. Bu kadar önemli şeyleri nasıl oluyor da saklamayı başarabiliyor? Ben olsam anlatırdım. Ama givendiğim birini bulduktan sonra. İçinde tutmak zor olsa gerek. Sokağı dönerken Rick'i bize koşarken gördük.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Walking Dead
FanfictionThe Walking Dead ekibinin yanına hayatlarını değiştirebilecek biri girse neler olurdu dersiniz? İşte 15 yaşında henüz kafası karışık olan Ellie, Rick ile karşılaşır ve hiç ummadığı bir hayat ve insanlar karşısına çıkar...