Eylül HAZNEDAR
HAZNEDAR KONAĞI...(Gaziantep)
Yeşilin en güzel tonu, gökyüzünün mavisiyle harmanlamıştı. Eylül, kuşların cıvıltı sesleri eşliğinde büyük bir ağacın altına uzanmış, ellerinide başının altına yastık yapmıştı. Genç kadın gözlerini kapatmış, huzuru içinde hissediyordu. Güzel hava sanki kadının içine umut tohumları serpiştiriyordu. Güneşin içini ısıttığı gibi, bahar açıyordu sanki yüreğinde.
Aniden kararan hava ile genç kadın yerinde doğruldu. Güzel hava saniyeler içinde yerini yoğun bulutlarla ve dumanla dolu gökyüzüne bırakmıştı. Masmavi gökyüzü yerini, bütün ağırlığını gri ve kızıl rengine veren havaya bırakmıştı. Eylül korku ile ayağa kalktı. Sis bulutu etrafını sarmaya başladığı zaman arkasına bakmadan korkuyla karanlığa doğru koştu. Genç kadın korkuyla koşarken duyduğu ses ile etrafına baktı.
'Eylül' kim sesleniyordu?"Eylül dayanmalısın. ' etrafında dönmeye başladığında birkez daha aynı sesi duydu. Sonra tekrar, tekrar, tekrar...
Genç kadın korkuyla koşmaya devam etti. Üzerindeki bembeyaz ipekten kıyafetinin etek uçları çamura bulanmıştı. Çıplak ayakları acımaya başladığında bir ağaca yaslanıp soluklandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAVCI
RandomGeçmişindeki kalp kırıklıklarının gölgesindeki bir adam.. İntikam uğruna bir kızı hayatına alıp karısı yaparsa? ************************ Hazedar konağının ayazda açan nergis çiçeği Eylül HAZNEDAR bir dava uğruna sevmediği bir Savcı ile evlendirilir...