10. Bölüm

618 25 12
                                    

 Elleri titriyordu ama soğuk yüzünden değil.

Bir kez daha otele girerken, az önce  büyük bir suç işlemiş kadar gergindi. Bütün kasları gerilmiş, kalbi midesinde atıyordu ve dudaklarını kemirip durmaktan kendini alamıyordu. İki eli de ceplerindeydi ve biri, sol eli, Prue'nun verdiği kağıt parçasını her an kaçabilecekmiş gibi sıkıca tutuyordu. Kolyesi boynundaydı. Prue bunun daha güvenli olacağını tekrarlayıp durmuştu, bir şeyleri unutmasına neden olduğunu iddia etmesine rağmen. Çok emin değildi, kafası bulanıktı.

Bu kadar gergin olmasının iki sebebi vardı. Birincisi, Prue'nun deli olduğuna inanmak istemesine rağmen bir şeyler bildiği ve bu şeylerin doğru olduğunu hissetmesiydi. Büyük bir sırdan haberdardı sanki ve bunlar Bella'nın ancak gri olarak tanımlayabileceği son bir kaç senesinin, niçin gri olduğunu açıklayabilecek şeylerdi belki de.

İkincisi, odasında bekleyen adamdı. Alexander. Testi yapmasını istemişti ve bir an için yüzünden geçen o korkunç ifadeyi zihninden silemiyordu. Üstelik eğer test pozitifse, Alexander'da gördüğü korkunç ifadeden aşağı kalır yanı olmayacaktı kendi yüzündekinin.

"Merhaba."

Bunu beklemiyordu. Alexander yatağın ucuna oturmuştu. Oda, şehrin içeriye yansıyan ışığı dışında karanlıktı. 

"Merhaba."

dedi sadece. Sonra, kolları iki yanına sarkmış bir şekilde öylece kaldı. Gidip testi mi yapmalıydı şimdi? Alexander yere bakıyordu, ona değil. Eğer bir an bile bakışını yakalasa cesaret kazanacaktı ama bakmıyordu.

"Bunu yapmak zorunda değilsin." 

Bella tuvalete yöneldiği sırada söylemişti bunu. 

"Yarın hastanede baktırabiliriz. İki türlü de öğreneceğiz. En azından kesin bir sonuç olsun."

Biri boğazını sıkıyormuş gibi hissederek tekrar olduğu yere çakıldı. Her defasında en doğru şeyi bulup yapmasına inanamıyordu Alexander'ın. Asla öfkesine kapılıp yanlış bir şeyler söylemeyecek miydi? Hatalar yapmayacak mıydı? Bella, adamın karşısında çocuk gibi hissetti kendini. Ne yaptığı ya da yapması hakkında hiçbir fikri olmayan, beceriksiz bir çocuk gibi.

"Teşekkür ederim."

diyebildi sonunda. Ardından banyoya girdi ve uzun, sıcak bir duş aldı. Çıktığında Alexander uyuyordu ya da öyle gibi yapıyordu. Yatağa, yanına girip arkası dönük adamın beline sarıldı ve başını sırtına yasladı. Dışarıda uğuldayan rüzgardan uzakta, onun bedeninin sıcaklığını hissetmek uyuyakalana dek zihnini boşaltmasını sağlamıştı.

~~~~~~~~~~~

"Günaydın Bayan Swan."

"Günaydın Ida."

"Tatiliniz nasıl geçti?"

Bella ilk günlerini hatırlarken, endişesini gizlemeye çalışarak gülümsedi.

"Harikaydı, teşekkürler."

İçindeki son su yudumunu içtikten sonra köpük bardağı çöp kutusuna fırlattı ve dinlenme odasından çıktı.

"Ben de sana bakmaya gelmiştim," dedi kapının hemen yanında duran Alexander. "Julie'yle konuştum."

Bella ellerini kotunun daracık arka ceplerinde kıpırdatarak, gözleri yerde Alexander'ı takip etti. Kimseyle göz göze gelip konuşmak zorunda kalmak istemiyordu.

"Merhaba, kumrular. Bu kadar erken-" 

Bella ve Alex aynı anda kafasını kaldırıp yüzüne baktığında, genç kadın doğum uzmanı Julie sustu ve dudağını büktü.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 18, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Just Love [düzenleniyor]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin