"Nerdeyim bilmiyorumher yer karanlık hiçbir şey hissetmiyorum.Ne üşüyorum,ne yanıyorum,ne güneşi görüyorum ,ne de rüzgarı hissediyorum....ARAFTAYIM.
Karanlık,sadece ışıksızlık değil...
Karanlık,insanın meçhulde savrulması...
Karanlık,kanayan bir yara...
Ve karanlık bilinmezliğin genel adı...."
Deniz'in çıkmasına 2 hafta kalmıştı...Gözlerini yatakhanede açtı.Ali başında bekliyordu...
"İyi misin?"
Deniz cevap vermek istedi...Ama ağzını açtığı an boğazına bir şey düğümlenir gibi oldu...Sustu...Gözlerini kapadı...Tekrar denedi...Değil konuşmak tek kelime bile edemedi...
"Deniz cevap versene oğlum"
Deniz o boğazına düğümlenen kelimeli ve gözünde bireken yaşları birer birer yuttu...
"Deniz konuş lütfen lan"
Ceyda'nın o bitkin sesi çarptı kulaklarına...
"Deniz lütfen biraz konuşalım..."
Yutkundu...Nefesi daraldı...Gözlerini kapadı...Arkasını döndü göğsündeki o korun sönmesini bekledi...Elini göğsüne bastırdı...Konuşamıyordu...Ceyda'nın omzuna yavaşça dokunmasıyla irkildi... hafifçe Ceyda'ya döndü.
"Deniz,her şey güzel olacak ama sen yaşadıkça....."
"Konuşmayacak mısın?"
"Cevap ver lan"
Deniz kısa ama anlamlı bir bakış yolladı her ikisinede tekrar arkasına döndü kar küresini avuçlarının arasına aldı...Mandalı çevirdi...
Sustu...
Sustu...
Sustu...
Saatlerce kımıldamadan küreye baktı...Sessiz ve ağlamaklı...
Bambaşka bir evrene dalmıştı Deni...Hiçbir şey düşünmüyor tavana veya küreye bakıyordu....Belkide bir tür tranvaydı bu veya bir sessizlik yemini...Ne Ali ne Ceyda ne başkası kimseyle konuşmuyordu....Zaten bir kaç denemeden sonra konuşmayacağına inanmışlardı....O konuşmuyordu sadece susuyor ve yazıyordu.....Zaten müdür eskisi kadar bulaşmıyordu..Kara defterine:
07.05.2012 Salı Islahane...
Ekrem öleli bir hafta oldu...Hala konuşmuyorum...Konuşamıyorum...Ağzımı açtığım an kelimeler boğazıma düğümleniyor...Göğsümde bir kor yanmaya alevlenmeye başlıyor...Söylemek istediğim o kadar çok şey var ki...Mesela dün annemi gördüm...O kadar rahatladım ki...Artık çevremdekiler deli gözüyle bakıyor...Müdürün delirdiğim için bana yaklaşmadığını söylüyorlar...Bazıları sağır olduğumu fısıldıyor bazıları dilsiz diyor arkamdan...Ama Ali hala her gün "Günaydın" diyor...Her şey o kadarda kötü değil artık...Hatta bazen Ceyda'nın kapının arkasından gizlice beni izlediğini farkediyorum...Ama o utanmasın diye görmezden geliyorum...Onu küstürüp kaybetmek istemiyorum...Genç bir kızın,kapı aralarından beni izlemesi gururumu okşuyor açıkcası uzun zamandır ilgi görmememin açlığı var içimde...Hatta şuan ben bunları yazarken kapının arkasından beni izlediğini bildiğimden habersiz tedirgin gözüküyor,Dün kü puanlı elbisenin yerinde kırmızı bir elbise giymiş...Bir meleğin benimle ilgilenmesi....RÜYA GİBİ....
Deniz...
O defteri kapatıp başını kaldırdığı an Ceyda hemen geri çekildi ve hızlıca revire ilerledi...Yakalanmış olmaktan korka korka...Deniz haklıydı Ceyda onu izliyordu...Bir hafta kalmıştı...Deniz gidiyordu...Ama zaman durmuyordu....Su gibi akıyordu parmaklarının arasından...Ceyda revire girince rahatladı...Terlediğini farketti...Sandelyesine gömüldü...Çekmeceden kırmızı kapaklı bir defter çıkardı...Yazdı...Yazdı...Arada tebessümler aydınlatıyordu yüzünü.....
09.05.2012 Salı Revir
Merhaba benim dert değirmenim..Yine ben geldim...Buraya geleli tam 9 ay 25 gün 40 dakika oldu...Ama yıllardır burada gibiyim....Bugün yine ömrümü izledim...Her zamanki gibi bir şeyler yazıyordu...O defteri bir ele geçirsem! Yazarken bir tebessüm edişi var sanki kalbimden tüm vucüduma lav akıyor....Kulaklarm kızarıyor...Mum gibi eriyorum....O kadar sevimli ki...Bugün siyah deri bir ceket kot bir pantolon giymişti altında siyah konvers vardı ve ayağını yere vurarak tempo tutuyordu...Gitmesine yedi güncük kaldı...O giderse ne yaparım ben...Gidip onu sevdiğimi söylesem...Aramızda bir şey var kabul et ve şu teklifi yap artık diye bağırsam...Ya çocukluk aşkı felan varsa?Çıkınca onu bekliyorsa?Ya kızarsa?Rezil olurum...Doğum günü yaklaşıyor....Bilmiyorum...Ben onun gözlerinde boğulmak istiyorum..."
Kapı aralanınca alel acele defteri kapattı...
"Ahhhh ölüyorum!"
Kapıdan gireni görünce yerinden fırladı.
"ALİ!Neyin var?"
Telaşlanmıştı Ali Deniz için çok önemliydi....Ona bir şey olursa Denizle iletişimi temelli kopabilirdi...Ne düşünüyorum" dedi kendi kendine "Bencil kız!Burda çocuk ölüyor!"
"Ölüyorum!"
"Neyin var? lütfen söyle..."
"Kalbimde bir ağrı var"
"Nasıl bir ağrı?"
"Tam şurası bir şey saplanıyor sanki"
"Ne zaman ağrımaya başladı hatırlıyor musun?
Steteskobu taktı...
"Seni gördüğümden beri..."
"Ali!"
"Bir reçete yazsan...Mesela ilaç olarak günde bir kere bir öpücük?"
"Ali!!!"
"Ceyda...."
"Ali başına güneş geçmiş senin"
Ali elini Ceydaya doğru uzattı elini tuttu.
"Ali ben!Bırak!"
"Tamam kızma....çıkıyorum.....bağırmadanda söyleyebilirdin..."
"Sesimi yükseltmek istemedim..."
"Önemli değil"
"Gerçekten özür dilerim."
"Ben gideyim artık"
"Görüşürüz"
Ali yıkılmıştı...Koskoca hırçın bir red cevabı....Ceyda şoktaydı..O Denizi düşünürken...Çok yorgundu...Üstüne ceketini aldı...Yavaşça odadan çıktı.....Başını avuçlarının arasına aldı...Son kez yatakhanenin kapısından içeri baktı Deniz hala kar küresine bakıyordu...Onu böyle görmek hoşuna gidiyordu...Kar küresine saatlerce dalması...Ceydanın içinde bir ümit ateşi yakıyordu... "Beni düşünüyor" diyordu kendi kendine...
Oysaki Deniz küreye bakınca çok farklı şeyler düşünüyordu...Bazen annesini bazen Ekremi...Aliyi...Ama en çokta annesini...Sürekli annesiyle meşgul oluyordu....Gittiği gün yaklaştıkça o annesine iyice odaklanıyordu....Ceydayı arada bir fark ediyordu...Genç bir kızı kendine nasıl aşık ettiğinin farkında değildi...Annesini düşünmekten henüz aşkı tam anlamıyla tadamamıştı...Ceydadan hoşlanıyordu...Ama bu aşk mı? değil mi oturup düşünmemişti....Ne zaman Ceydayı düşünse aklı Ekreme kayıyor elleri titriyor..Nefesi düğümlenip boğazını sıkıyor...Göğsünün üstüne bir şey oturuyor bacaklarını karın boşluğuna çekip hıçkıra hıçkıra ağlıyordu...Ekremin soğuk bedenini hala kollarının arasında hissediyordu....