Gerçekten çok farklıydı burası. Dilim tutulmuştu. Lay söze basladı:
- Burası ise benim ve diger 5 kişinin yaşadığımız yer.
Yavaşça yürümeye devam etti. Yerdeki küçük küçük yanardağ benzeri şeyler hafif duman ve kül püskütrüyordu belli aralıllarla. Her yer kuru topraktı. Çatlamış toprağın üstünden yürüdük ve biraz daha ilerledik. Ben hala şaşkındım:
- B...burası neden bu kadar farklı?
- Bilmem.
Sesi gerçekten bilmemekten çok bilip de söylemek istememesinden kaynaklı gibiydi. Zaten biri de kuşkulu davranmasa şaşardım ya.
Çevrede bir sürü kayalıklar vardı ve birkaç tane kupkuru ağaç... Burası gerçekten çok farklıydı. Bu adil miydi? Diğerleri gayet rahat bir şekilde yaşarken neden burası böyle kupkuruydu. Bu onların cezası filan mıydı? Lay bana baktı:
- Burayı daha fazla gezmek ister misin?
- E...evet. Açıkçası diğerlerini de görmeyi çok isterdim ve sizin şatonuzu...
- Şato mu? Ahh biz şatoda yaşamıyoruz.
Gözlerimin büyümesine engel olamadım. Yoksa mağarada filan mı yaşıyorlardı?
Bir süre daha ilerledik. Yorulduğumu anlamış olacak ki beni süzdü ve elimi tuttu. Bir enerji hissettim ve gayet dinçtim. Bu onun özel gücü müydü? Tekrar süzdü ve beklemem için bir işaret yaptı. Düzgün bir kayanın üstüne oturdum. Bir süre sonra motorsiklet benzeri bir araçla geldi. Güvenlik amaçlı bir şey görünmüyordu. Biraz daha gezdik. Aslında pek de ilgi çekici bir yer değildi. Gezilip görülecek çok şeyi yoktu. Diğerlerini görüp göremeyeceğimi merak ediyordum. Tanışmayı çok isterdim. Bir süre sonra tam kendimi sormak için hazırlamışken garip boş bir arazinin önünde durduk. Ne olduğunu anlamamıştım ama tüm hazırlıklar boşaydı. Lay söze başladı:
- Hadi gel
- Burası neresi?
- Diğerleriyle tanışmak istersin diye düşündüm.
(aklımı mı okuyon asdfg :D)
- Evet. Bunu isterdim.
Hafifçe gülümsedi ve bir süre yürüdük. Tam yorulduğumu söyleyecekken durdu. Yerde kapıyı andıran bir şeyin önünde durdu. Toprağa hafifçe vurdu ve kapı yavaşça açıldı. İçeri girmemi işaret etti. Biraz kararsız baktığımı görünce önden o indi ve ben de arkasından karanlık merdivenlere yürüdüm. Ben indikten hemen sonra kapı kapanmıştı. İçerisi gayet aydınlıktı. Her şey güzel görünüyordu. Çevrede bir sürü spot ve floresan vardı. Bazı yerlerden adeta kristaller fışkırmıştı. Çevreye bakındım. Gerçekten çok garipti. Öyle kuru bir yerin böyle bir yere açıldığı aklıma gelmezdi. Lay ilerlemeye başlayınca takip ettim. Beyaz bur koltuğu işaret etti. Oturdum ve beklemeye başladım. Yaklaşık beş dakika sonra Lay geldi ve arkasından beş kişi daha girdi. Suho'nun dediklerini hatırlamaya çalıştım. Hmm... İlk giren biraz soğuk görünen ve uzun boyluydu. Kris olabilir. İkinci panda gibiydi. Göz halkaları onu çok tatlı gösteriyordu. Bu Tao olmalıydı. Diğerleri de geldi. Kris'in selamlama şekli de soğuktu. Luhanla selamlaşırken kulağıma eğildi ve sessizce"Kris göründüğü kadar soğuk değildir merak etme." Dedi. Nasıl anlamıştı ki onu soğuk bulduğumu? Akıl filan mı okuyor ki?? Hepsiyle selamlaştım ve boş bulduğumuz yerlere oturduk. Kris ve Luhan birbirleriyle pek iyi anlaşamıyor gibiydiler. Ama bir yandan da birbirlerine sevgi dolu gözlerle bakıyorlardı. Çok şirinleeeer. Bir süre oturup konuştuk. Gerci farklı dünyaların indanı olunca konuşacak pek fazla konu olmuyor ama....
Artık yorulmuştum. Lay esnediğimi görünce beni yormamak için bu gecelik burada kalmaya karar verdi. Beni birkaç kat alttaki bir odaya götürdü. Burası yıkık dökük görünse de eski odamdan hiçbir farkı yoktu. Yani aslında şato bile aynıydı. Sadece aşağıya doğru uzuyordu. Lay ile Chen in konuşmalarını duydum. Tam olarak anlayamamıştım. Hediye ve onun dünyası gibi laflar duymuştum ama bir süre sonra uykuya dalmıştım. Sabah Uyandığımda herkes uyanmış ve kahvaltı telaşındaydı:
- Ahh keşke beni uyandırsaydınız. Kendi başınıza zor olmadı mı?
Chen elindeki tabaklarla bana baktı ve gülümsedi:
- Asdfgghh yooo
Ben de güldüm ve birlikte yemek yedik. Sonra hep birlikte salona orurduk. Chen yutkundu ce konuşmaya başladı:
- Şey.. bizi ziyarerin için çok teşekkür ederiz. Ve bu teşekkürümüzün karşılığında senin bir dileğini yerine getirmek istiyoruz.
Şaşırmıştım. Bir dilek hakkı... neyi dileyebilirdim ki...
Yeni bölüm biraz gecikti çok özür dilerim. Ayni zamanda yeni bir hikaye üzerinde çalışıyorum. Destekleriniz için gerçekten cok teşekkür ederim. Kısa zamanda yeni bölüm yayınlamaya çalışacağım. ^^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EXO PLANET'TEN KAÇIŞ
ФанфикYağmurlu bir geceydi. Park Min Hyun yeni taşındıkları şehirde yanlış otobüse bindi. kendini tenha ve garip bitkilerin olduğu bir yerde buldu. Büyük bir şato gördü ve yardım için oraya gitti. İşte her şey bu şekilde başladı...