Saatimin ısrarlı çalışıyla uyandım. Olamaz! Geç kaldım. Hemen formamı giyinip evden çıktım. Otobüse bindim. Çok yorgundum. Bir süre sonra uykuya daldım. Birinin bana hafifçe dürtmesiyle uyandım. Bu bindiğim otobüsün şoförüydü.
- Bayan! Şey.. Otobüs 5 kez bindiğiniz duraktan döndü. Şuan bir tek siz varsınız. Rahatsız etmek istemem ama ...
- Ahh! Olamaz! Ne yapmalıyım?!
Hemen teşekkür edip otobüsten indim. Burası da neresi? Bir sürü sesler geliyordu. Ulumalar, havlamalar çeşitli kuş sesleri... Tam nerede olduğumu soracakken otobüsün gittiğini fark ettim. Telefonuma baktım. Saat 12:31 di ve telefon burada çekmiyordu. Etrafta hiç görmediğim bitkiler vardı. Acaba burada kurt falan var mıdır? Yok canım... Yoksa...
Uzun bir süre ilerledim fakat kimse yoktu. Ve ev tarzı bir şey görünmüyordu. Saat epey geç olmuştu. Bir ağacın yanına oturdum. Ağlamaya başladım. Yine de pes etmemeliydim. Daha çok ilerledim. Ve bir gitar sesi duydum. Sesin geldiği yöne ilerledim. Hala ağlıyordum. Genç bir erkek vardı. Takım elbise giymişti durgun bir gölün önüne oturmuş gitar çalıyordu. Kepçe Kulakları buradan belli oluyordu. Burnumu çektim. Bir şeyler dedi ve bana yöneldi. Hemen yeşilliklere saklandım ama beni fark etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EXO PLANET'TEN KAÇIŞ
FanfictionYağmurlu bir geceydi. Park Min Hyun yeni taşındıkları şehirde yanlış otobüse bindi. kendini tenha ve garip bitkilerin olduğu bir yerde buldu. Büyük bir şato gördü ve yardım için oraya gitti. İşte her şey bu şekilde başladı...