5.Bölüm Kağan= Tehlike

82 11 0
                                    


"Kağan kendine gel. Bu yaptığın hiç uygun bir davranış değil. Sen bu değilsin Kağan yeter beni yoruyorsun. Sen benim en değerli dostum, sırdaşımsın yapma bunu geçmişimize yapma. Beni çok yoruyorsun. İşler farklı boyutlara geçmeden peşimi bırak ve bende unutayım. Ben iyi değilim." Dedim yine gözümün önü kararmıştı sanki zemin ayaklarımın altından kayıp gidiyordu gibi. Kağan destek oldu "kokun beni sarhoş ediyor, gözlerin büyülüyor ve en önemlisi kalbin kalbimi çoktan hapsetti prenses. Her şey için çok geç. Seni zorlamayacağım ama senden bir seçim yapmanı istiyorum en azından her şey için çok geç olmadan. Seninle ömrümün baharını yaşamak istiyorum ve geriye kalan ömrümüzde çiçekler açtırıp onları da bahar kılmak istiyorum. Ben kötü kahraman değilim en azından şu ana dek. Ben sadece sevdiğim insanın başkasına âşık olmasını kaldıramıyorum. Şimdi beni anlıyor musun?" Dediğinde gözlerinin içine odaklanmıştım gerçekten bu kelimeler de gram yalan yoktu çünkü ben onu çok iyi tanıyordum lakin ne olursa olsun onunla ilgili bir gelecek olmayacaktı. "Seni çok iyi anlıyorum ama anlıyacağın üzere kararım kesin. Neyse ben çıkayım merak edicekler." Dedim kendimi topladım kapıya doğru ilerledim ve kapının anahtarını çevirdim o an "su gibi güzel olmuşsun kalbim." Dedi ve hemen kapıyı açtığım gibi lavobodan çıktım kesin kıpkırmızı olmuştum. Masaya geçtim Ömer etrafa bakıyordu, yanına geldim "yanakların elma gibi al al olmuş." "Sıcakladım galiba." Dedim geçiştirmek için. "Misafirleri ziyaret edelim mi?" Dedi. Başımla onayladım ayağa kalktı elini uzattı elinden tuttum ve destek alarak ayağa kalktım. Koluna girdim ve masaları dolaşmaya başladık. İlk masaya doğru ilerlerken "babannemin yanına gidiyoruz." Dedi. Masaya geldiğimizde annemler babamlar Deniz teyzeler de oradaydı zaten. 50 yaşlarında gibi gösteren ama en az 70 yaşında olan Teyzenin hemen elini öptüm. Gerçekten hem modern hem şık hem de asil bir giyinişi vardı. "Gerçekten çok güzelmişsin kızım aynı Ömerin tarif ettiği gibi." Dedi o an hemen başımı Ömere çevirdim beni güzel diye mi tarif etmişti gerçekten. O an başını başka yöne çevirdi ve boğazını topladı "uzun uzun konuşuruz inşallah kızım ama ben sana bir şey hediye etmek istiyorum." Dedi ve hemen çantasından kolye kutusunu çıkardı, kutuyu açtı "bu senin kızım Ömer benim tek erkek torunum ve bu aile yadigarı da sende beklemeli artık. Bu 1 asırlık kolyeyi bir ömür boyu sakla olur mu? " "ben çok teşekkür ederim. Ne söyleyeceğimi bilemiyorum gerçekten çok mutlu oldum bu değerli hediye karşısında." "Tak bakalım kuzum hadi." Dedi Ömere uzatarak. Ömer kolyeyi aldı ve hemen taktı. Gözüyle rahatlamış bir şekilde onaylarcasına kırptı ve bizde diğer masaları gezmeye başladık. Çok yorulmuştum ama her şey değişmişti. İşte şimdi sıra asıl olaya gelmişti yüzükler takılacaktı. Salonun tam ortasında durduk ve az önce tanıştığım Ömerin Büyük Dayısı geldi ve yüzüklerimizi takıp bir seferde kesti. O sırada dans etmeye başladık, güzel bir ahenkle ritme kaptırdık kendimizi ve Ömer kulağıma eğildi "babannem dedem öldüğü günden beri takmaz o kolyeyi. Dedem aşık olduğu ilk gün babannemin karşısına çıkmış ve kolyeyi ona takmış ne olduğunu anlıyamamış bile babannem sonra bir bakmış ki dedem gerçekten aşık o da kalbini koruyamamış o da âşık olmuş. Çok büyük aşkları vardı işte dedem vefat edince ne yazık ki onu takmaya cesaret edemedi. Yani anlıyacağın ben hiç babannemin bu kolyeyi birine vereceğini düşünmemiştim." "Bu da bizim belki kıvılcımlarımızı ateşe çevirir ha ne dersin? Belki de onların aşkı gibi bağlar." "Bilemeyiz." Dedi ne anlam çıkaracağımı bulamamıştım. Babam geldi ve beni aldı dansa onunla devam ettim. "Baba dans etmeyi de bilmiyorum rezil oldum gerçekten." "Bence uyumluydunuz ve dansınız nefes kesti." "Teşekkür ederim. Seni çok seviyorum babacığım." "Bende seni kuzum hem de çok." Deniz yanıma geldi ve beni babamdan teslim aldı, Ömeri de aldı, girişe götürdü. "Hadi şimdi resim zamanı. Vaktimiz olsaydı dış çekim yapardık lakin şimdi burayla idare edeceğiz." "Deli kız." Dedim. Deniz fotoğraf sanatçısıydı. "Şimdi ben size tarif edeceğim sizde bana uyacaksınız. Ela şimdi başını Ömerin göğsüne yasla ve elini omzuna koy Ömer sende elini Ela'nın elinin üzerine koy ve yüzükleriniz gözüksün. Bu gün şanslı günümdeyim mükemmel ışık açıları var." Bir yığın poz aldı deli kız. Son olarak Ömerin boynundan öpmemi istedi. Sol elimle boynunu tuttum ve öpmek için izin ister gözlerle bakarken onayı alınca dudaklarımı boynuna degdirdim ve eşsiz kokuyu daha da hissettim. Gözlerimi kapadım ve artık bitmişti pozlarımız. Artık eve gitmek istiyordum. Annemler misafirleri uğurlarken biz Ömerle eve dönüyorduk, yolda yine sessizdik "hayatım senden sonra gerçekten çok değişti." "Olumu mu olumsuz anlamda mı? " "Bence olumlu." "Ee o zaman daha ne olsun." "Boynunun kokusu beni benden alıyor. Bunu itiraf etmeliydim. Çok hoş bir koku." "Teşekkür ederim ama özel bir şey kullanmıyorum." "Eee daha bilmediğim planlarınız var mı?" "Simdilik yok ama aaa evet bir süprizle daha karşılaşabilirsin hem de en yakın zamanda. Bu arada, Kağan bir daha seni rahatsız etti mi? Bak bu arada yarın yola çıkacağız lakin seni en ufak şekilde rahatsız ederse uçarak dahi olsa gelirim, onu öldürürüm." "Hayır rahatsız etmedi ama teşekkür ederim. Yarın keşke gitmeseydin ne bileyim her şey tazeyken." "Anlıyorum merak etme en kısa zamanda geliceğim yanına." Dedi ve eve gelmiştik. Arabadan çıkmama yardım etti kapıyı açtım ve içeriye girdik, bir anda ona sarıldım ve sonra yanağına bir gamze kondurdum ve koşarak odama doğru ilerledim. Kapıyı kapattığımda kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Kendimi ılık duşun altına bıraktın ve yorgunluğumun suyla gidişini izledim günün yorgunluğuyla kendimi yatağın kollarına bıraktım ve bu mükemmel günü hatırlayarak gözlerimi kapadım.

Hasta "Tamamlandı"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin