4.Bölüm nişan

74 11 1
                                    

Uyandığımda saat çokta geç değildi annem arıyordu. Hemen açtım "Kuzum sen neredesin? Yüreğim nasıl ağrıdı biliyor musun?" "Anneciğim endişelenme. Denizdeyim konuşmaya ihtiyacım vardı. Gece de bırakmadı geç olunca. Hemen çıkıyorum zaten." "Tamam kuzum hemen gel. Seni görmeden içim rahat etmiyecek." Dedi ve telefonu kapattım yatağı topladım, Deniz hâlâ uyuyordu bu yüzden onu rahatsız etmeden hemen evden ayrıldım. Bir taksi çağırdım eve geçtim. Kimse daha uyanmamıştı bir annem ayaktaydı anneme sarıldım. "Bana ne olursa olsun saat kaç olursa olsun haber ver kuzum." "Tamam anneciğim." "Meleğim hadi gel biraz konuşalım." "Tamam anneciğim ama bir üzerimi değiştireyim geleyim." Dedim ve odama geçtim üzerime turuncu tulumumu giydim ve hemen geldim. Bahçeye çıkmıştı annem koltukta oturuyordu yanına oturdum. "Kuzum eğer istersen bu gün nişan olacak ama ben senle konuşmak istiyorum eğrisini doğrusunu tartalım." "Anne ben kabul ediyorum." Dediğimde annem baya bir şaşırmıştı hemen kabul edeceğimi düşünmemişti galiba. Belki bende düşünmezdim lakin etrafımda Kağan tehlikesi varken ve abimle de gerçekten bubkonu hakkında konuştuğumuz için bence konuşmaya gerek yoktu. "Emin misin? Kuzum bu arada unutma asla kabul etmezsen bir şey olmuyacak sonuçta sen hep bizim kızımızsın. Aşık olabilirsin karşına başkaları çıkabilir onları da bekliyebilirsin bizim ko sadece bir teklif." "Biliyorum anneciğim ama ben de düşündüm ve en iyisi bu." "Peki kelebeğim. O zaman ne yapıyoruz." Dedi hemen telefonunu çıkardı ve birini aradı "uyan deli kız, bu gün dostunun nişanı var hemen gel hazırlık yapmanız gerekiyor." Dedi ve telefonu kapattı soru sorarcasına baktım "Denizi aradım elbette." "Anne sen bi alemsin." "Hadi hemen çantanı al ve çık Denizi de evden alırsın anca hazırlanır zaten süslü. Sen elbiseni aksesuarların ve sayresini hallet Ömer de size katılır. Biz Deniz Teyzenle mekanı hallederiz. Sonra da kuaförde size katılırız." Dedi ama elim ayağıma dolaştı. Hemen ayağa kalktım ve önce annemi öptüm ardından da çantamı odamdan alıp arabama geçtim hemen Denizi aradım. Kızın da elo ayağına dolaşmış zaten geldiğimi öğrenince rahatladı. Geldiğimde gerçekten anca hazırlamıştı, arabaya atladı onu öptüm. Sanrufu açtım en çok sevdiğimiz şarkılardan biri olan ah bu hayat çekilmezi açtım ve dinleye dinleye. Sürekli gittiğimiz Butiğe geldik. "Ne aksiyonu hayatın var Ela. Hızına yetişemiyorum." "Ne aksiyon ama." Dedim gülerek. Elbiselere bakmaya başladık ve o kadar çok elbise denedimki artık çok yorulmuştum. Em son olarak sırtı komple açık lakin omuzlarının iki ucundan dökülen zincirler belini tamamıyla ortaya koyuyordu boynu tamamıyla kapalıydı. Altın tonlarında bir abiyeydi kıyafetim. Ayakkabımı da oradan hallettim aksesuar kullanmayacaktım, Deniz de kırmızı bir elbise almıştı onun dekoltesi gerçekten baya fazlaydı. Kıyafetim giyili bir şekilde kuaföre gitmek istedim çünkü saat baya ilerlemişti. Ömer kapıyı açtı takımını giymişti, gerçekten çok yakışıklı olmuştu. Kol düğmeleri bile asil duyurdu. Tebessüm etti yanına gittim ve "çok güzel olmuşsun" Dedim o da kulağıma doğru eğildi ve "gözlerimi alamıyorum senden." "Teşekkür ederim." Dedim. Elini uzattı elinden tuttum ve mağazadan çıktık. Kuaföre geçtik yolda hiç bir şey konuşmadık, sessizlik hakimdi yol boyunca. Kuaförde inerken kapımı açtı ve "burada olacağım." Dedi ve hemen kuaföre girdim güzel bir topuz yaptırdım. Hiç bir makyaj ürünü kullanmadım doğallıktan yanaydım bir şey eksikti onu da kuaförüm tamamladı sağ gözümün hemen kenarlarına minik altın rengi taşlar yapıştırdı. Artık hazırdım, bizim süslüde hazırdı. Kuaförden çıktığımda Ömer kapıya yaşlanmış bir şekilde beni bekliyordu. Görünce tepkisini merak ettim herhangi bir tepki vermedi hemen kapımı açtı ve arabaya binmeme yardımcı oldu. Sabahtan beri dışarıdayım ve yorgundum. "Her şey hızlı ilerlemiyor değil mi? " "Hayır hatta güzel bir düzenle ileliyor." "Bunu duymama sevindim. Sana hitap ederken daha samimi olsam bir sıkıntı olur mu?" "Hayır neden olsun bir kaç saate zaten nişanlım olacaksın." "Tamam o zaman teşekkür ederim. " dedim ve yola devam ettik annemler anca halledince yanımıza gelemediler bende merak etsin diye hiç tüyo vermedim. Geldiğimiz yer annemlere sık sık akşam yemeğine geldiğimiz lüks restoranttı. Arabadan inerken kapımı açtı ama yüzünde duygulardan her hangi bir iz yoktu ve bu beni çok yoruyordu. Çünkü ne zaman ne düşüneceği, ne yapacağı belli olmuyordu. Abimler kapıda karşıladı bizi hemen ikisine de sarıldım. Benim dev abilerim yine yanlarında küçük çocuk gibi kalmıştım bile. "Çok güzel olmuşsun bir tanem." Dedi Can abim "teşekkür ederim." Dedim kocaman gülümserken.
Sonra Ömer geldi ve "Ee ben alayım mı artık müstakbel nişanlımı." Dedi içten bir gülümsemeyle ve koluna girmem için kolunu kırdı, koluna girdim ve salona doğru ilerlemeye başladık. Tanıdığım, tanımadığım baya bir insan vardı. Akrabalarım, aile dostlarımız ve büyük ihtimalle Ömerin akrabaları. Yüz seksene yakın kişi vardı salonda. Hayır bu olmazdı değil mi bunu nasıl unutmuştum elbette dans olacaktı ve ben dans etmeyi bilmiyorum. Babamın küçük prensesi olarak yaptığımız danslarda yaptığım hareketleri burada yapsam ğer halde rezil olurdum. Ömer endişemi anlamış olacak ki "merak etme çok uzun olmayacak, kendini gevşet ve bedenini bana bırak." Tamam anlamında kafamı salladım. Sadece gözlerine odaklandım o büyüleyici, gizemli gözlere. Sonra dudaklarına baktım kiraz rengi dolgun dudaklar. Orta kalınlıktaki kaşlar ve boynundaki doğum lekesinin gömleğinin yakasının ucundan gözüken kısmı.
O da benim gözlerimin içine bakıyordu. Bu resmen bir inat meselesine dönmüştü yüzümüz o kadar çok yakındıki nefesini burnumda hissediyordum. Bir anda beni bel çukurumdan kavradı ve eşsiz bir hareketle arkaya savurdu. Dizimi ise ne ara kaldırdığımı hatırlamıyorum bile. Sanki melodiyi takip ediyormuş gibiydi son harekette. Etraftan gelen alkışlama seslerine bakılırsa gerçekten çok beğenmişlerdi. Masaya geçerken anneme sarıldım ağlamamak için kendini zor tutuyordu "çok güzel olmuşsun huzurum." "Kimin kızıyım sonuçta" dedim ve annem Ömere sarılırken bende Deniz Teyzeye sarıldım "kanatsız bir kelebek gibi olmuşsun kızım." "Teşekkür ederim anneciğim. Anne demem de bir sakınca yok değil mi? " Dedim içten bir şekilde. "Hayır yok elbette kızım beni çok mutlu edersin hatta anne diyerek." Dedi gözleri dolmuş bir şekilde annemler misafirlere ilgilenmeye geçerken bizde masada oturmuştuk ama benim lavoboya gitmem gerekiyordu ve "ben bir lavoboya gidip geleceğim." Dedim ve onun tamam bakışını aldıktan sonra ayağa kalktım ve lavoboya doğru ilerledim. Kapıyı açtım ve aynada kendime bakarken birden kapı açıldı ve içeriden kilitlendi ne olduğunu anlamaya çalışırken giren kişinin kim olduğunu görünce kanım çekilmişti bu oydu...

Hasta "Tamamlandı"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin