00.07

566 29 3
                                    


"Hayat bana neyi öğretti biliyor musun, katilim?
Gülmeyen bir baht için ağlamamayı."

Sunday.

-13:05

Koşarak eve yaklaşıyordum. Bu gün spor yapma günümdü. Kapımın önündeki arabayı farkedince bir kulaklığımı çıkarmıştım. Biraz daha yaklaştım ve eğildim. Kapının kaldırımda oturan Chris'i farkettim. Bu adam neden her gün geliyordu? Sanki beni üzmesi, kalbimi paramparça etmesi yetmiyormuş gibi şimdi de kapımda oturuyordu.

"Harika. Acaba daha neler var, hayat!" Eninde sonunda içeri geçecektim. O zaman da Chris'le karşı karşıya gelecektim. Kalp atışlarım hızlanmıştı. Sebebi çok koşmamdır herhalde.

Kapıya yaklaştım ve Chris'i umursamadan kapıyı açmaya koyuldum. Ayağa kalkmıştı. "Konuşabilir miyiz?" Yüzüne bakmadan konuşacaktım. "Hayır. Sevgiline git." Kapıyı açmıştım, kolumdan tutmuştu. "Ne istiyorsun? Jonas nerede bilmiyorum!"

Bana sarılmıştı. Sarılmak istemiyordum. Kalbimi kırıyordu. Bir yıl önce olduğu gibi.. Ve ondan da önce yaşananlar gibi. "Sırtıma saplanan bir bıçağın yavaşça çekilerek çıkarılması gibiydi gidişin.." Söylediklerimi duyduktan sonra saçlarımı okşuyordu. "Şş hayır." İterek ayrılmak istedim. İzin vermedi. "Kalmaya bir neden bulamadığımdan değil, gitmeye esaslı sebeblerim olduğu için gitmiştim." Gözlerim dolmuştu. Onun gözleri de mi öyleydi? Bilmiyordum. Açıkcası gözlerimin önündeki duman gibi şey yüzünden göremiyordum. Kaşlarımı kaldırdım. "O yüzden mi Emma'ya gittin?"

"Christoffer Schistad!" Duyduğumuz sesle her ikimiz o yöne doğru dönmüştük. Bu William'dı. Yanında da Noora vardı. Noora koşarak yanıma geldi ve bana yarı sarıldı. "İyi misin?" Sıkıca sarılmıştım. Göz yaşlarımı özgür bırakmıştım. Chris de bizi izliyordu. Ta ki William gelip kolundan tutuncaya kadar. "Gidiyoruz. Ona ne kadar zarar verdiğinin farkında mısın?!" Biraz daha Chris'e yaklaşmıştı. "Sevgilim. Ve arkadaşlarının. Yanında. Olmanı. İstemiyorum. Chris." Chris William'ın gözlerinin içine bakmıştı. "Peki, kardeşim."  'Kardeşim' sözünü vurgulayarak söylemişti. Arabasına binip gitmişti. William da arabasına atlayıp Chris'in ardından gitmişti.

-14:12

Noora bana kahve yapmıştı. "İç, kendini daha iyi hissedeceksin." Gülümsemiştim. "Teşekkür ederim." Ama bu sahte bir gülümsemeydi. "Iı şey." Cümlesini devam ettirmesi için güç veriyormuş gibi Noora'nın yüzüne baktım. "Efendim?" Noora ağzını hava ile doldurmuştu. "Şey William'la konuştuk." Kafamla onayladım. "Anladım?" Noora gözlerimin içine baktı. "Chris seni üzmemek için senden ayrılmış. Zaten kafede de bunu konuşuyorlardı William'la." Gözlerimi kısmıştım. "Bir dakika ne?" Noora kafasını yukarı aşağı salladı. "Chris sırf onu terket diye Emma ile öyle bir sahne hazırlamış." Kaşlarımı kaldırmıştım. "Emma biliyor muymuş?" Noora hayır anlamında kafasını sağa sola salladı. "Belki de.." Bu cümleyi nasıl cesaret edip söylemiştim bilmiyorum. "Belki de daha sonra aşık olmuştur Emma'ya?" Noora omuz silkti. "O zaman az önceki sahne neydi?" Kafamı ellerim arasına almıştım. "Bilmiyorum. Dün de Emma için bana gelmişti?"

Ne yapıyordun Chris.. Amacın neydi?

sensual background | eva + chrisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin